Hava Durumu

Özkan Rona kendini aklattırdı

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.01.2021 06:00

Birleşik  Kamu İş Bursa Temsilcisi Özkan Rona yakın geçmişte Eğitim-İş Bursa Şubesi Başkanlığını da yürütüyordu. Daha sonra görevi Yeliz Toy'a devretti. Özkan Rona Şube Başkanı iken eğitimle ilgili çeşitli sorunları sık sık gündeme getirerek kamuoyu ile paylaşıyordu.

Onlardan biri de Haziran ayında yapılan LGS'de Mudanya'da görevli öğretmenlerden birinin Kovitli çıkması üzerine yaptığı açıklamaydı...

Özkan Rona sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada o dönemde Mudanya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yönelik eleştiriye yanıtın Memur Sen Mudanya Temsilcsi Mehmet Ali Dursun'dan geldiğini hatırlatıyor...

Ve söz konusu kişi ile okul müdürü Hayrullah Duman'ın sosyal medyada sınav görevine geç kaldıkları yönünde bilgileri yaymaya başladıklarını yazıyor:

"İşin içinden çıkamayan Yaver, aynı okulda sınav görevi yaptığımız yandaş okul müdürü Hayrullah Duman ile birlikte sosyal medyada sınav görevine geç gittiğim iftiralarını yaymaya başlamışlardı.

Bu iftira üzerine yaptığım başvuru ile, kamera kayıtlarının incelenmesini, sınav görevine zamanında gitmediysem şahsımın cezalandırılmasını, vaktinde gittiysem de bu iftirayı yayan torpilli EBS Mudanya İlçe Başkanı (aynı zamanda özel büroda görevli) Mehmet Ali Dursun ve Kazım Baykal Anadolu Lisesi Müdürü Hayrullah Duman'ın cezalandırılmasını talep ettim. Soruşturma tamamlandı ve ilgili şahıslar disiplin cezası aldılar."

Özkan Rona kendisine atılan iftiranın peşini bırakmıyor; işi adli sürece götürmekte kararlı...

Ve kendisine iftira attıkları kendi kurumlarınca tescillenen kişileri gereğini yapmalarını talep ederken okul müdürünün çocuklara hangi erdemleri öğretebileceğini, sendika temsilcisinin eğitim çalışanlarını nasıl temsil edeceğini de sorguluyor...

Özkan Rona sınav zamanında gittiğinden emin olduğundan kamera kayıtlarını talep ederek kendini aklıyor. Sınava geç kaldığını iddia edenler ise iddialarını kanıtlayamıyor ve bu disiplin soruşturmasına da yansıyor.

Hani günah, haram deyip duruyorsunuz ya! Dinen en büyük günahlardan biri iftira atmaktır...

RUHUN YAŞLANMIŞLIĞA İNANDIRILMASI

WhatsApp'tan bir arkadaşım yollamış... Kaynağı, yazarı kim hiç bilmiyorum. Bir kul hakkına da ben girmeyeyim diye, İnternet arama motorlarından da arattırdım. Sahibine ulaşamadım... Her kimse kalemine sağlık diyorum... Çok beğendiğim yılbaşı paylaşımı şöyleydi:

"Sevgili arkadaşlarım, bu sadece virüsten insanları öldürme değil, ruhu "yaşlanmışlığa" inandırmak. Bunun aşısı da yok. Kabullenmeyin!

 Kadınlar saçları bıraktı beyazladı, erkekler sakalları koyuverdi.  

Hareketler kısıtlandı, özensiz giyim. Görüntü yaşlandı.

İnsan ilişkileri, arkadaşlık azaldı. Torunlar (hayat enerjileri) yok oldu.

 Bir de 60-65 yaş üstüne yaşlı yaftası yapıştırıldı. Ruhu da "yaşlıyız"a alıştırdık mı bir ayağımız çukurda demektir.

Lütfen kendinize bu kötülüğü yapmayın. Hayat bağlarınızı koparmayın bu bir süre sonra Kovit'ten değil belki ama sizi yatağa bağlayacak başka hastalıklara davetiye çıkaracak. Biz genciz, yaşamayı seviyoruz.

Sabah erken, açın pencerenizi derin mis gibi havayı içinize çekin, buz gibi suyla yüzünüzü yıkayın, ve dimdik ayağınızı yere bastığınız için şükredin..."
Hakikaten de doğru...

Kendimizi saldık çayıra mevlam kayıra misali yaşayıp duruyoruz. Çoğumuz evden çıkmıyoruz. Günlük bakımlarımızı erteliyoruz. Her gün elimize yüzümüze krem sürerken şimdi aklımıza bile gelmiyor...

Önceki yıllara göre Aralık ayında 60-70 civarındaki fazladan ölümlerin hepsinin Kovit'ten olduğunu söylemek mümkün değil, 8,9 aylık hareketsiz, stresli, sevdiklerine dokunamadan geçen, sosyal mesafeli, sosyal yalnızlık çukurunda debelendiğimiz bir süreç...
Kendini Kovit'ten koruyanlar, kalp krizinden, inmeden, organ yetmezliğinden ölüyorlar...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.