Hava Durumu

Huzurevlerinde kalanlar ve Batı'nın dökülen yaldızları!

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2020 06:00

İnsanlığın koronavirüs ile sınavı, Batı'nın üzerindeki gelişmişlik yaldızları fena halde döküldü... Normalde bir vatandaş ekranların karşısına çıkıp da bir hastalıkla baş edebilmek için dezenfektan içilmesini önerse, deli gömleği giydirilirdi! Ama iş ABD'nin devlet başkanı turuncu adam Trump olunca roller değişiyor! Adam dünyaya deli gömleği giydiriyor!..

Sürü bağışıklığından söz eden İngiltere Başbakanı'nı sürünün başı olarak koronavirüs kurdu kapıverdi. Günlerdir hastalıkla boğuşuyor. Hastanelik, yoğun bakımlık oldu. Gafleti ve almadıkları tedbirler yüzünden binlerce İngiliz canından oldu. Amerika'da da aynısı oluyor. Trump'un koronavirüs umursamazlığı altında sadece ekonomik çekinceler yatmıyor; adam salgında en çok hispanik ve Afroamerikanların ve yaşlıların ölmesi dolayısıyla neredeyse ekran karşısında dans edecek. (Yakında ederse hiç şaşırmam!..)

Avrupa'da en büyük trajedi ise yaşlı bakımevlerinde yaşandı. Bakımevlerinde çalışanlar koronavirüs korkusuyla işi bırakıp kaçtılar. Kaçmayan birkaç bakıcı, yüzlerce hastayla ilgilenmeye çalıştı, kurtarabildiğini kurtardı, ama çoğunluk öldü, gitti!..

VİRÜSTEN, AÇLIKTAN, BAKIMSIZLIKTAN ÖLDÜLER!

 Bakımevi şirketleri, hasta ve yaşlıları bakımevlerine koronavirüs kaygısıyla sokmazken,  ölmelerine göz yumdular. Yabancı basına yansıdığı kadarıyla bakımevlerinde kalanların bazıları koronavirüsten, bazıları ise bakımsızlıktan, açlıktan, diğer hastalıklardan öldü.

Bakımevlerinde ölen insanlar günlerce sonra fark edildi. İtalya, İspanya, Fransa, İsveç, Belçika gibi ülkelerde hastanelere birden hasta akını olduğu, koronavirüs yoğunluğunun yaşandığı dönemde hastane çalışanları triyaj uygulamak zorunda kaldılar. Yaşlıları ölüme terk ettiler, daha genç olanları kurtarmaya baktılar! Bakımevlerinin dışında evlerinde yaşayan yaşlılar da tek başına öldü gitti!..
Yurt dışında Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da, İsveç'te yaşayan arkadaşlarımla yazıştığımızda günlük gazeteleri ve haberleri aktarıyorlar. Çoğu ile akran olduğumuzdan kendi yaşamlarından da endişe duyuyorlardı. Korkudan hiç dışarı çıkmamaya bakıyorlardı; hastalandıklarında ölüme terk edileceklerini düşünüyorlardı. Sadece Almanya'da yaşayanlar daha endişesiz, daha bir rahattı.

İSPANYA, BELÇİKA, FRANSA, İTALYA, İNGİLTERE

O da Almanya'nın sosyal devlet olma niteliğini yitirmemesiyle alakalı bir durumdu. Diğer ülkelerde sağlık sistemi olduğu gibi özelleşmiş, hastaları müşteri sıfatıyla gören kâr etmeye odaklı sağlık işvereni olan özel kuruluşlar, daha kârlı gördükleri dallarda butik hastaneler oluşturmuşlardı. Doktoruyla, hastanesiyle fena halde çuvalladılar. Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen Avrupa ülkelerden biri olan Fransa'da yaş ortalamasının 85 olduğu huzurevlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı 7 bin 896'ya (toplam ölümlerin yüzde 38'i), vaka sayısı ise 64 bin 117'ye (toplam vakaların yüzde 41'i) ulaştı.

Avrupa'daki yetkililerden art arda huzurevleriyle ilgili itiraflar geliyor.

Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran, ülke genelindeki huzurevlerinin yüzde 45'inde kovid-19 saptandığını, buradaki çalışanlara koruyucu ekipman temininde sorun yaşadıklarını itiraf etti. Fransa'da huzurevinde kalan yaşlılara test de yapılmadığı ortaya çıktı!..

İNGİLİZ HUZUREVLERİNDE GÖNÜLLÜ ÇALIŞAN BURSALI TÜRK

İngiltere'de ise 7 bin 500 kişinin huzurevlerinde öldüğü tahmin ediliyor. İngiliz basınında kovid-19 ölümlerinin sadece hastanede ölenleri kapsadığı için gerçek sayının çok daha yüksek olduğu yer alıyor.

 İngiltere'de çok sayıda insan huzurevlerindeki yaşlılara destek için gönüllü olarak çalışmaya başladı. Onlar arasında yaşlılara saygı ve sevgi kültürüyle yetişen, uzun yıllardır İngiltere'de yaşayarak vatandaşlık almış olan Türkler de yer alıyor. Onlardan biri de Bursalı Kerem Ergen; 1 Nisan'da yaptığı paylaşımda şunları yazıyordu:

"İngiltere'ye ilk geldiğim yıllarda, bir huzurevinde gönüllü olarak çalışmaya başlamıştım, aradan geçen yıllara rağmen dostluklarımız hiç bitmedi, yaşamış olduğumuz bu zor dönemde, bana ihtiyaçları oldukları İçin, tekrar onlarla birlikte bu zor süreci atlatmaya çalışıyoruz, çok uzun saatler çalışıyoruz ."

(İyi olup olmadığını ara sıra yaptığı sosyal medya paylaşımlarından takip ediyoruz.)

İspanya'da ise bazı huzurevlerinde yaşlılar ölü bulunmuştu. İspanya'da, salgının başlangıcından bu yana huzurevlerinde 13 bin 954 kişinin yaşamını yitirdiği düşünülüyor.
Belçika'da da aynı durum söz konusu. Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren 6 bin 262 kişinin yüzde 52'sini huzurevlerinde kalanlar oluşturuyor.

Avusturya ve İtalya'da yaşlı yakınları dava açıyor; savcılıklar soruşturma başlatıyor. İtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü verilerine göre 1 Şubat - 17 Nisan arasında huzurevlerinde 6 bin ila 7 bin yaşlı hayatını kaybetti.

Ve en nihayetinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise Avrupa'daki kovid-19 ölümlerinin neredeyse yarısının yaşlı ve kronik hasta bakımevlerinde gerçekleştiğini açıkladı.

TÜRKİYE'DE HUZUREVLERİ VE YAŞLILAR

Peki, bizde neler oluyor? Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın salgın Türkiye'de görülmeden önce aldığı tedbirler, ilaçların önceden temini, Bilim Kurulu'nun çalışması çok önemliydi. Sağlık Bakanlığı başarılı bir çalışma sergiledi...

Türkiye'deki gereğinden fazla olan tomografi cihazları Koronavirüs salgınında çok işe yaradı,  test sonucu beklenilmeden teşhis konulabildi.

Günde 100'e yakın hasta bakan hekimler ve sağlık çalışanları hasta yoğunluğunu göğüslemekte zorlanmadılar. Batı'da ise günde en fazla 20, 30 hasta gören hekim ve sağlık personeli hızlı bir şekilde tükendi. Salgının yoğunluğunu göğüslemekte zorluk çekti. Sosyal dayanışma güçlüydü. Türk sanayisi koruyucu ekipmandan solunum cihazına dek üretime başladı.

Türkiye'de hiçbir şekilde hastanelerde yaşlı, genç triyajı yapılmadı. Hastanelere her gelen hasta kurtarılmaya çalışıldı. 65 yaş üstüne ve sonrasında gelen 20 yaş altına yönelik sokağa çıkma yasağının meyveleri de önceki gün iyileşen hasta sayısının virüs bulaşanlardan  fazla olmasıyla alındı.
Peki, bizim huzurevlerinde neler oluyordu?

Belediye ve devlet huzurevlerinde adeta olağanüstü hal ilan edildi. Tedbirler en üst seviyede. Özel bakımevlerine gelince; tesadüfen tanıştığım yakını sayesinde bir çalışana ulaşabildim ve konuştum:

 "Biz günlerdir eve gitmiyoruz: Burada kalmamız için odalar oluşturuldu. Dörder kişi kalıyoruz. Televizyon da getirdik, odalarımızda küçük buzdolabı, elektronik çaydanlık da var. Bir eksiğimiz yok. 

Hasta ve yaşlılarımıza virüs bulaşmaması için bakımevinde kalıyoruz. Çocuklarımızdan ayrı düştük, ama olsun, bizim de işimiz bu. Yaşlılarımıza gözümüz gibi bakıyoruz. Bizim bakımevinde hiç pozitif çalışan ya da hastamız yok. Yaşlılar herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında da devlet hastanelerinden gereken sağlık hizmetini alıyorlar. Avrupa'da yaşananları televizyondan izliyoruz,  şaşırıyoruz. İnanamıyoruz."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.