Hava Durumu

Hayata dair çeşitleme; örgü ve 'Hanımeli'

Yazının Giriş Tarihi: 27.09.2019 06:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.09.2019 06:08

Kadınların el becerileri güçlüdür. Yüzlerce yıldır halı, kilim, çul dokumuş, dantel ve örgü örmüş, nakış işlemiş, dikiş dikmişler. Bu becerilerini nesilden nesle kız çocuklarına aktarmışlar.

İşte bu yüzden derim ki; 'Her kadın resim yapabilir...' Zira kadınların resim sanatının temel renk ve desen bilgeleri ezberlerindedir.
Misal... Akademik olarak ana renklerin karşısına gelen ara renklere "tamamlayıcı renkler" denir. Kırmızının tamamlayıcısı yeşil, sarının tamamlayıcısı mordur. Okuma yazması olmayan kadın bile bunun farkındadır. Sarı ile moru, kırmızı ile yeşili, mavi ile turuncuyu örgüde, nakışta buluşturur.
Ve aslında yaptıkları dantellerde, örgülerde hep matematik vardır.

Okuryazar olmayan ama dantel ya da örgü ören bir kadın, 80 yaşında bile olsa böler, çarpar, artırır, eksiltir. O şişler ya da tığ elindeyken aslında sürekli 4 işlemi yapar durur. Dantel motiflerinde ya da nakışlarda geometrik desenleri kullanırlar. Yüzlerce yıldır nesilden nesle yetenek olarak aktarılır durur. Üniversite eğitimine erişebilen kız çocuklarının akademik başarısı belki de bu yüzden erkeklerden yüksektir.

Öte yandan... Üretim makineleşirken, geçmişten gelen pek çok beceri de yavaş yavaş yok oluyor. El halı ve kilimleri hâlâ çok değerli olsa da makinede üretenler çoktan onların yerini aldı. Artık yün eğirip beş şişle çorap ören köylerde bile neredeyse kalmadı. Müzelerdeki canlandırmalarda hatta köy müzelerinde malzemelerini görür olduk.

EL İŞLEMELERİ ARTIK MÜZELERDE!

Kentlerde çeyiz sandığı geleneği yok oldu. Kız çocukları doğar doğmaz anneler, nineler sandığa dantelleri, nakışlı örtüleri koymaya başlarlardı. Şimdilerde yeni yetişen nesil dantel örtüleri ne masasına ne de büfesine koyuyor. Zaten makineler dantel benzerini üretir oldu.

Birkaç kuşak sonra eskinin dantelleri de müzelerde yer alacak. Kanaviçe işlemeler, el işlemesi kaftanlar çoktan müzelik oldu bile. Bakmayın siz kınalardaki kaftan modasına. Makine ile işlenmiş, tasarım olarak aslından az biraz esintiler taşıyan giysiler o kadar...  

Bursa Nakış El Sanatları Müzesi var, Maksem'de... Oyuncak Müzesi'nin hemen karşısında! Orada sergilenen 100, 150 yıl önce kadınların işlediği nakışları gördüğünüzde hayran kalacaksınız.

Artık makinelerde dantele benzerini üretiyor. Yün örgüleri de öyle! Tıpkı konfeksiyon giysi gibi!  Eskiden özel dikiş kursları olurdu, para verir giderdiniz. En namlısı da Ünlü Cadde'deydi... Artık yok! 'Halk Eğitim Merkezleri'ndeki dikiş kurslarına bile ilgi çok az. Hazırı dururken kimse oturup da dikişle uğraşmak istemiyor. Üstelik de dikiş makineleri varken! Eline tığ, örgü şişi hatta iğne almadan büyüyen bir yeni nesil var...

HAYAT PAHALILAŞTIĞINDA ÖRGÜ MODASI

Öte yandan... Devalüasyon, ağır enflasyonlarla geçen yakın tarihimizin tanığı yaştayım. Şunu da biliyorum. Ekonomik kriz derinleştiğinde, alım gücü azaldığında hemen el örgüsü modası başlar. Kadınlar, önce çocuklar sonra kendileri olmak üzere örgü örmeye başlar ya da "Kendin dik, giy" modası çıkar.

Evde üretilen, dışarıdan satın alınan hazır giyimden ucuz olduğu sürece bu böyle devam eder. Hayat normalleştiğinde eski düzene dönülür. Yani çarşıdan, pazardan pardon AVM'lerden alışveriş başlar.

Son yıllarda kadınlar arasında başlayan el örgüsü modasının nedeni epeyce farklı. Kadınlar tığ ve şiş örgü ile dikiş becerilerini toplum yararına sunuyor...

ÖRGÜ İMECESİ: HANIMELİ GRUBU

Kadınların yüzlerce yıldır geliştirdikleri organizasyon yetenekleri vardır. Ailede akraba ilişkileri, komşu ve ahbap ilişkilerin, toplantılar kadınlar tarafından düzenlenir. İşte kadınlar aile içindeki iletişim ve organizasyon becerisini evin dışına sosyal hayata taşıyor.

Bunlardan biri de Hanımeli Grubu. Sosyal medya üzerinden bir araya gelen grubun atölyeye gelen aktif 60, 70 üyesi var. Sosyal medyadaki gruplarında ise 600'e yakın destekçi yer alıyor. Pek çoğu daha önce herhangi bir sivil toplum kuruluşunda yer almamış. Yaşları 25 ile 80 arasında değişiyor. Aralarında sağlık sorunu olan kadınlar da var. Hepsi de dayanışarak üretirken hastalıklarını unuttuklarını söylüyor.

Hanımeli Grubu başta askerlere boyunluk, bere; huzurevindeki yaşlılara diz örtüsü ve şal olarak yola çıkmışlardı. Şimdilerde ise örgü oyuncak ve ayılar; amigrumi bebekler, çantalar, yetişkin, bebek ve çocuklar için yelek, hırka gibi örgü giysiler örüyorlar. Tığ ve şiş ile örgüden yapılabilecek ne varsa hepsini yapıyorlar.

İNSANA, ÇOCUĞA DOKUNMAK

Hatta aralarında öyle yetenekliler var ki; Kral Şakir çocuk kitabı ve çizgi film karakterlerinin bire bir aynısını amigrumi bebekler olarak yapıyorlar. Son dönemde hasta ve bakıma muhtaç yaşlı bir kadına destek oldular. Tekerlekli sandalye götürdüklerinde kadının yaşadığı ev koşullarını görünce de harekete geçip evi tamir ettirerek yaşanabilir hale getirdiler.

Grubun önde gelen isimlerinden Dilek Yenen Canbaz ile görüştüm; Şenay Başaran ile birkaç arkadaşın haftada üç gün bakıcı tutup gönderdiğini, huzurevinde kalması için girişimlerde bulunduklarını anlattı ve  "Huzurevine yatsa da biz Fatma teyzemizin üstünden elimizi çekmeyeceğiz" dedi.

Dilek Yenen Canbaz'a yaptıkları diğer işleri sordum; şunları anlattı:

"Sivil toplum kuruluşları eylül ayından itibaren faaliyetlerini etkinleştirdi. Biz de ürettiklerimizle bir imece oluşturuyoruz. Kanserle Savaş Derneği'ne kermesleri için anahtarlık yaptık verdik. Aynısını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği için yapacağız. Renk Otizm Derneği, Down Kardeşlik Derneği'ne destek veriyoruz. Kıbrıs gazisi bir amcamızı destekledik. BUDOST aracılığıyla köy okullarına destek oluyoruz. Azerbaycan Kültür Derneği öncülüğünde Musul ve Kerkük'ten gelen Türkmen çocuklara verilen desteği öğrendik. Biz de onlar için boyunluk, atkı örüyoruz. Uyku arkadaşı, oyuncak, kışlık giysi ve kitap yardımı yapacağız. Orhaneli Can Suyu Derneği için de hazırlanıyoruz. ÇEK imecesine de destek olmak istiyoruz..."

Dilek Yenen Canbaz, örgü iplerinin bağış olarak geldiğini, aynı zamanda grupta eşya toplama çağrısı yaptıklarına değinerek "Sıfır eşyalar da geliyor, depomuzda toplanıyor. İhtiyaç sahibi olan kişilere çeşitli sivil toplum kuruluşları arcılığıyla gönderiyoruz... Dün bize grup üyelerimizden Emine Saka aracılığıyla 25, 30 kişilik bir örgü ören başka bir grup ulaştı. Daha fazla işler üreteceğiz. Daha çok insana, dokunacağız... En az haftada iki gün Beşevler'deki atölyemizde arkadaşlarımızla buluşuyoruz. Böyle bir sürecin içerisinde olmaktan çok mutluyuz. Pek çok arkadaşımız evdeydi. Şimdi birlikte sosyalleşiyoruz, dayanışıyoruz, üretiyoruz ve topluma faydalı oluyoruz..." dedi.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.