Hava Durumu

Karar çıktı çıkmasına da kutlanabilecek mi?

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2019 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2019 06:00

19 Mayıs'ın eskisi gibi stadyumlarda yapılabilmesinin yolu açıldı... Ancak kimse boşuna sevinmesin!

Mevcut eğitim sistemi içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı vize vermedikçe böyle bir kutlama yapılması mümkün değil!..

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2012 yılında yayınlanan genelgeyle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın başkent dışında sadece okullar ve öğrenciler ile kutlanmasına ilişkin genelge yayınlanmıştı.

 2016 yılında Danıştay 10. Dairesi 19 Mayıs törenlerinin Ankara dışında il ve ilçelerde öğrencilerin de katıldığı stadyumlardaki gösterilerin fiilen sonlandırılmasını öngören yönetmeliği iptal etmişti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu dairenin bu kararını onadı.

7 yıl sonra 19 Mayıs'ın eskiden olduğu gibi stadyumlarda yapılabilmesinin yolu açıldı. Ancak bu yapılabileceği anlamına gelmiyor!..

LİSE MÜDÜRLERİ İNİSİYATİF KULLANAMAZ!

Eğer Milli Eğitim Bakanlığı 2012 yılındaki kararının örtülü bir şekilde arkasında durursa yine stadyumlarda yapılamaz.

Zira... İllerde geçmişte toplu 19 Mayıs gösterileri İl Milli Eğitim Müdürlükleri denetimi ve koordinasyonunda gerçekleşiyordu.

Herhangi bir devlet lisesi müdürünün 'Ben 19 Mayıs'ı stadyumda kutlayacağım" diyerek inisiyatif alması mevcut düzende mümkün değil.

Zaten tüm lise müdürleri bir şekilde Hükümet'e yakın sendika üyelerinden oluşturulmuş durumda! 

Ne yazık ki kamu bürokrasisinde liyakatten çok siyasi sadakate bakılır oldu!..

Mevzuat ne kadar uygundur bilemem; belki bazı belediyeler üstlenip 19 Mayıs'ın stadyumlarda kutlanmasına vesile olabilir.

BİZ AHLAKSIZ BİR NESİL MİYDİK?

Ortaokul 2'nci sınıftan itibaren liseyi bitirinceye kadar, artık olmayan Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen tüm 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerine katıldım...  On binlerce Bursalı gibi.

19 Mayıs gösterilerine katılan gençler, kız arkadaşlarına tecavüz mü ettiler?

Dağa mı kaldırdılar? İlerideki yaşlarında tecavüzcü, pedofili sapık mı oldular? Tam aksine, bizim kuşak epeyce de düzgün, terbiyeli insanlardan oluştu.

Hatırlayın, 40, 30, hatta 20 yıl önce bile bu kadar çocuğa, kadına hatta hayvanlara bile tecavüz, şiddet, gasp, saldırı var mıydı?
Ahlak bekçilerine soruyorum! Bundan 30, 40 yıl önce toplumun genel geçer ahlak anlayışıyla uyuşmayan olaylar ne kadardı?

Hatırladığım bir çocuk kaçırma olayı vardı; eski Bursalılar hatırlar; "Ayla" diye bir kız çocuğu kaybolmuştu. Tek olaydı, yıllarca da konuşulmuştu.

Şimdi zaten dijital devrimin tam da göbeğindeyiz. Her türlü veriye, görsele cep telefonuyla ya da bilgisayar aracılığıyla erişmek mümkün...

Engellenemez... Önlenemez... Siz tuvalete bile elinde cep telefonuyla giden insanın, kol, bacak, kafa görmesini nasıl engelleyeceksiniz? Bırakın 19 Mayıs'larla uğraşmayı...
Artık dünya başka bir yerde!.. Sosyal medyayı topyekûn kapatmak mümkün değil artık. Kapatılsa da derin web'de bir sürü arka yol var. Az buçuk bilgisayar bilgisi olan o arka yollardan kapatılan mecralara erişiyor. Wikipedia'da olduğu gibi! Ancak tümüyle internet erişimi kapatılırsa sosyal medya mecrasına erişim engellenebilir. O da bu çağda hiçbir şekilde mümkün değil.

'TAM BAĞIMSIZLIK KARAKTERİMDİR'

2012'li yıllar FETÖ'nün en gözü kara olduğu, TSK'ya operasyon yaptığı; eski Genelkurmay Başkanı'nın bile terörist diye zindana atıldığı yıllardı...

Ve Kurtuluş Savaşı'nın başladığı varsayılan, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Doğduğum gün" dediği Cumhuriyet'in ilanından sonra Gençlik ve Spor Bayramı ilan edilen 19 Mayıs'ın onlarca yıldır stadyumlarda kızlı erkekli kutlanmasından bir kesimin duyduğu anlamsız rahatsızlığı manipüle ettiler.

Adresi belli dış güçlerin kontrolünde olan FETÖ'ye en çok batan şey aslında Mustafa Kemal Atatürk'ün "Tam bağımsızlık karakterimdir" demesi ve bu ülkenin kuruluş hafızasına da kayıtlanmasıydı...
İşte o yüzden önce bu ülkenin kültürel DNA'larına saldırdılar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı ötelemek için hep yaptıkları gibi dini kullanarak dünyanın hiçbir Müslüman ülkesinde olmayan; 14 asırdır hiçbir İslam aliminin gündeme getirmediği bir hafta icat ettiler;  'Kutlu Doğum Haftası!..'

23 Nisan'la örtüştürüp 'Ulusal egemenliği" ötelemeye baktılar. Beceremediler!

FETÖ'nün darbe teşebbüsünden sonra haftanın zamanı değişiverdi...

KURULUŞ FELSEFESİ, TOPLUMUN ÇİMENTOSU

Türkiye; onlarca yıldır Güneydoğu'da süren çatışmadan, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminden, ardından gerçekleşen ekonomik saldırılardan sonra hâlâ ayakta duruyorsa, Suriye, Irak, Libya gibi parçalanıp halk birbiriyle boğazlaşmaya girişmemişse, bunu Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu felsefesine borçludur.

İşte bu nedenle dünyayı küçük küçük devletlere, mümkünse antik çağdaki gibi şehir devletlerine çevirmek isteyen neoemperyalizm modern adıyla küresel gurular ya da neoconların Türkiye'nin üniter devlet yapısına tahammülü yoktur.

Dolayısıyla da "Bağımsızlık savaşı vermiş" ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu bağımsızlık üzerine kurgulamış bir büyük önderin fikirlerinin hâlâ yaşıyor olmasını, sevilmesini,  bilinmesini, hatırlanmasını asla ve asla istemezler!

Emperyalizm unutmaz... Anadolu'daki büyük yenilgiyi, dayattığı Sevr'in çöp olmasını; Atatürk'ün açtığı yoldan Cezayir, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin de bağımsızlığa yürüdüğünü de unutmaz!.. O yüzden FETÖ gibilerini öne sürüp unutturmaya çalışır.

Her şeye karşın Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin kültürel DNA'sına ya da hafızasına kazınmıştır.

Yok edilmek adına gösterilen bunca çabaya karşın, özellikle Z kuşağında Atatürk sevgisinin yeşermesine engel olunamamaktadır.

Dünya ile entegre olan Z kuşağı; Türkiye'yi bir Suriye ya da Irak olmaktan kurtaran şeyin Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkeye attığı temel olduğunu fark etmektedir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.