Hava Durumu

Heyelana alınacak tedbirler

Yazının Giriş Tarihi: 06.12.2019 06:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.12.2019 06:04

Mollaarap Mahallesi Temenyeri mevkisinde toprak kayması olduğunu eski Bursalı olan herkes bilir. Mesela şimdinin Temenyeri Parkı da "Kayıyor" denilen yerlerden biriydi.

Eskiden o bölgede insanlar ev almaktan imtina ederlerdi. Ama göçle gelen nüfusla birlikte kent de belleğini yitirdi. Kentte yeterince afet bilinci olsaydı; Mollaarap'ta birer yıl arayla birer inşaat kazısı nedeniyle mahalleler kaymaz yüzlerce insan da evlerinden olmazdı. Tek şükredilecek şey can kaybı olmamasıdır.

İlk heyelanda boşaltılan evlerden biri de geçmişte aynı gazetede on yıl beraber çalıştığımız Huriye ve Sibel Bilişik'in baba eviydi. Defalarca gitmişliğim vardır; çok bakımlı, şeker kutusu gibi çok şirin iki katlı bir evdi. Yanında küçük müstakil bir bölümü daha vardı; kiraya veriliyordu... Mahallede başlatılan bir inşaat kazısı sonrasında yıkılma riski olduğu için tahliye edildi... Anne Emine Bilişik, kırk yıllık yaşanmışlığa veda etmek zorunda kaldı, tüm komşuları gibi!..

GÖZ GÖRE GÖRE GELEN İKİNCİ HEYELAN

Bölgedeki ilk heyelan 28 Ocak 2018'de olmuştu.  

Çok katlı bina inşaatı yapan firma fore kazık çakarken kayma meydana gelmişti. Kazı için belediyeden izin alıp almadığı çok tartışılmıştı. Yıldırım Belediyesi o dönemde sorumluluğu üstlendi, gidecek yeri olmayan ev sahipleri geçici olarak otellere ve belediye misafirhanesine yerleştirildi. Evler hızlı bir şekilde, belediyenin görevlendirdiği kamyonlarla tahliye edildi.

Oysa heyelan riski olan bölgelerde mutlaka jeolojik (yer bilimleri) incelemelerin yapılması gerekiyordu... Yapılmadı ve onlarca insan evinden oldu... 

Akıllandık mı peki? Ne gezer!..

2019 Mayıs'ında bu defa bir okul inşaatının bahçesinde yapılmak istenen bir tesis için derin bir kazı başlatıldı... Mahalleli çok tedirgindi. O hafta yağmur da yağınca, kazı yapılan bölgenin üstündeki mahalle kaymaya başladı...

İlk kayma gününde gitmiştim. Sanki deprem bölgesindeydim. Evlerin içerisinde fotoğraf çekerken ayaklarım titremişti. Bir an önce fotoğraf çekip kendimi dışarı atmıştım...  Korkunçtu! Değer miydi?

Orada da kazı yaparken jeoloji biliminden yararlanılmamıştı. Eğer başvurulsaydı, zemin yapısı itibarıyla bir heyelanı tetikleyeceği öngörülürdü. Zaten 16 ay önce bölgede bir heyelan daha olmuştu. Ciddi bir risk söz konusuydu...

Ocak ayında ilk heyelanın iki yılı dolacak... Peki, ilk heyelandaki durum nedir?

İLK HEYELANIN ÜZERİNDEN İKİ YIL GEÇTİ

Evlerini heyelan nedeniyle terk etmek zorunda kalan ev sahiplerine hâlâ kira yardımı yapılıyor. Ancak boşaltılan evlerin akıbetine yönelik belirsizlik sürüyor. Ev sahipleri ile konuştum; bugüne dek herhangi bir toplantı ya da bilgilendirme yapılmış değil. Terk ettikleri konutlar ise elektriği, suyu, doğal gazı kesilmiş ve hayalet evlere dönüşmüş durumda...

Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Mert Vahit Arslan ile görüştüm.

"Bir ay önce 2. heyelan bölgesi ev sahipleriyle bilgilendirme toplantısı yaptık. Riskli alanlarla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşüldü. Bakanlık, zemin etüdü yaptı. Zemin etüt sonuçlarına göre riskli alan ilan edilip edilmeyeceğine karar verilecek" dedi.

Artık top bakanlıkta!

Ama asli çözümün yolu bilim ve bilgiden geçer! Jeoloji bilimi devre dışı kaldığı sürece bu tür sorunlar yaşanmaya devam edecek... Artık dinleye, okuya yaza ben bile öğrendim. Heyelanda taç bölgesi var.  Taçta açılma olunca topuk bölgesinde de hareketlenme oluyor.  Yağmur ya da don olduğunda hareket tetikleniyor...

Jeoloji bilimine başvurmazsanız, iki yıldır olduğu gibi on binlerce lira taşınma, barınma ve kira yardımı yapmak ve can kaybı olmadığına şükretmek zorunda kalıyorsunuz...  Eskilerin dediği gibi, astarı yüzünden pahalıya mal oluyor!..

ENGİN ER'DEN HEYELAN TEDBİR UYARISI

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, geçen gün tam da bu konuyla ilgili önemli bir açıklama yaptı.

Başkan Er, Bursa'da her yıl 4 bin ila 6 bin civarında ruhsatlı konut ve sanayi yapısı yapıldığına dikkat çekti. Bursa'da eski ve yeni yerleşim alanlarında granit, kireçtaşı gibi kaya zeminlerden sıvılaşma riski taşıyanlara dek değişik zeminlerin olduğunu söyledi.

Kış aylarında yağmur ve kar yağışının zemin özelliklerine göre farklı etkilerinin olduğuna dikkat çekerek "Yeraltı sularının yükselimi, killi zeminlerde şişme, eğimli yerlerde yapılan istinat yapılarının olduğu yerlerde boşluk suyu basıncının artması gibi... Boşluk suyu basıncının artması da önlem alınmayan veya plansız olarak yapılan kazılarda heyelanlara sebep oluyor" dedi.

Heyelanı 'Bir toprak kitlesinin ani olarak yer değiştirmesi' olarak tanımlayan Engin Er "Peki, topraklar ani olarak neden yer değiştirir?" sorusuna verdiği yanıtta ise "Eğim, toprak yapısı, yağışlar, topraktaki ani ısı değişimleri, yapılan kontrolsüz kazılar, yük bindirme" gibi nedenleri sıraladı. 

YAĞMUR VE KAR HEYELAN RİSKİNİ ARTIRIYOR

Mollaarap'ta yaşanan heyelanı anımsatan Başkan Er, kontrolsüz kazıların yapıları etkilememesi için uyarılarda bulundu:
"Sadece Yıldırım'da değil, ilimizin birçok ilçesinde eğimli alanlarda yapılaşmanın olduğunu biliyoruz. Yapılaşma için yapılan kazılarda veya istinat duvarı amacıyla yapılan kazılarda heyelan riski, kış mevsiminde yaz aylarına göre daha çoktur.

Yağan yağmurlarla boşluk suyu basıncının artmasıyla plansız projesiz yapılan istinat duvarları maalesef fayda değil zarar veriyor ki bunu daha önce birçok ilçemizde yaşadık."

İstinat duvarları hatırlatması İNTAM'da yaşanan heyelana ait. O gün Üniversite'nin Kükürtlü Rehabilitasyon Merkezi'ndeydim. Deprem oluyor sandık. Heyelan bölgesine üstten çok zor ulaşmıştık. Neyse ki bina önceden boşaltılmıştı ve can kaybı yoktu. Babam "Yıkılacak bina konuşur" derdi!.. 

ZEMİN ARAŞTIRILMALI, İYİ TANIMLANMALI

Başkan Er'in önerilerine gelince; "Yerleşim alanlarında heyelan anlamında yeteri kadar yer bilimleri mühendislik araştırmaları yapılmadan zemin iyi tanımlanmadan yapılaşma amacıyla kazı yapılması sakıncalı sonuçlar doğuracaktır.

Yerel yönetimler; yeni yerleşim alanlarını belirlerken arazi çalışmaları ve değerlendirmeler yaparak, heyelana ve diğer afetlere maruz kalmış ve afet beklenebilecek alanların belirlenmesiyle hazırlanacak duyarlılık haritaları yapmalı. 
Bu haritalar aracılığıyla mühendislere, kent planlamacılarına yüksek riske sahip alanlardan kaçınılması konusunda veriler sunmalıdır.

Yoksa önümüzdeki süreçte plansız alanlarda veya planlı olup kontrolsüz yapılan kazılarda maddi ve manevi zararlarımızın oluşacağını bilmeliyiz.

Yıllardan beri söylüyoruz. Bir alanda öncelikle alansal bazda çalışma yapılmalı ve uygulama esnasında da mutlaka kazı öncesi ve sırasında kontrol yapılmalıdır. Bunun adına Zemin Vizesi, Zemin Kontrolü veya Kontrollü Kazı gibi isimler verebiliriz."

Başkan Er, depremin heyelanı tetiklediğini, heyelana hazırlığın aynı zamanda depreme hazırlık olduğunu da vurguladı...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.