Hava Durumu

"Maske tak" demek yetmiyor!

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2020 06:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2020 06:02

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hiç bıkmadan usanmadan toplumu koronavirüse karşı uyarıp duruyor. Dün de yine ironik bir şekilde "Büyüklerini seven, ana baba günü gibi ortamlara girmesin!" mesajını paylaştı.

 Vaka sayıları daha yeni binin altına indi. Ama günlük ölen sayısı 17 ile 20 arasında değişiyor. Bakan Koca, Bursa'daki vaka artışlarını sık sık dillendiriyor.

Ölenler, televizyonda seyreden tedbirsizler için sadece birer sayı. Oysa onlar anne, baba, eş, evlat... Her birinin seveni, yakını, akrabası var. Onlar sayı değil, her biri yitip giden bir can!..

Telefonda "Hayat Eve Sığar" linkini tıkladığımda, hâlâ yaşadığım bölge için "Çok yüksek riskli yerdesiniz" mesajı geliyor.

17 gün önce mahallenin yerlilerinden camcı esnafı Yusuf Matur, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. 15 gün önce de Tayyareci Mehmet Ali Caddesi'nde, bizim Yeşilyayla dediğimiz yörede oturan arkadaşım Emine Aka vefat etti.

1976 yılında Bulgaristan Kırcaali'den Türkiye'ye göç eden bir ailenin ortanca kızıydı. 1977 yılında Bursa'ya geldiler; tanıştık. Ablası Hazel, çok yakın arkadaşımdı. Dolayısıyla da tüm aileyle tanış olduk.

Bir fabrikada çalıştı, evlendi, iki çocuğu oldu. Emekli oldu, çalışmayı sürdürdü. On yıl kadar önce guatr sorunu yaşamıştı. Troitler alınmıştı; iyileşmişti.

BİR SAYIDAN İBARET DEĞİLLER!

Emine, yaşadıkları toprakları baskılar nedeniyle terk etmek zorunda kalan ve hiç eşyasız birkaç üst baş ile Türkiye'ye göçen Bulgaristan Türk'ü bir aileye mensuptu.  Bir hikâyesi, ailesi, sevenleri vardı.

Hastalıkla ve yaşamını yitirişle ilgili öyküsü şöyle:

Emine Aka'nın haziran ayının son günlerinde boğazı ağrıyor. Yeşilyayla'daki Aile Sağlığı Merkezi'ne gidiyor, hekim soğuk algınlığı için bir iki ilaç yazıyor. Ama iyileşmiyor. İkinci kez aile hekimine gidip gitmediğinden emin değilim.

 Üç gün sonra nefesi gidiyor. Hastaneye başvuruyor. Akciğerler buzlu cam. Kalp de enfekte oluyor. Anjiyo yapılıyor ve yoğun bakıma kaldırılıyor. Böbrekler de devreden çıkıyor ve birkaç gün içerisinde de yaşamını yitiriyor...

Doktoru "Bu kadar hızlı seyreden vaka görmedim" demiş! Emine, 2 Temmuz'da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı 19 ölümden biri oldu.

Aile bireylerinin ve cenazeye katılanların anlattığına göre; cenaze defini için herhangi bir uyarı yapılmamış. Onlar da normal cenaze gibi yıkatmışlar.

 Dört cenaze ile birlikte yıkanıyor ve defnediliyor. Cenaze törenine de en az on kişi katılıyor ve aile bireylerine baş sağlığı dileniyor...

Daha sonra aile bireyleri aranıyor ve 14 gün evden çıkmamaları, bir şikâyetleri olduğu takdirde hastaneye başvurmaları söyleniyor.

Oturdukları konut aile apartmanı. En üst katta kayınvalidesi, ortada Emine ve eşi, alt katta da yanılmıyorsam oğlu yaşıyordu.

TEMASLILARA TEST YOK!

O güne kadar Bursa'da koronavirüs vakalarında temaslılara test yapıldığını sanıyordum.

 Öyle değilmiş. Bakanlığın kovid-19 tedavi ve takip protokolünde temaslılara test kaldırılmış! Ama dün gazetemiz yazarlarından Lale Akasoy'un yazısında İstanbul'da filyasyon ekiplerinin temaslılara test yaptığını öğrendim.
Bursa'da vakalar artıp dururken neden yapılmaz ki?..

Üstelik de Emine Aka aile apartmanında yaşıyordu; yani herkes birbiriyle temaslıydı. Bir şikâyet uydurup hastaneye başvurmalarını önerecektim ki, buna vakit kalmadı.

Bir özel hastaneye başvurmuşlar eşi, kayınvalidesi ve görümcesi bir özel hastanede koronavirüs testi pozitif çıktığından tedavi altına alındıklarını öğrendim. Ailede sadece nezle belirtisi gösteren görümcesinin kızı da pozitif çıkmış!

HASTANEYE KENDİ İMKÂNLARIYLA GİDİYORLAR!

Bir başka koronavirüs hastası E. Y. de Tayyareci Mehmet Ali Caddesi girişinde oturuyor. Şiddetli grip belirtisi ile hastaneye başvuruyor. Pozitif çıkıyor. Hastalık ağır seyretmediğinden sadece tek bir ilaç yazılıp eve gönderiliyor. Filyasyon ekibi sadece bir kez arayıp elektronik olarak hastalık bildirisi yapıyor, 14 gün dışarı çıkmaması söyleniyor.  

Aile hekimi telefonla arayıp kontrol ediyor. Tek başına yaşayan biri; neyse ki kızı Tıp Fakültesi öğrencisi; tedavisini takip ediyor. Evden çıkıp çıkmadığının herhangi bir kontrolü de olmamış... Bugün karantina süresi bitti; kontrol için hastaneye gidecek... 

Tabii ki kendi imkânlarıyla!.. Ambulans gelip almayacak. Bu hastalığın 14 gün içerisinde bulaşma etkisinin kalkmadığı da biliniyor. "Maskemi takacağım, taksiyle gideceğim" dedi.

Taksiye verecek parası olmayan dar gelirli koronavirüs hastası ise durağa gidecek, belediye otobüsüne binip hastaneye ulaşmaya bakacak!..

Olacak iş mi?

Bursa'da aile apartmanında yaşayan ve koronavirüsten ölen kişinin yakınlarına bile test yapılmıyorsa,  koronavirüs hastaları toplu taşıma araçlarıyla ya da taksiyle hastaneye kontrole gidiyorsa, kimse "Bursa'da vakalar niye artıyor?" demesin!

Maske tak, demek yetmiyor!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.