Mahalle muhtarlarının kovid-19 mesaisi

Kovid-19 hastası ya da temaslılarının, bulaş riskinin en aza indirgenmesi amacıyla evde 14 günlük bir karantina süresi var.

Kovid-19 testi pozitif çıkan hasta, anında HES kaydına düşüyor; eş zamanlı olarak aile hekimi de haberdar oluyor. Kişi testi ister özel ister kamu hastanelerinde yaptırsın hiç fark etmiyor, sisteme riskli kişi olarak düşüyor.

Hastalığı hafif şikâyetlerle geçiren hastalar evlerine yollanıyor; yüksek ateş, solunum yetmezliği çeken hastaların tedavisi hastanede sürüyor...

Evde karantinaya gönderilen hastaların en büyük çekincesi ise aynı evde yaşadıkları ve testleri negatif çıkan aile bireylerine hastalığı bulaştırmaları oluyor.

Bu da ev ahalisinin gündelik yaşamlarını evleri uygunsa ayrı odalarda geçirmeleri ya da pozitiflerin bir odada negatiflerin bir odada yaşaması, temasın en aza indirilmesi, evde de maske takılması, hijyen kurallarına maksimum düzeyde uyulmasıyla mümkün. Ancak küçük çocuğu olan pozitif annelerin işi çok daha zor!

Zaman zaman karantina kurallarına uymayanları, kovid-19 olmasına karşın düğüne, pikniğe, ziyaretlere gidenleri hep birlikte duyuyor, gazetelerde okuyor ve televizyonda izliyoruz. Bu tür sorumsuz davranışlar salgının yayılmasına sebep oluyor.

KARANTİNADAKİLERE İKAMETTE DENETİM

Bu nedenle HES kaydına düşen ve ev karantinası olan hasta ve temaslılar artık muhtarlara da bildiriliyor. Mesela Hacıseyfettin Mahallesi'nin genç ve çalışkan muhtarı Neşe Gülyurt Palmanak şöyle bir paylaşım yapmış:

"Kovid-19 teşhisi konup evde temassız tedavi sürecindeki hastaların takibini yapmak için Bakanlık talimatına istinaden valilik emrindeki, kaymakamlık talimatıyla kolluk görevlileri, birimleri ve Hacıseyfettin Camii hocamız Mustafa Uğur ile birlikte benim de olduğum denetleme heyeti oluşturuldu. Heyet üyeleriyle evde tedavi ve kontrolde olan hastalarımızın ikametlerine habersiz denetim yaparak, karantina koşullarına uyulup uyulmadığını kontrol ediyoruz.

Bekçilerimizle ayrı, hocalarla ayrı geziyoruz. Size verilen 7 veya 14 gün evde tedavi uygulamasına riayet ederek çevremizi koruyup, korunalım, hem de cezai işleme tabi kalmayalım.

Kovid'siz güzel günlere dönme adına alınan kararlara uyalım, uymayanları uyaralım."

Neşe Gülyurt Palmanak ile konuştum. Mahallede karantinayı delen hasta olup olmadığını sordum; "Bugüne kadar tek bir evde dahi karantina koşullarını ihlal eden hastamız olmadı. Çok şükür. Herkes kurallara uyuyor. Bu da bizim açımızdan çok sevindirici bir durum..."

Neşe Gülyurt Palmanak, cami hocası Mustafa Uğur ile ayrı; bekçilerle ayrı kontrole çıktıklarını anlattı. "Ablacığım, ayrıca bekçilerimizle birlikte mahallemizdeki kahvehanelere gidip insanları tek tek uyarıyoruz. Toplu halde bulunulan her yerde aynı uyarıyı yapıyoruz" dedi.

Bu çalışmayı akşam saatlerinde de sürdürdüklerini anlattı. Muhtarımızın da mahalle hocamızın da bekçilerin de emeklerine sağlık.

Tüm mahallelerde böyle bir uygulama var mıydı? Sordum; "Var, Yıldırım'da 82 mahallenin muhtarı devletin kolluk kuvvetleri ve ilgili birimlerle iş birliği yaparak denetlemekle yükümlü" dedi.

Demek ki mahallede son günlerde maske takmayanların sayısındaki azalmanın nedenlerinden biri de buymuş. Özellikle birbirine çok yakın mesafede beş altı kahvehane var; insanlar genelde dip dibe ve maskesiz ya da çene altı maskeli oturuyorlardı.

Hacıseyfettin Mahallesi, "Hayat Eve Sığar" uygulaması çıktığından beri yüksek riskli bölgeydi... Bugün 'bakayım' dedim, ama giriş yapamadım. Doğrulama kodu istedi; bir türlü gelmedi. Herhalde sistemde yoğunluktan kaynaklanan bir aksama var...

Ama mahallede karantinadaki hasta ve temaslılar böyle denetlenirse bulaş riski azalır, dolayısıyla da vaka azalır.