Hava Durumu

Kadın cinayetlerinde döngü değişiyor!

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2021 06:00

Kadına şiddet durmuyor... Taciz, tecavüz gibi kadına ve çocuğa şiddetin en uç noktasındaki suçların yargılama aşamasında zanlıların serbest kalması yani cezasızlık, potansiyel tacizcileri, tecavüzcüleri, sapıkları, pedofilleri cesaretlendiriyor!..

Ölümle tehdit edilen kadınlar sosyal medya mecralarında kimileri darp izlerinin morarttığı yüzleriyle yardım çığlığı atıyorlar.

Kadınlar kendi hayatları üzerine karar almaya kalktıklarında; "hayır" ya da "yeter" dediklerinde bu bile öldürülmeleri için yeterli oluyor.

Saçma sapan bir döngü sürüp gidiyor. Bu döngü nasıl ne zaman kırılacak? Nasıl kırılacağının yanıtı 6284 sayılı Yasa ile İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasından geçiyor.

Söz konusu yasalar; kadını öteki insan, mal olarak gören tepeden tırnağa cinsiyet ayrımcılığına bulanmış zihinlerin hedefinde!

Neyse ki yaygın ve yerel medya eskiye göre kadın cinayetlerine biraz daha makul yaklaşmaya başladı. Önceden kadın cinayetleri kınanmaz, hata ölen kadında aranırdı. Hele de öldürülen kadın genç ve güzelse magazin haberine dönüştürülerek, hayatı didiklenir, "Öldürmüş ama bir sorun bakalım neden öldürmüş?" misali köpürtülerek günlerce 3. sayfada tefrika misali yayınlanırdı!

Hâlâ katili aklayan, masumiyet yükleyen, "Aşk, platonik aşk, kıskançlık, kocasını aldatan kadın" gibi başlıklarla haberleştirenler var.

(Pek çok haber internet sitesi, sayfasında daha çok okunsun diye baldır bacak fotoğrafları yayınlıyor. YeniDönem gazetesi olarak ne gazetemizde 3. sayfa güzelleri diye tabir edilen fotoğraflar yer alıyor ne de internet sitemizde tıklansın diye böyle fotoğraflara yer veriliyor. Bu ilkesel yaklaşımı takdirle karşıladığımı belirtmek isterim)

CEZASIZLIK SALDIRGANLIĞI TETİKLİYOR

Şiddete uğrayan kadınlar yetmiyor; müvekkili olan avukatlar tehdit ediliyor. Daha yeni mahkemelerden tutuksuz yargılanma kararı çıkıyor ya da taş çatlasa bir, iki yıl cezaevinde yatırılıp ortalığa salınıveriyor.

Antalya'da müvekkili, tecavüze uğradıktan sonra intihara teşebbüs eden Bilgenur Yalçın, tutuksuz sanıklarca hem yüzde 99,9 engelli olan mağdurun ailesinin hem de kendisinin tecavüz ve ölümle tehdit edildiğini açıkladı!

Kadına yönelik taciz, yaralama, tecavüz gibi davalarda tutuksuz yargılanan zanlı o kadar çok ki! Kadının ölümle tehdit edilmesinde ise tutuklu yargılanan neredeyse yok gibi. Aleyna Çakır davası nedeniyle Müge Anlı'yı ve pek çok kadını tehdit eden Ümitcan Uygur bu nedenlerle değil, uyuşturucu nedeniyle tutuklandı. "Bana kimse bir şey yapamaz" diye pek bir rahattı; Narkotik'in radarına yakalandı. Ama sülalesi Anlı'yı ölümle tehdit etmeye devam ediyor. Dün haberlere baktım, herhangi bir tutuklama yoktu. Bir kadını öldürmekle tehdit etmenin acil yaptırımı yok!..

AHVAL 'BEN ÖLECEĞİME O ÖLSÜN'E GİDİYOR

Öte yandan... İki yıl önce bir panelde kadına yönelik şiddetle ilgili konuşmacıydım. Orada şunları söylemiştim; "Türkiye'de bilişim araçları çok yaygınlaştı. 6284 sayılı Yasa var. Kadınlar dış dünyaya açıldılar. Hayatları hakkında karar almak istiyorlar; öldürülme tehditleri almalarına hatta öldürüleceklerini bilmelerine rağmen.

Cezasızlık kadına yönelik şiddeti körüklüyor ve potansiyel kadın katillerini cesaretlendiriyor. Kadınlar öldürülüyor ve kendini savunamıyor. Öldürülen kadına katili, haksız tahrik, takım elbise kravat / iyi hal indirimi almak adına bir sürü iftira atıyor. Öldürülme tehdidi altında olan kadınlar cezasızlığı yaşayarak öğreniyor; ölenin ardından atılan iftiraları duyuyor.

Bu kısır döngüde eğer kadına şiddette önleyici, koruyucu tedbirler alınmazsa, yargı süreci bu şekilde işlerse, bir süre sonra bu yüzden döngü tersine dönebilir. Tehdit altında yaşayan, öldürülme riski yüksek olan kadınlar bir süre sonra erkek katiline dönüşebilir."
Özetle kadına yönelik şiddet ve cezasızlık döngüsü kırılmadığı sürece, öldürülme tehdidi altındaki kadınlar "Ben öleceğime o ölsün" noktasına gelebilirdi.

Nitekim son günlerde bu olmaya başladı. Ölüm tehdidi altındaki kadınlar kendilerini tehdit eden eşlerini öldürmeye başladı!.. Antalya'da kocasının ellerini kelepçeleyerek ağır işkence ettiği Melek İpek, kelepçeli elleriyle kendisini öldürmeye gelen kocasını tüfekle vurarak öldürdü.

Melek İpek'in hikâyesini bu satırları okuyan herkes biliyor. Uzun uzun yazmama gerek yok. İpek aynı zamanda çocuklarını öldürmekle de tehdit edildiğini söylemişti ifadesinde.
Dün ATV'de Müge Anlı'nın sunduğu programda Anamur'da bir serada işlenen cinayet konu alınmıştı. Öldürülen adamın eşi, canlı yayında cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etti; adamın onu ve çocuklarını dövdüğünü, ayrıldığı takdirde çocuklarını öldüreceğini söylediğini, kendisini de sürekli ölümle tehdit ettiğini anlattı; "Çocuklarım dünya görsün, yaşasın diye yaptım" dedi.

 2021'in ilk günlerinde 10 gün içerisinde şiddete maruz kalan iki kadın kocasını öldürdü...  Doğru bir şey mi? Elbette değil! Erkeğin kadını öldürmesi; kadının erkeği öldürmesi, özetle insanın insanı öldürmesi doğru değildir.

Yapılması gereken kadına, çocuğa yönelik şiddetin acilen önlenmesi, tehdit altındaki kadının korunması, cezasızlığın önüne geçilmesidir!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.