Hava Durumu

Pirinç Han'da ışıklı hela tabelası kalkıyor

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2020 06:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.01.2020 06:05

Bu bir yıl içinde yazdığım üçüncü Pirinç Han yazısı...

İlki 28 Temmuz 2019'daydı... Mevzu tarihi Pirinç Han duvarlarını siyaha boyayan yağlardı. Hiç kimse üstüne alınmadı. Pirinç Han'ın Cumhuriyet Caddesi'ne bakan menfezden zemine kadar inen kara leke öylece duruyor.

Her gördüğümde o kara yağlı lekeye söylenirken; bu defa da tarihi duvarlara kırmızı neon ışıklı hela tabelası çakıldığını gördüm!..

Dolayısıyla ikinci yazı da 1 Ocak 2020'de yazıldı ve fikri takip yazısı değildi; müstakil bir vaka gelişmişti...

Akla zarar! Aklıma Nasreddin Hoca'nın filleri düştü; hani ahali filden şikâyetçi olmuş; hep birlikte Timur'un huzuruna çıkacakken Hoca arkasında kimsenin olmadığını görünce yalnız kalmasın diye mevcut filin yanına arkadaş istemiş ya! İşte o hikâye!..

Tek farkı, biz 'Yetmez, bir tane daha yapın!' demedik. Onlar kendi kendilerine bir de yetmez iki olsun demişler...

Bugünkü köşe yazım ise bir fikri takip yazısıdır...

Zira...

Dün yaptığım görüşmeler sonucu; Pirinç Han'ın bir sorunlar yumağı olduğuna bir kez daha tanık oldum.

Ancak... Her şeye karşın, o kırmızı neon ışıklı hela tabelası hemen kaldırılacak. En azından o çirkin şey orada artık olmayacak!

Tuvalet işletmecisi kiracı. "Bilmezlik mi?", "Ben yaptım oldu mu?"  hangi mantıkla yapıldığını bilemedim. Her halükarda WC işletmesini daha görünür kılmak ve daha çok para kazanmak adına asmış tarihi han duvarına o levhayı...
Velhasıl... O levha oradan kalkıyor... Akşama kontrol edeceğim...

Aslında hiç yapılmaması gereken bu işin, bana gelmeden önce başta Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından fark edilmesi gerekirdi!..

TARİHİ HAN VE ÇARŞILARDA ÇOK BAŞLILIK

UNESCO Alan Yönetimi Başkanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu yurt dışındaydı... O yüzden kendisiyle görüşüp bilgi alamadım... Herhalde Alan Yönetimi'nin de söyleyeceği birkaç cümle olacaktır diye düşünüyorum...

Dün yaptığım görüşmelere göre; Pirinç Han'daki sorun Bursa'daki tüm tarihi han ve çarşılarda yaşananın aynısından bir tık daha fazlası.
Yani çok başlılık! Hem mülk sahipleri açısından hem de denetimi ve yönetimi açısından... Pirinç Han'da Milli Emlak'a, Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne Celal Bayar Vakfı'na ve özel şahıslara ait dükkânlar var...  Anladığım kadarıyla Vakıflar ve Milli Emlak sadece kiralarını almaya bakıyor ve Han'ın derlenmesi, toplanması, tadilatı, gelişmesi, güncellenmesi, işlev kazandırılması gibi konulara kafa yormuyor!..

Pirinç Han'da mülk sahipleri ile alt kattaki kafeterya işletmecilerinin kurduğu iki dernek var. Yani STK olarak bile iki başlılık söz konusu... Neden derseniz mülk sahipleri ile kafeterya işletmecilerinin beklentileri birbirinden oldukça farklı.

Mülk sahiplerinin kurduğu dernek 21 yıllık. Pirinç Han'ın güzelleştirilmesi, işlev kazandırılması ve kamu kurumlarıyla iletişimin sağlanması amacıyla kurulmuş... Kurulduğu tarihteki en önemli amacı da yılan hikayesine dönen restorasyon işinin tamamlanmasıydı...  

DIŞTAN GÖRÜNMEYEN SORUNLARI

Şu anda sadece kafeteryalarıyla anılan bir yer. Hoş onlar da olmasa han hepten ıssızlaşacak, işlevsiz kalacak. Kafeteryalar bir miktar hareket getiriyorlar. Anıtlar Kurulu, Pirinç Han'daki kafeteryalara açık alanda yaptıkları tenteli kapatma nedeniyle dava açmış durumda.
Bir diğer sorun ise kafeteryaların ortak alanda yaptığı çıkmalar... Sınırların netleştirilmesi için Tapu Kadastro'nun gelip ölçüm yapması gerekiyor. Pirinç Han'da 4 yıl kadar önce en alt katta kaçak tuvalet yapılıyor. Sonrasında şikâyet sonucu kapatılıyor.

İşletmecilik rant demektir. Rantın doğasında kuralları çıkar gereği esnetmek ya da etrafından dolanmak vardır. Bize mahsus bir durum!..

CEVİZ KIRDILAR, 2 GÜN NEZARETTE YATTILAR

Tarihi ve kültürel mirasta Batı epeyce titizdir. Hatırlıyorum da 1980'li yıllarda tarihi Paris'te ev tutan arkadaşlarım memleketten gelen cevizleri kırmaya kalktıklarında, çekiç sesini duyan komşular tarafından "tadilat yapılıyor" diye ihbar edilmiş ve dertlerini anlatana kadar iki gün nezarette kalmışlardı.

Adamlar tarihi binalarda bırakın ışıklı tuvalet tabelası asmayı, duvarlarını pehlivan gibi yağlamayı, çivi çaktırmıyorlar! Hem hapis hem de para cezası var. Zaten belediyeler de her türlü müdahaleyi çok sıkı takip ediyor.

Biz; UNESCO Dünya Mirası'na bin bir zorlukla ve çabayla aldırılan yerleri, orada tutmak yerine çıkartmak adına elimizden geleni yapıyoruz!

Tadilatına 1980'li yıllarda başlanmıştı. Dönemin bakanlarından Turhan Tayan takip etmiş, ödenek çıkmasına destek olmuş ve 20 yıldır tadilatı süren Pirinç Han ancak tamamlanıp hizmete girmişti. Yeniden hizmete girdiğinden beri, 17 yıldır da sorunları hiç bitmedi.

PİRİNÇ HAN'IN SAHİPSİZLİĞİ

Gördüğüm kadarıyla Pirinç Han son derece sahipsiz... Tüm yetkili kurumlar topu birbirine atıyor... UNESCO Alan Yönetimi'nin bir an önce buraya da el atması gerekiyor. Yoksa Pirinç Han panayır hanına dönüşüyor.

Pirinç Han'da 60 civarında özel mülk, 30 civarında da Milli Emlak ile Vakıflar'a ait dükkân var. 

En büyük sorunlardan biri de üst katların atıl durumu. Çoğu depo olarak kullanılıyor ya da boş. Bir ara üst katların sorunlarının çözümü için dönemin Kültür ve Turizm Daire Başkanı Aziz Elbas epeyce uğraşmış. Tam çözüm üretilmek üzereyken bazı işletmecilerin ilçe belediyesini devreye sokması nedeniyle yarıda kalmış...
Ondan sonra da bir şey yapılmamış zaten!
Neden Pirinç Han da Koza Han gibi ipek mağazalarının, antikacıların olduğu yaşayan turistik bir merkez olmasın. UNESCO Dünya Mirası içinde yer alan Pirinç Han'a bir an önce çekidüzen verilmesi gerekiyor. Özellikle de üst katların güncellenerek yeniden işlev kazandırılması şart...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.