Onkoloji ve Memleket Hastanesi yatırım planına alındı

YeniDönem Gazetesi Genel Müdürü İbrahim Öge, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Turgay Akbulut, Editör İsmail Arslan ve köşe yazarları olarak Bursa İl Sağlık Müdürü görevine atanan Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı'yı ziyaret ettik.

Haliyle ziyaretin gündemi sağlık oldu. 4 Aralık'ta Bursa İl Sağlık Müdürü olarak göreve başlayan Halim Ömer Kaşıkçı, ilçeler de dâhil şehir genelinde 10 palyatif, 15 de yoğun bakım hasta yatağı olmak üzere toplamda 25 yatak artışı sağlandığına dikkat çekti. Kaşıkçı, sivrisinek artışını önlemek için larva döneminde ilaçlama için yerel yönetimlerle toplantı yapacaklarını da söyledi.

YÜKSEK İHTİSAS ACİLİ İLE KESTEL HASTANESİ GÜÇLENDİRİLDİ

Ziyarette kamu hastaneleri acil servislerindeki yoğunluk konusu gündeme geldi... Halim Ömer Kaşıkçı, sağlık hizmetlerinde vatandaşın ciddi oranda 1'inci basamak hizmetlerini kullandığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Sağlık Bakanlığı'nın hedefi de hasta sayısını 4 binden 2 bine çekmek yönünde. Biz de önümüzdeki yıl içerisinde 2 bin 700 gibi planlıyoruz. 1'inci ve 2'nci basamak sağlık hizmetlerinin kullanımında sorun var. Bursa zengin bir kent. Aynı zamanda da bir işçi kenti. Mesaiden sonra acil servislere yığılmalar olabiliyor.

Yüksek İhtisas Hastanesi'nin acil servisini genişletmek üzere çalışıyorum. Şehrin doğusunda Yüksek İhtisas Hastanesi ile Kestel Devlet Hastanesi'ni güçlendirdik. Yüksek İhtisas Hastanesi'nin acildeki yatak sayısı ile Kestel Devlet Hastanesi yoğun bakım yatak sayısını artırdık.

Şehir Hastanesi'ne hasta başvuru sayısı 1 milyonu geçti. Gidenlerde belli bir memnuniyet oranı var. Şehir Hastanesi'nde belli branşlarda yatak sıkıntısı olabiliyor."

SAĞLIK BAKANLIĞI YATIRIM PLANI

Müdür Kaşıkcı kent merkezindeki boşaltılan hastanelerin tadilatına yönelik ise  "Sağlık Bakanlığı, Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi ve Memleket Hastanesi'ni yatırım planına aldı. Ayten Bozkaya Hastanesi de var" diye konuştu.

Bursa İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkcı, 1'inci basamak sağlık hizmetlerinin ve acil servis hizmetlerinin güçlendirilmesine dikkat çekerken, öte yandan da "Bizim insanımızın acil servis anlayışı ile yurt dışındaki acil servis planlaması farklı. Amerika'da bekleme süresi "şu şu belirtilerle gelirseniz 20 dakika, şu şu belirtilerle gelirseniz, 2 saat, şu şu belirtiler yoksa 4 saattir' denir" diye konuştu...

Ardından da acil servislerde hastanın sağlık sorunları derecesine göre sınıflandırılmasına yani triaja dikkat çekti:

"Acil servislerde triaj meselesi var. Triajda en az iki kişi olmalı. Acil ve acil olmayan ayrılacak. Yeşil alan poliklinik hastasıdır, poliklinik hastası muamelesi görecek."

OBEZİTE HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR!

Ardından da bir halk sağlığı sorunu olarak obeziteye ve hayata geçirdikleri Çocuk Beslenme Çalıştayı'na dikkat çekti:

"Tamamen örnekleme metoduyla, devlet ve özel okul öğrencileri karışık şekilde, gerçekleştirdik. Öğrencilerin beslenmeye nasıl baktıklarını anlamaya çalıştık. Kendi menülerini oluşturma çalışmaları yaptık ve beslenmeyle ilgili fikirlerini aldık.

 Sağlık Bakanlığımız da bu çalıştayın raporunu bekliyor. Belli bir nesli gözden çıkartmadan okul öncesi çocuklar da dâhil olmak üzere, annelerle de çalışacağız. Bu alanda MEB ile ortak çalışıyoruz. Aslında gıda sektörü geride kaldı. Okul kantininde satılacak gıdalarla ilgili çalışmaya sektör yetişemedi.

Katkı maddeleri, esans, koruyucu maddeler olan gıdalara yönelik çocukları bilinçlendirme çalışması sürecek. Biz çalıştayda çocuklara lahmacun, kebap, börek ve döner gibi gıdalarla fastfood yiyeceklerini karşılaştırdık. Çocuklar kimi zaman ailelerinden şikâyet etiller, 'Bize hamburger alıyorlar!' diye. Tabii burada ekonomi de önemli."

Doğru beslenmenin, obeziteyi dolayısıyla da başta KOAH, kalp ve diyabet gibi kronik hastalıkları önlediğini anlatan Halim Ömer Kaşıkcı şu bilgileri paylaştı:

"Pilot bir okulda sağlıklı beslenmede akran eğitimi yapıyoruz. Bir takım oluşturduk, bu çocukları eş zamanlı olarak aileleriyle birlikte eğiteceğiz. Onlar da arkadaşlarına anlatacaklar. KOAH, diyabet ve kalp hastalıklarının altında obezite yatıyor. Ailede obez bir çocuk varsa, 15 yıl sonra diyabet olacak. Ailede diyabet olmasa bile 15 yıl kilolu kalan birinde şeker hastalığı başlıyor. Hareketsizlik de önemli..."

Son dönemde psikiyatri hekimlerine olan talepteki artışa yönelik sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

"Toplumun yüzde 5'inde psikiyatrik sorunlar var. Bir de sonradan sorun yaşayanlar var. Toplumda psikiyatrik sorunları olanlar var mı, var. Ama toplumda saklanılan bir durum.  Yeterli sayıda psikiyatrist var..."

HASTALARIN YÜZDE 25'İ RANDEVUYA GELMİYOR!

Hastanedeki randevu sisteminin de gündeme geldiği toplantıda, Halim Ömer Kaşıkcı şu bilgileri paylaştı:

"Randevu sisteminde vatandaşın bilincini artırmalıyız. Hasta hastaneden randevu alırken, 'Gitmişken şuraya da buraya da uğrayayım' anlayışında. 

Bir de şu var, her branşta randevu dolmadığı gibi belli branşlarda ise yoğunluk oluyor. Ayrıca vatandaş randevu alıyor ya gelmiyor ya da geç geliyor. 

Hastane hekiminden randevu alıp da gitmeyenlerin oranı yüzde 25. Hem acil servisleri, hem 1'inci basamağı hem de acil servisleri doğru kullanırsak sıkıntı olmaz..."

BEKLEME SÜRESİ EN FAZLA YARIM SAAT OLMALI

Kamu hastanelerinde randevu saatlerinin sarkmasına yönelik soruya ise en fazla yarım saat bekleme olacağını belirterek şöyle yanıtladı:

"Hekim serviste konsültasyona katılabiliyor ya da hastasının durumundaki değişikliği takip etmek zorunda kalabiliyor.

Kontrole gelenlerle tetkik göstermeye gelenler de var. Bazen de hekim kaynaklı geç kalmalar da olabiliyor. Ama bizim insanımız dışarıda beklemek istemez, içeri girince de çıkmak bilmez. Randevu saatlerinin sarkmasında hastalarda da kusur var. Biz saatte 6 hasta alabiliyoruz. Ama hastanın randevulu muayene sırasında maksimum yarım saat sapabilir. Fazlası fazladır."

YOĞUN BAKIM YATAKLARINDA MEVSİMSEL YOĞUNLUK YAŞANIYOR.

Bu arada Halim Ömer Kaşıkcı'yı İl Müdürü atandıktan sonra 150 sivil toplum kuruluşu temsilcisi, 75 protokol mensubu ziyaret etmiş; bu sürede 17 iadeiziyaret ve 49 toplantı gerçekleştirmiş.
Bursa İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkcı yoğun bakım yataklarının yeterli olup olmadığına dair sorumuza şu cevabı verdi:

"Yoğun bakım aslında hastanın ölmeye yakın yatacağı yer değil. Daha yoğun bakım gerektiren hastaların tedavi edildiği yerdir. Bir de terminal hasta grubu var. Kronik vaka ise palyatif servise yatırılıyor, burada hasta yakınlarına zor hastaya nasıl bakılacağını öğretiyoruz. Mesela felç geçirmiş olan hasta yakınlarına. Hasta yakını 'Annem ölecek, yoğun bakıma alın'  diyor. O hasta yoğun bakıma yatsa da yatmasa da ölecek aslında. Yoğun bakımlar belli mevsimlerde tıkanır. Kronik akciğer hastası olan ya da bağışıklık sistemi gelişmemiş küçük çocuklar veya bağışıklık sistemi zayıflamış 65 yaş üstü hastalar standart griple kötüleşir. Bu dönemlerde yoğun bakımlar tıkanır. Devlet riskli gruplara zatürre ve grip aşısını bedava veriyor. Pek çok kişi yaptırmıyor. Yoğun bakımlarda ilkbahar ve sonbaharda sıkıntı ve yoğunluk olur.

Özel hastanelerde endikasyon dışı belli yaş grubundaki hastayı yoğun bakıma yatırma eğilimi var. Risk almak istemiyorlar. Özel hastanelerde endikasyon denetimi yapacağız, denetleyeceğiz. Genelde yoğun bakımlarda hafta sonları yoğunluk yaşanır. Biz Bursa'da yoğun bakım yatak sayısının artırılmasına yönelik çalışıyoruz. Bursa genelinde 10 palyatif yatak, 15 de yoğun bakım yatak artışı sağladık."