Hava Durumu

Korona günlerinde değişen alışkanlıklar ve Google aramaları 

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2020 06:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.04.2020 06:02

Koronavirüs günleri insanların yaşam biçimini kökten değiştirdi.

Yemek, içmek, gezmek...  Tüm bu alışkanlıklarımız kökten değişti. İnsanlarla iletişimimiz kısıtlandı. Bırakın sarılıp öpüşmeyi, el sıkışmayı, görüşmeyi bile bir tarafa bıraktık! En sevdiklerimizle aramıza mesafe koyduk.

Annemin tabiriyle kukumav kuşu gibi evlerde kendi kendimizle baş başa kaldık. Çocuklu ailelerde olan annelere oldu. Dört duvar arasına sıkışmaktan iyice azıtmış olan çocuklarla başa çıkmak, evin hijyenini sağlamak, ev ahalisini doyurmak, varsa yaşlılar için de yemek hazırlayıp, alışverişlerini yapıp uzak mesafeden onlara ulaştırılmasını sağlamak gibi pek çok görevi üstlenmiş durumdalar.

Demokratik, eşitlikçi ailelerde iş bölümü yapılmış durumda. Anneler biraz daha rahat. Ama yurdum insanının çoğunluğunun evindeki tüm işleri anneler üstlenmiş durumda.

Korona günlerinde anneler hem zihnen hem de fiziken yorgun durumda... Yeni yeni televizyonlarda, korona günleri insanlarına ruhsal destek verilmesi gündeme gelmeye başladı. Özellikle de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa edip yeniden görevinin başına gelmesine görünürdeki nedeni olan 10 Nisan sendromu...

10 Nisan gecesi insanların niye böyle panik yaptığını düşünürken, okuma ve arşivleme yaptığım konulardan olan ilkel beyin/amigdalanın devreye girdiğini fark etmiştim... Çok düşünmüş ve dikkatlice yazmıştım. 11 Nisan sabaha karşı yazıyı tamamlayıp gazeteye göndermiştim. 11 Nisan akşamı bir de baktım ki TV kanallarındaki açık oturumlarda toplum bilimci ve psikiyatri profesörleri de insanların davranışlarını aynı şeyle gerekçelendiriyorlar. Dün akşamki açık oturumlarda da 10 Nisan gündeme geldiğinde tıp bilimcileri aynı şeye işaret etti.

İlkel beynin amigdalanın kendini savunması; sokağa çıkma yasağını kıtlık tehlikesi olarak algıladığını anlattılar. Nagihan Alçı'nın anlaması oldukça zordu! Amigdalayı bilmeniz, anlamanız için hani şu derslerden kaldırılan evrim konusunda okuma yapmanız gerekir!..

Sokağa çıkma yasağının daha anlaşılır şekilde, insanları daha az korkutacak şekilde, güvence verilerek anlatılması gerektiğine vurgu yaptılar. Yani korkunun yerine düşünceyi geçtiği bir mekanizmanın beyinde oluşturulmasını!

Bilim insanlarının televizyonda hiç değinmedikleri şey ise amigdalanın/ilkel beynin cehaletten beslenerek şiştiği; korteksin eğitim, sorgulama, analiz, eleştirel düşünce, kültür, resimden edebiyata sanatın her türü, kitap okumak ile geliştiği/kalınlaştığıydı.

 Korteks geliştikçe amigdala geri duruyor. Bilim insanları işin bu tarafına hiç değinmediler! Zira o kısmını anlatmak, cehaletin toplumda neden yaygınlaştığının ve bunu önlemek için neler yapılması gerektiğinin de izahını gerektirir!..

GOOGLE'DA ARANAN ÜÇ FELAKET!

Öte yandan... Korona günlerinde evde kalarak sürdürdüğümüz yaşantımızda dış dünya ile iletişim kurduğumuz en önemli araç internet, televizyon ve cep telefonu...

Sosyal medya üzerinden tanıdıklarımızı izliyor, paylaşımlarını gördüğümüzde iyi olduklarını anlıyoruz. Yakın olduklarımızla da sık sık telefon aracılığıyla kimi zaman da görüntülü iletişim kuruyoruz...
Şöyle bir baktım...

Google'da  "arama trendleri" bilgileri paylaşılıyor..

Türkiye'de vatandaşlar son günlerde neleri aramışlar diye baktım. Birkaç gün geriye de giderek taradım...

Felaketleri aramışlar; birinci sırada koronavirüs geliyor. Onunla paralel olarak maske, el dezenfektanı, grip ve kovid-19 belirtileri çok tıklanmış.

İnsanlar koronavirüs ile birlikte diğer felaket haberlerini de taramışlar. Meteor çarpması, Çernobil'i.

Yani üç felaketi; virüs salgını, bu ay içerisinde dünyanın yakınından geçmesi beklenen meteoru ve Çernobil yakınlarında başlayan ve bölgede radyasyon oranının yükselmesine yol açan orman yangını... Amaan, aramayı unutmuşlar, dün internette okudum. Dünyada 7 volkan birden faaliyete geçmiş.

 Hani köpekler üstündeki suyu atmak için silkelenir ya... Dünya da öyle, canına okuyan insanları silkeleyerek üzerinden atmaya mı çalışıyor ne?..

İnsanlık tarihi yok olan insan türleriyle dolu. Eskiden 'dünyada bir biz vardık' sanıyorduk. Sonra Neandertalleri fark ettik.

 Yıllarca onların çok az düşünen çok vahşi ve tamamen yok olan bir insan türü olduğunu sandık. Homosapiensin yüksek egosu işte.

Sonra DNA bilimi çıktı... Tokat gibi yüzümüze çarptı;  Neandertallerin DNA'sını taşıyorduk. Atalarımız çiftleşmişlerdi ve DNA'larını yüzde birkaçlık da olsa almıştık işte.

Daha sonra bir öğrendik ki, bu Neandertaller öyle sadece vahşi bir tür değillermiş. Mağaraları resimlemişler. İp yapmışlar. Denize dalarak avlanmayı biliyorlarmış. 

Bir de baktık ki Orta Asya mağaralarında genetik dizilimi tamamen başka olan bir insan türü daha yaşamış Denisova Mağarası'nda bulunduğu için aynı isimle anılıyor.

Denisova insanı... Bu tür de, mağaralarda yaşıyor ama kemikten iğneler, deriden ipler ve kendilerine korunmak için üst baş yapmışlar.

Bu insan türü de Homosapienslerle karşılaşmış, çiftleşmiş ve bugünün insanında genetik izini, DNA'sını bırakmış. Yeni yeni keşfedilen farklı türler de var; Homonaled gibi... Şimdi 'Bu türler nasıl yok oldu?' sorusuna bilim yanıt arıyor. Homosapiensler bunların dişilerine el koyup erkeklerini yediler mi acaba? Yoksa büyük bir salgın sildi süpürdü mü bu insan türlerini?.. 

Bilemiyoruz! Bilim insanları büyük bir salgının izlerini bir şekilde bulurlardı diye düşünüyorum. Zira insanların 10 bin, 20 bin, 30 bin, 200 bin yıl önceki DNA izlerini bugünkü insan topluluklarında ararken sürdükleri i, RNA virüslerinin insan DNA'sında bıraktığı bağışıklığın izleri... 

Yani bilim geçmişin gizlerini, bugün insanlığı kırıp geçiren RNA virüsüne karşı oluşturulan bağışıklığın ipuçlarıyla buluyor...

EKMEK MAYASI, DERİN DONDURUCU, TIRAŞ MAKİNESİ...

Yurdum insanının Google'da diğer yaptığı aramalarda da koronavirüs karantinasının izlerini buluyoruz. Özellikle de dışarıdan temin ettikleri hizmet ve gıdalar konusunda...

İnsanlar daha önce dışarıdan destek alarak yürüttükleri gündelik işleri evde nasıl yapacaklarını araştırıyor.
Yani hem hayatta kalma hem de mevcut koşullarda kendi öz bakımlarını yapmaya, kendilerini korumaya yönelik bilgileri internetten temin etmeye çalışıyorlar.

Google Trend'de en çok yapılan aramaların başında "Evde yemek yapımı, maya yapımı..."  geliyor. Onu pek çok yemek tarifi izliyor.

İnsanların en çok aradıkları şeylerden biri de derin dondurucu. Önce biraz şaşırdım ama sonra sokağa çıkmamak adına kimi insanların yaptıkları bozulabilecek gıda ürünü stokları mevcut buzdolaplarına sığmıyor anlaşılan, o yüzden de derin dondurucu satın almaya bakıyorlar.

Bir sonraki arama ise tıraş makinesi. Evde kalan ya da kalmayan erkeklerin en çok mağdur oldukları mevzu tıraş. Özellikle de saç tıraşı, bu yüzden saçını 3 numaraya vuran erkek sayısının arttığını sosyal medya paylaşımlarından görüyoruz...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.