Hava Durumu

Medeni Yasa'nın kabulünün 95. yıl dönümü

Yazının Giriş Tarihi: 17.02.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.02.2021 06:00

Türk Medeni Kanunu 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edildi. Bugün Medeni Yasa'nın kabulünün 95. Yıl dönümü...

Cumhuriyet'in ilanından 2 yıl gibi çok kısa bir süre sonra Meclis'e 24 Aralık 1925 tarihinde adli reformlar tasarısı sunulmuştu. Bu tasarı 17 Şubat 1926 tarihinde Türk Medeni Kanunu olarak kabul edildi ve aynı yılın 4 Ekim'inde de yürürlüğe girdi...

Yani Cumhuriyet'in ilanından 3 yıl sonra... Yasanın yürürlüğe girişi ise en çok kadınları etkiliyordu...

MEDENİ YASA'NIN GETİRDİĞİ HAKLAR

Türk Medeni Yasası ile evlilikte resmi nikah zorunlu oldu. Çok eşlilik yasalarda tarihe karıştı. Ne yazık ki aradan geçen 95 yıla rağmen hâlâ çok eşliliği tartışıyoruz...

Her gün televizyondaki kadın programlarında resmi olarak başkası ile evliyken başka adamla kaçan kadınların ya da başka kadınla beraber yaşayan erkeklerin birlikte oldukları kişiler için 'imam nikâhlı eşim' dediklerine tanık olup duruyoruz...

Oysa çok eşliliğin yasal olduğu dönemlerde bile eşin üstüne eş almanın kuralları vardı. Hele de evli kadınların boşanma olmadan başka bir erkeğe nikâhlanmasının zinhar kabulü yoktu!
Şimdi evliyken başka adama kaçan kadınlar da TV ekranlarında kaçtıkları kişiye "Eşim, eşim" diyerek hiç olmadık biçimde kendilerini erkeklerle eşitlediler!

Ancak kadınlar ve çocuklarının soy bağı da dâhil olmak üzere tüm hakları evlilik akdiyle mümkün. Hatta sadece kadınların değil erkeklerin hakları da öyle! TV ekranlarından izlediğimiz kadarıyla çok sayıda başkasıyla yaşayan kadının çocukları resmi eşin üstüne kayıtlanıyor.

Aslında imamların resmi nikâh belgesini görmeden imam nikâhını kıymaları yasak!

Boşanmamış kadınların, boşanmamış erkeklerle imam nikâhı kıyması hem dinen hem de yasalara göre mümkün değil.

Sonrasında adam kadını ve çocukları bulabilirse, bir dünya masraf yaparak DNA analizleriyle, davalarla uğraşıp çocukların kendisinden olmadığını kanıtlamaya ve nüfusundan düşürmeye uğraşıyor!

Yani parası olan sorunu çözüyor. Parası olmayan, başkasının çocuklarına kâğıt üzerinde baba oluyor!

Günümüzde bile böyleyken, 1926'da Türk Medeni Yasası'nın TBMM'de kabul edilmesinin ne kadar büyük ve ne kadar zor bir iş olduğunu siz düşünün...

MEDENİ YASA'NIN SONUÇLARI

Türk Medeni Yasası'nda kadınlara tanınan haklar arasında istedikleri mesleğe girebilme hakkı da var. Pek çok meslek kadınlara kapalıyken yasanın çıkışından sonra genç Türk Cumhuriyeti'nde kadınlar hızlı bir şekilde kendilerine tanımlanan kısıtlı mesleklerin dışına çıkarak pek çok ilki hayata geçirmeye başladılar.

Medeni Kanun boşanmalarda da kadını erkekle eşitledi, haklarını korudu.

Mahkemelerde iki kadının şahitliği bir erkeğe bedeldi. Miras hukukunda da öyle!

Erkek çocuğa iki pay, kadına bir pay veriliyordu. Hatta mirastan hiç pay verilmiyordu!..

Ne yazık ki bu durum, örtülü bir şekilde yani kız çocuklarından mal kaçırma olarak daha ziyade kırsal yörelerde kısmen de olsa sürüyor.

Bugün 95. yılını kutladığımız Türk Medeni Yasası kadınlara yönelik başka hakların tanınmasının da yolunu açtı.
Genç Cumhuriyet'in Meclisi'nde Medeni Yasa'nın kabulünden 4 yıl sonra belediye seçimlerine katılma hakkı; 7 yıl sonra muhtarlık seçimlerine katılma hakkı tanındı...

İLK MUHTAR VE İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ

İlk kadın muhtar adaşımdı... 1933 yılında 32 yaşında iken, Demircidere muhtarlığına yaklaşık 500 oy alarak seçildi. İki yıl süreyle muhtarlık yapan Gül Esin, kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklamış, çocukların okula yazdırılması, kadınların sosyal hayata hazırlanması, kız kaçırma olaylarının önlenmesi ve nikâh işlerinin düzene sokulması gibi konularda çalışmıştı. Köyüne, yol, köprü, köy konağı yaptırmıştı.

8 yıl sonra da milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı...
Yani... Cumhuriyet'in ilanından 11 yıl sonra... Türkiye'den önce de kadınlara bu hakkı verenler vardı. Sonrasında da... Fransa 1944'te, İtalya 1945'te, Belçika 1948'de, Yunanistan 1952'de ve İsviçre ise 1971'de kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı.

Şubat 1935'te gerçekleşen seçimlerde ise meclise 17 kadın milletvekili seçildi. 1936 ara seçimleriyle birlikte Meclis'teki kadın milletvekili sayısı 18'e çıktı.

Bu kadın milletvekilleri arasında Şekibe İnsel (Bursa), Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Hatı Çırpan (Satı Kadın) (Ankara), Ferruh Gürgüp (Kayseri), Bahire Bediz Morova Aydilek (Konya), Mihri Pektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Fatma Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon), Benal Nevzat İştar Arıman (İzmir), Türkan Örs Baştuğ (Antalya) ve Hatice Özgener (Çankırı) vardı.

Ben bugün bu satırları yazabiliyorsam, bu ülkenin ilkokulunda, ortaokulunda, lisesinde, üniversitesinde parasız okuyabildiysem, meslek sahibi olabildiysem bunu Cumhuriyet'in kazanımlarına, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet'e borçluyum...

Tüm Türk kadınları gibi!..


 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.