Hava Durumu

Karlar ülkesi Pamporovo'yu kıskandım

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2018 06:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2018 06:01

1990'lı yıllarda turizme açılan Pamporovo'da; Uludağ'da olması istenenler hayata geçirilmiş! 4 mevsim turizme açık. Kayak pistleri çok, uzun ve güvenli. Otel fiyatları uygun; kar makineleri var! Uluslararası turnuvalar düzenleniyor...


Bulgaristan'ın kayak merkezlerinin şöhretini duymuştum. Ama kırk yıl düşünsem gidip göreceğim aklıma gelmezdi. Aşırı sıcağa dayanamadığım gibi aşırı soğuğa da katlanamam... Kısa aralıklarla iki kez gitmek nasip oldu. Nejdet Turizm'in Pamporovo kayak sezonu açış daveti, internet medyasında yazılarından tanıdığım  Erdoğan Doğu aracılığıyla geldi. Cebel ekibinden Sevinç Çelebi, Mehmet Çetinkaya ve Caner Evyapan ile yeniden buluşarak yine Bulgaristan yollarına koyulduk. Ayrıca Mustafakemalpaşa Belediyesi Basın Bürosu'ndan Mehmet Aslan ile yine aynı ilçe basınından Bursa'daki yerel televizyonlara Balkan programları hazırlayan Sezgin Eren, Şahinkaya Eğitim Kurumları Müdür Yardımcısı Metin Kale, Alper Yazıcı ve Caner Kasap da vardı. Gezide bize Caner Kasap rehberlik ederken; ulaşım sorumlusu Sebahattin Ersoy ise virajlı Rodop dağ yollarına karşın bizi sağ salim götürdü ve getirdi.

Ne yazık ki Sezgin Eren, Pamporovo'daki ilk günümüzde karda kayıp ayağını iki yerden kırdı. Bölgedeki hastanede ayağı alçıya alındı. Neyse ki CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan da oradaydı. Onun tavsiyesi ile bir gece dinlenip Bursa'ya minibüsün arka koltuklarında yatarak bizimle geldi. Ameliyatla ayağına platin takıldığını öğrendik. Kendisine buradan geçmiş olsun diyorum.

Bir dönemin Yeşilçam filmlerinin olmazsa olmaz platosu olan Uludağ'da; otel sahipleri, Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin olduğu çok başlı bir yönetim var. Sonucu da kendini yenilemeyen, çağa ayak uyduramayan, çok başlı olduğu kadar da çok sorunlu bir Uludağ. Pamporovo'yu gördükten sonra bunu daha da iyi anladım.

Bulgaristan'da, Pamporovo'nun yanı sıra Sofya'ya yakın olan Banksko ve Borovetz gibi uluslararası kayak şampiyonalarının yapıldığı merkezler de mevcut.

TÜRKİYE'YE EN YAKIN KAYAK MERKEZİ

Pamporovo'yu Bulgaristan'daki benzerlerinden öne çıkartan özelliklerden biri Türkiye'ye en yakın kayak merkezi oluşu. İstanbul trafiği nedeniyle uzayan bir yolculuktan sonra sabaha karşı Pamporovo'ya, kalacağımız Orlovetz Otel'e vardık. Minibüsten iner inmez Pamporovo'nun keskin soğuğu ile yüzleştik. Öyle böyle değildi! (Geceleri -20 derecenin üstüne çıkıyormuş. Şöyle diyeyim, soğuk algım değişti. Bursa'ya geldikten sonra hava yağmurlu da olsa bana hep ılık geldi.

Nejdet Turizm'in (Mirata Turizm) sahibi Nejdet Hamzaoğlu sektöre turizm okuyan kızı nedeniyle girmiş. 20 yıldır sektörde. Firmanın faaliyetlerinde öncelik kayak turizmi. Otobüsle uzun ve kısa Avrupa turları düzenliyorlar. Bulgaristan'ın her yöresine de turları var. Ayrıca ülke içine kültür turları da gerçekleştiren firma; talebe göre Türkiye ve çeşitli dünya ülkelerine seyahat etmek isteyen vatandaşlara da geleneksel turizm hizmeti veriyor.

Nejdet Hamzaoğlu ile konuştuğumuzda geçen sene Pamporovo'ya 3 binin üzerinde kişiyi götürdüğünü anlatırken, bu yıl dövizdeki hareketlenme nedeniyle talepteki daralmanın son günlerde açıldığını söyledi ve "Bu yıl da bin 500 kişiyi buluruz" dedi... Özel okullardan kayak öğrenmek isteyen öğrencileri toplu halde getirdiklerini anlatırken, her büyük turda mutlaka Nejdet Turizm olarak 7, 8 kişilik ekibi Pamporovo'da hazır tuttuklarını anlattı.

AĞAÇLAR, TEPELER VE KAR
Orlevetz Otel'de sabah uyanır uyanmaz ilk işim balkona çıkıp manzaraya bakmak oldu; dik tepeler, görkemli çam ağaçları ve karlar... Aralarda çokça oteller! Muhteşem görüntüydü. Şaşırdım; zira Uludağ'da Oteller Bölgesi'nde hiç ağaç yoktu.  Pamporovo'da oteller ile pistler farklı yerde. Yüzlerce, belki de binlerce insan olmasına karşın ne yolumuzu kesen arabalar, ne de çarpacak gibi olduğumuz kayakçılar vardı. Teleskilerin bulunduğu bölgeye geldik. Zirveye ulaşım üçer ya da dörder kişilik teleskilerle sağlanıyor. 150 ya da 200 metrelik uçurumlardan da geçtik. Manzara muhteşemdi.

Snezhanka zirvesine çıktık... Burada sadece kafeterya ile restoranlar ve her biri başka yönde olan çok sayıda kayak pisti var. Bir de eskiden istihbaratın radar olarak kullandığı şimdi turistikleşmiş devasa kar kulesi.

240 GÜN GÜNEŞ ALIYOR

Nejdet Turizm koordinatörlerinden İmdat Tuna yöre ile ilgili bilgi verdi:

"Burası Smolyan'a eski adıyla Paşmaklı'ya 15 kilometre mesafede dünyaca ünlü bir kayak merkezidir. Buradaki otellerin yatak kapasitesi 5 bin civarında. Son yıllarda Türklerin tercih ettiği bir yer... En büyük özelliklerinden birisi de yılda 240 gün güneş alması. Sis olmuyor, pistlerin yanında ağaçlar olduğundan kaybolunmuyor. Kış mevsiminde kar kalınlığı 2 metreyi bulabiliyor... Snezhanka zirvesinin yüksekliği 1926 metre! Otellerin bölgesinin yüksekliği 1650 ile 1450 metre arasında değişiyor. Pistlerin uzunluğu ise 40 kilometreyi buluyor. Türklerin son yıllarda tercih etmesinin nedenleri arasında fiyatların ucuz ve standart olması geliyor. Kahveyi her yerde aynı fiyata içersiniz. Burada teleski ve telesiyej sayısı çok fazla, o yüzden pistlere çıkışlarda kuyruk olmuyor. Her yaş grubundan insanın kayak öğreneceği bir yer. Kayak dersleri de ucuz...  Her yıl burada Dünya Junior ve Master yarışları düzenlenir. Bursa ve İstanbul'un yanı sıra İngiltere, İskoçya, Rusya ve İrlanda'dan da çok gelen oluyor. Gelindiğinde ilk gün kayak yapılmıyor. Çevreye uyum için bekleniyor. Ağaç çok olduğu için yüksek olmasına karşın oksijeni fazla ve tansiyonda oynamalar pek görülmüyor."

ULUDAĞ İLE KARŞILAŞTIRINCA!

İster istemez Uludağ ile karşılaştırıyor insan. İmdat Tuna'nın verdiği bilgilere göre; yöredeki oteller 4 mevsim açık! Uludağ için yazıp çizdiklerimizi onlar hayata geçirmiş. Yazın uluslararası bisiklet yarışları, koşular düzenleniyor. Artı Pamporovo'yu Uludağ'dan bir adım öne geçiren nisan ayında pistlerin yanında çiçek açmışken bile kayak yapılabilmesi! Tüm pistlerde suni kar sistemi kurulmuş. Teleski ile tepeye çıkarken boruları gördük. Gece ısı -4'ün altına düştüğünde tepedeki suni göletten alınan suyu borular piste püskürtüyor ve aşağı doğru kara dönüşüyor. Sonra paletli araçlarla kar pistlere yayılıyor. Böylece sezon uzun tutulabiliyor. Bizde ise Uludağ'da kar yağsın diye ancak dua ediliyor!

Bölgedeki otellerin neredeyse hepsinde sıcak su havuzları, bazılarında ise olimpik havuz, spa hizmetleri var. Kayak yapanlar, yorgunluklarını sıcak su havuzunda atıyor. Bölgede acil müdahale için hastane de var. Zirvede ısı -20'nin altına düştüğünden biri orada kalırsa akıbeti donarak ölmek olduğu için sağlamalı bir güvenlik sistemi oluşturulmuş. Skycenter'den kayak malzemesi alanlara bir kart veriliyor. Tüm bilgileri kaydediliyor. Liftler 16.40'ta kapanıyor. En geç 16.45'te dönüp eşyaları teslim etmeyenler hemen jandarmaya bildirilip arama başlatılıyor. Liftlerde yüz tarama sistemi var.

Bursa milletvekili Yüksel Özkan da Perelik Otel'de sezon açılışına katıldı, epeyce konuştuk. Pamporovo'nun eski halini bilen biri olarak "Çok fazla yapılaşma olmuş" değerlendirmesinde bulundu.

FİLİBE VE SHİROKA LAKA

Zirveden indikten sonra 15 kilometre mesafedeki Shiroka Laka'ya gittik. Safranbolu gibi, UNESCO Dünya Mirası olarak koruma altına alınmış bir yer. Bizimkilerden farkı, tarihi taş bina ahengini bozacak tek bir beton bina bile olmayışı. Olduğu gibi korunmuş! Binaların çatılarında taş kiremit kullanılmış. Ortasından geçen dere yöreyi daha da masalsılaştırıyor.

Dönüş yolunda Filibe'ye yani Plovdiv'e gittik. Bulgaristan'ın ikinci büyük kenti. 2019 yılı Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiş. Filibe meydanında epeyce bir inşaat vardı. Artık nüfusun çoğunluğu Bulgar. Bu yüzden kilisesi bol bir şehir. Müslüman Pomak, Türk ve Roman nüfus da epeyce. Yedi tepe üzerine kurulan bir kent. İstiklal Caddesi gibi tarihi binaların olduğu yayalaştırılmış bir caddesi ve parke taşlı dar sokakları var. Osmanlıdan az eser kalmış; mesela Cuma Camii... Kent Meydanı'nda devasa bir çam ağacı var; her yıl süslenmesi gelenektenmiş.

Dönüş yolumuzda daha önceki Bulgaristan seyahatinde olduğu gibi Mustafa Market'e uğradık. Ama bu sefer sahibi Mustafa Öztürk ile tanıştık. 25 yıl önce kasaplıkla başlayan daha sonra da işini geliştirip Bulgaristan topraklarındaki en büyük dinlence ve alışveriş tesislerinin sahibi olan Öztürk, 89 göçmenlerinden ve et ürünlerinde oldukça iddialı...

.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.