PTT, acilen posta dağıtıcıları ve şube çalışanları için önlem almalı!

Türkiye'de koronavirüsle mücadele kapsamında pek çok tedbir alındı, alınmaya da devam ediyor.

AVM'lerin bir kısmı kendiliğinden kapanmaya başladı. Banka şubeleri içeri üçer beşer müşteri alıyor. Eczanelere de kısıtlama geldi, aynı anda üç kişiden fazlası içeri girmeyecek. Eczacılar, banka çalışanları hizmet veriyor. Adliyelerde davalar kısıtlandı. Bir kısmı uzaktan görülecek.

Millî Eğitim Bakanlığı her kademeden okulu geçici süreliğine tatile çıkardı yani kapattı, eğitim 23 Mart'tan itibaren televizyon ve EBA üzerinden sürecek. Kahvehaneler, internet kafeler, kafeteryalar, her türlü eğlence mekânları kapatıldı. Tüm spor müsabakaları iptal edildi.

Siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının kongreleri, kurultayları, her türlü toplantıları iptal edildi. Belediyeler de her türlü etkinliklerine koronavirüs molası verdiler. Vergi daireleri kısıtlı sayıda insanı binalarından içeri alıyor. İşin yapısı uygun olan pek çok meslek grubu evden çalışmaya başladı.

Niye? Küresel salgına dönüşen koronavirüs ile mücadele edebilmek için. Bu tedbirler vatandaşı ve aynı zamanda toplumu korumak adına alınıyor. Salgının yayılmasını engellemek ya da uzmanların dediği üzere yavaşlatmak için.

Koronavirüsle mücadele aynı zamanda, kesinlikle milli bir meseledir. Zengininden yoksuluna toplumun her kesimini hasta edebilen, ülkeyi çok yönlü etkileyen bir salgınla karşı karşıyayız.

HER GÜN TOPLU OLARAK BİR ARADA BULUNUYORLAR!

Şimdi gelelim asıl mevzuya...

20 gün kadar önce bankamatiğe yutturduğum kartı posta dağıtıcısı yakın mesafeden teslim etti. Kimliğimi gösterdim, numarasını yazdı. Ardından da elindeki defteri uzattı, bir ucundan tuttu, imzaladım. Aramızda sosyal mesafe filan yoktu.

Peki, şimdi ne yapıyorlardı? Eski Türk Haber-Sen İl Temsilcisi ve şimdinin emekli posta dağıtıcısı Orhan Avcı'ya sordum. Zira şu anda soracak başka kimse kalmadı.

Orhan Avcı'nın verdiği bilgilere göre durum vahim...

Bursa genelinde, tam sayısı bilinmemekle birlikte 500'e yakın olduğu düşünülen posta dağıtıcısı her gün şehrin dört bir yanına dağılıyor ve vatandaşlarla çok yakın mesafede muhatap oluyor...

Bursa merkezde her gün bir kısmı Nilüfer Beşevler'deki PTT Dağıtım Merkezi'nde, bir kısmı ise Yıldırım'daki Posta Dağıtım Merkezi'nde toplanıyor. Gönderilerini alıyor ve mahallelere dağıtıma çıkıyorlar.

Bu posta dağıtıcıları, dağıtım merkezlerinde dip dibe toplu halde bulunuyorlar. Yazının başında saydığım tüm tedbirler vatandaşların kapalı alanlarda toplu halde bir arada bulunmalarının önlenmesine, dolayısıyla da koronavirüsün toplumda dolaşıma girmesini engellemeye yönelik. Ama postacılar her gün aynı merkezde ve kapalı ortamda toplanıp dağıtıma çıkıyor!..

GÜNDE 100 KİŞİYE YAKIN MESAFEDE TESLİMAT!

Orhan Avcı, Bursa'daki posta dağıtıcılarının günde ortalama 100'e yakın posta dağıttıklarını, bunların çoğunluğunun da vatandaşla bire bir muhatap olarak yapılan kayıtlı evrak ya da koli teslimatı olduğunu, aynı kalemle deftere imza atıldığını söyledi.

Teslimatta, deftere imza attırılırken 1'er metrelik sosyal mesafe bir yana, vatandaşla postacının yakınlığı 30 santime hatta defteri imzalatırken ellerin yakınlığı 15 santime düşüyor. Hele de aynı kalem imzada kullanılırsa, onlarca kişinin kullandığı kalemle bire bir temas sağlanmış oluyor.

İddialar arasında düne kadar (bugünkü icraatı kestirmek dünden mümkün değil) posta dağıtıcılarına ne bir maske ne de bir eldiven dağıtımı yapılmadığı yer alıyor! Mesela dün mahallemde gördüğüm posta dağıtıcısında maske yoktu! Eldiven takmıştı. (Eldivenler şimdilik ucuz alınabiliyor. 6 tanesini 2,5 liraya aldım. Ama maskelerin tanesi 5 lira!)

Öte yandan maskelerin korumasının maksimum 2 saat olduğu söyleniyor.

Yani aynı maskeyi sabahtan akşama kadar takmanın bir anlamı yok!

Her bir posta dağıtıcısı için günde en az 3 maske ve bir o kadar da eldiven gerekiyor. Her gün onlarca kişinin imzası için ayrı kalem taşıması da mümkün değil.

Diyelim ki posta teslim ettiği kişilerden biri koronavirüslü ve postacıya bulaştı! Her gün kapısına gittiği 100'e yakın vatandaşı (belirtiler ortaya çıkana kadar geçen 14 günlük süre içerisinde bin 400'e yakın kişiyi) enfekte etmez mi?

Posta dağıtıcılarının çoğu bireysel tedbir alıp, yanında kolonya ve benzeri dezenfektan taşıyor; ellerini temizlemeye çalışıyor.

Posta dağıtıcılarının her teslimattan sonra bir çeşme ve sabun bulup ellerini yıkaması mümkün değil.

PTT'nin acilen, bir an önce posta dağıtıcılarının toplu halde bulunmasının önüne geçmesi ve posta dağıtımında en azından posta dağıtıcısından vatandaşa ya da vatandaştan posta dağıtıcısına bulaşımı engelleyecek tedbirler alması gerekiyor.

PTT ŞUBELERİNDE DE ÖNLEM ALINMASI ŞART!
Bir diğer sorun ise mahalle aralarında bile hizmet veren PTT şubelerinde yaşanıyor. Emekli maaşı, para gönderisi ödeyerek banka gibi hizmet veren, fatura tahsilâtı ve koli teslimatını yapan PTT şubelerinde çalışan personel de zor durumda.

Haliyle yoğunluk oluyor. Özellikle de Yıldırım ve Osmangazi'de vatandaşlar elektrik, su, internet, doğal gaz faturalarını bu şubelerden ödüyor.

Ancak bu PTT şubelerinde de personele ve vatandaşlara yönelik koronavirüs koruma önlemleri yok. İşlem yoğunluğu devam ediyor.

Bazı şube çalışanları banko önlerine oturma sıralarını çekmiş, bireysel olarak kendilerini korumaya çalışıyor.

Anadolu'daki bazı şubelerde ise çalışanlar vatandaşla aralarına naylonlar çekerek kendilerini korumaya çalışmış. 

PTT şubelerinde de banka ve eczaneler gibi içeriye vatandaşların üçer ya da dörder kişi alınması ve çalışanlara yeteri kadar maske, eldiven, dezenfektan dağıtılması, hizmet birimlerinin sürekli dezenfekte edilmesi gerekiyor.

PTT şubelerindeki çalışanlar da satın aldıkları dezenfektanlarla, kolonyalarla ve sürekli el yıkayarak kendini korumaya çalışıyor. Ama pek çok şubede sosyal mesafe korunamıyor. 

Yani kamu hizmeti yapan PTT'nin hem posta dağıtıcılarına hem de PTT şube çalışanlarına yönelik koronavirüs tedbirlerini tüm kurumların yaptığı gibi acilen alması ve uygulamaya koyması gerekiyor. Bu bir halk sağlığı sorunudur. En başta da dediğim gibi milli bir meseledir!..