Nilüfer'de kadın derneklerine destek

Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşlarıyla kadın derneklerinin desteklenmesi alanında hayata geçirdiği ve sürekli geliştirdiği kalıcı projelerle kurumsallaştı.

İlk proje 2012 yılında Konak Kapalı Pazaryeri'nin alt katında yapılan "Nilüfer Dernekler Yerleşkesi"ydi. Kadın dernekleri de dâhil çeşitli sivil toplum kuruluşlarına burada ofis yeri, toplantı, konferans ve sergi salonları imkânı sağlandı.

Nilüfer Dernekler Yerleşkesi'nde 800 metrekare kapalı alanda, 4 toplantı salonu, 1 çok amaçlı salon, 104 kişilik 1 konferans salonu, 1 kafeterya, 1 uygulama mutfağı bulunuyor. 20 dernek için ofis, 120 dernek için evrak dolabı ve posta kutusu ayrılmış durumda.

Yıllar içerisinde Nilüfer Dernekler Yerleşkesi talebe yetişemez olunca; Karaman Dernekler Yerleşkesi yapıldı. Tuna Caddesi'nde inşa edilen üç katlı bina çok fonksiyonluydu. Otopark, kamyon otoparkı, pazaryeri ve dernekler yerleşkesinden oluşuyordu.

Karaman Dernekler Yerleşkesi'nde 3 bin 700 metrekarelik bir alanda 200 kişilik konferans salonu, 47 dernek ofisi, 12 toplantı salonu vardı. Ayrıca 450 derneğe de posta kutusu ve adres gösterebilme imkânı tanınmıştı.

Her iki yerleşkede yapılan etkinlik sayısı 20 bini aşarken, etkinlikleri izleyen vatandaş sayısı 400 bini bulmuştu.

10 KADIN DERNEĞİNE PREFABRİK BİNA

Nilüfer Belediyesi, kadın derneklerini yerinde desteklemeyi de sürdürdü. Hizmet binası olmayan 10 kadın derneğine; 100'er metrekarelik, mutfağı, yönetim ve etkinlik alanı olan konteyner binalar yaparak teslim etti.

Öte yandan Nilüfer Belediyesi yerli tohum deneme çalışmaları kapsamında domatesten bibere, tıbbi aromatik bitkilere kadar pek çok ürünü yetiştirdi. Bu yıl geniş alanlarda yerli tohumlarla buğday üretimi de gerçekleştiren Nilüfer Belediyesi, son olarak hasadını yaptığı doğal buğdaylardan elde edilen unları, kırsal mahalle (köy) kadın derneklerine köy ekmeği yapmaları için verdi.

UNDAN KÖY EKMEĞİ YAPACAK FIRINLAR

Unu vermekle de yetinmeyen Nilüfer Belediyesi; Atlas, Dağyenice, Görükle, Yaylacık, İrfaniye, Büyükbalıklı, Ürünlü, Badırga, Çatalağıl ve Fadıllı kırsal mahallelerindeki kadın derneklerine, köy ekmeklerini ve çeşitli gıda ürünlerini pişirebilmeleri için fırın da yaptırdı.

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem diyor ki;

"Mekân ihtiyacı giderilen derneklerin daha verimli çalışmalar yapmasını umuyoruz. Kadın derneklerinin çalışmalarına her zaman destek vereceğiz. Kadın derneklerinin daha aktif olmasını ve daha çok üretime yönelmelerini istiyoruz. Onların ürettikleri ürünleri tüketicilere ulaştırmaları için aracı olacağız. Böylece kadınlar hem üretmenin hem de kazanmanın mutluluğunu yaşayacak...

Kırsal mahalleleri ziyaret edenlerin en çok talep ettiği ürünlerden bir de köy ekmeği. Bu nedenle ekolojik koşullarda kendi ürettiğimiz yerli tohum buğdaydan elde edilen unların bir kısmını kadın derneklerine veriyoruz.

 Onlar da köy ekmeği üretiminde bu unları kullanıyorlar. Yine bizim yaptığımız fırınlarda geleneksel yöntemlerle köy ekmeği yapıyorlar. Böylece hem gelir elde ediyor hem de vatandaşların bu yöndeki taleplerini karşılamış oluyorlar."

Kırsal mahallelerdeki kadın dernekleri, Nilüfer Belediyesi tarafından verilen destekle köy ekmeğinin yanı sıra reçel, turşu, tarhana, kesme makarna gibi yöresel ürünleri de değerlendirerek satışa sunacaklar ve köy kahvaltısı da verebilecekler.

KÖY KADINLARINI YAZARLA BULUŞTURAN PROJE

Nilüfer Belediyesi'nin, köy kadınlarına yönelik çok başarılı bir projesi daha vardı. Başlangıcını da izlemiştim. Köy kadınlarını yazarlarla buluşturuyorlardı. Şafak Pala'nın koordinasyonunda yürüyen bir projeydi. Kadınlar kendilerine önceden dağıtılan hikâye ve romanları okuyor, ardından da yazarla buluşup kitaba dair sorular soruyorlardı.

 Başta kırk, elli kişi katılıyordu. Son izlediğimin ise bine yakın katılımcısı vardı. Kadınlar köylerden otobüslerle toplantı salonuna getiriliyorlardı. Ve yazar söyleşisi bittikten sonra da birkaç köy kadın derneği tarafından hazırlanan zeytinyağlı sarma, gözleme ile zenginleştirilmiş kahvaltı sunuluyordu. Kahvaltının bedeli ise Nilüfer Belediyesi tarafından ödeniyordu. Neresinden bakarsanız bakın 'kazan, kazan, kazan' projesiydi. Pandemi nedeniyle ertelendi sanıyorum.

ASLINDA İLK ÇALIŞMA ŞEHRİN DOĞUSUNDA BAŞLAMIŞTI

Şimdi... Aslında köy kadınlarının üretim ve satış yapmasına yönelik çalışma Cumalıkızık'ta başlamıştı. (Erdem Saker'in Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, Oya Bozkurt'un koordinatörlüğünde) Kadınlar pek çok kursa gitmiş; öğretmenin eşi Tokatlı Fatma Hanım'ın yöresinin gözlemesi köy kadınlarına öğretilmiş, gelen konuklara ikram edilmiş, çok da beğenilmiş ve 'Cumalıkızık Gözlemesi' olarak satılmaya başlanmıştı. Şu anda Bursa'nın her yerinde yapılan köy gözlemesinin çıkış hikâyesi budur.

Yanılmıyorsam 2003 yılında, ziyaretçilere bir bardak çayın dışında ikram edecek şeyi olmayan Gölyazı'nın köy kadınları, Bursa Valiliği Kadının Statüsü Birimi tarafından 'örnek alsınlar' diye 3 otobüs halinde Cumalıkızık'a götürülmüştü. Şimdi Gölyazılı kadınlar üretiyor ve para kazanıyorlar.

Yine Türkiye'ye örnek olan başarılı çalışma Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği'nden gelmişti. Kendi imkânlarıyla yaptıkları otantik konakta verdikleri köy kahvaltısı ve satışa sundukları son derece kaliteli ürünlerle Saitabat'ı da Bursa'nın ve Türkiye'nin çekim merkezi haline getirdiler.

Yani... Bursa'da köy ve mahalle kadınlarına örnek olan üretim ve satış odaklı ilk dernekleşmeler şehrin doğusunda başlamıştı. Yoksulluğun daha fazla olduğu şehrin doğusunda kadınların üretime katılmasına, aile ekonomisine katkı sağlamasına ihtiyaç çok daha yüksekti. İlk üreten kadın örgütlenmesi de zaten oradan başlamıştı. Ama gelinen noktada; şehrin batısı bu alandaki kalıcı projelerle hızla yol alırken, şehrin doğusunda sürdürülebilir, devamlılığı olan ve kalıcı çalışmalar istenilen düzeye erişemedi!..