Hava Durumu

Temizlik imandan gelir; lakin!..

Yazının Giriş Tarihi: 29.10.2019 06:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.10.2019 06:03

Bu çöp fotoğrafları Bursa Gemlik Küçük Kumla Mahallesi girişi 5. Durak mevkisi civarında çekilmiş. Fotoğrafları gönderen Zehra Dirilgen... Sahildeki çöpleri birkaç komşusuyla birlikte toplayabildikleri kadar toplamışlar...

Zehra Dirilgen isyan ediyor:

"65 yaşında bir insanım, her seferinde bunu toplayamayabilirim. 15, 20 gündür berbat vaziyetteydi. Evim sahile bakıyor. Önce muhtarımıza gittik, söyledik.

Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olduğunu söyledi. 'Gemlik Belediyesi'ne bağlanacak' dedi. Muhtar benim mahalle sorunlarımı ileteceğim noktadır aslında!

Birkaç komşu bir araya geldik, ellerimizde torbalarla oturduğumuz konutların civarını temizledik. Ama her yeri temizlemeye gücümüz yetmedi. Birileri kirletiyor, biz topluyoruz!.."

SAHİLLERİ GÜNÜBİRLİKÇİLER KİRLETİYOR!

Peki, kirletenler kimdi? Anlattı; "Hafta sonu sahile gelen günübirlikçiler, piknikçiler. Ellerinde şişelerle geliyor, pisliklerini bırakıp gidiyorlar. Onların da yaptığı çok büyük ayıp! Bu sahil hepimizin. Mahallemizin küçücük çocukları geldi 'yardım edelim' diye..."

Ancak anladığım kadarıyla kirlilik hastalık bulaştıracak seviyede olduğu için çocukları uzak tutmuşlar... Neden böyle düşündüklerine gelince... Zehra Dirilgen, her türlü içki şişelerini, her türlü pet şişeleri,  naylonları, kâğıtları, yiyecek artıklarını; hatta mangalda balık keyfi yapanların ayıkladığı balıklardan arta kalan ve leş gibi kokan pislikler ile hayvan ölüsü bile topladıklarını anlattı... Hayvan ölüsü denilince aklıma kuş ve fare geldi... Gayri ihtiyari sordum; "Kedi ölüsüydü; balık pislikleriyle ikisi çok feci kokuyordu. Kirlilikten vazgeçtik, etrafa mikrop saçılıyor" dedi...

Çöp torbalarını Gemlik Belediyesi'nin çöpleri aldığı yere bırakmışlar. Belediye almış götürmüş...

MUDANYA'DA DA AYNI DURUM SÖZ KONUSU

Şimdi Zehra Dirilgen gibi vatandaşları ben bu yaz Mudanya Arnavutköy Marinası'nda da gördüm.  Arkadaşımın evinin balkonu Marina'ya ve sahile bakıyor. 

Özellikle hafta sonundan sonra pazartesi, salı günleri günün erken saatinde eşofmanlarıyla yürüyüşe çıkan orta yaşlı diyebileceğimiz kadın ve erkekler ellerinde naylon torbalarla geliyorlar. Bunlar farklı zamanlarda, birbirinden bağımsız gelip çöp toplayan sorumlu vatandaşlar... Topladıkları çöpleri Marina'nın çöp konteynerine atıp yürüyüşlerine devam ediyorlar. 

Birileri arsızca, yüzsüzce, terbiyesizce yediklerini, içtiklerini sokağa atıyor. Onları temizlemek de vatandaşlara düşüyor!..

SAHİLLERDEKİ ÇOK BAŞLILIK

Sıkıntı şurada... Sahil beldelerinde çok başlılık söz konusu, limanlar başka bir bakanlığın uhdesinde, sahiller Büyükşehir Belediyesi'nin, caddeler Büyükşehir'de, sokaklar ilçelerde. Karman çorman bir şey... Bursa'da 132 kilometre sahil var...

Büyükşehir'in bu kadar uzun bir sahile yetmesi mümkün değil. Mudanya Belediyesi ile konuştum... Yetkililer diyor ki: "Sahillerde yetki Büyükşehir Belediyesi'nde. Biz yerinden yönetimi istiyoruz. İlçe belediyesi olarak her şeyine yetmeye çalışıyoruz. Büyükşehir Belediyesi yapmadığı için yetki ve sorumluluğumuz olmasına rağmen sahillerdeki çöp temizliğini biz yapıyoruz!.."

 Aynı şekilde Gemlik Belediyesi de üstüne vazife olmadığı halde kimi zaman sahilleri temizliyor... Bir an önce bu çok başlılığın giderilmesi ve sahillerin denetiminin hangi ilçede ise o belediyeye verilmesi gerekiyor. Yoksa bu sorun hep yaşanır gider...

PEKİ, UZAYLILAR MI KİRLETİYOR!

Bursa'da günübirlikçilerin en fazla akınına uğrayan yer Mudanya ve Gemlik... Hafta sonları adeta işgale uğruyor... Şimdi... Suriyelilerin sahillerde kurduğu çadırlar kaldırıldı. Doğru bir uygulamaydı... İyi hoş da şimdi çerini çöpünü sahile bırakıp defolanlar kimler?

Bunu yapan kimliğinde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı yazan kişiler!.. Bunu yapan bizim insanlarımız, bizim görgüsüzlerimiz! Evde karısına, bardağın kenarında bulaşık makinesi kireci kaldı diye yapmadığını bırakmayan adam, sahile gelince bir çevre magandasına dönüşüyor!..

 Evinde elinde toz beziyle dolaşan kadın, sahilde çocuğunun bezini ortada bırakıp gidiyor, Avrupa'ya giden herkes o ülkelerin temizliğinden söz eder. En son Bulgaristan'a gitmiştim. Dağın başındaki orman bile o kadar temizdi ki, ne kadar çöp, izmarit varsa çantama doldurdum, yanımda taşıdım. Şehir ve kasaba merkezlerindeki parklar da öyleydi. Tertemizdi. İtalya, Fransa, Belçika, Yunanistan, Makedonya, Saraybosna, Kosova gibi ülkelere de gittim. Oraları da öyleydi...

 Kendi kendime hep 'İyi ki ilk yurt dışı gezimi Mısır'a yapmışım' dedim. O kadar pisler ki akla zarar! Ortalıkta çöp tenekesi yok! Sokaklar, caddeler her yer çöplük zaten. Su mu içtin, at şişesini gitsin. Muz mu yedin, kabuğunu salla gitsin. Mısır'da caddede giderken lüks bir cipin camından atılan boklu çocuk bezinin lap diye önümüze düştüğünü gördüm!.. 

Müslüman ülkeler neden temizliğe önem vermiyor? Üstelik Hz. Muhammed 'Temizlik imandan gelir' demişken.  Günde 5 vakit namaz öncesi  temizlenme yani abdest alma ve gerektiğinde gusül abdesti zorunlu kılınmışken!.. 

Temizlik imandan gelirse, pislik de imanı bozar!

CEMİL AYDIN'DAN GÖKTÜRKÇE ÖNERİSİ

Geçen gün yazdığım Özbekistan Dil Bayramı'na yönelik yazıya atfen Osmangazi Belediyesi eski Meclis Üyesi Cemil Aydın bir not göndermiş. Yazıda Türklere yönelik ayrıştırmanın dile de taşındığına değinmiştim...

 Yazıya katkı sunmak adına şunları yazmış:

"Göktürkçe ve Çağatay dilleri orta öğretim ve liselerde seçmeli ders olarak müfredata konulmalıdır. Göktürkçe kültürel bir mirastır ve başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm Türk devletleri tarafından korunmalıdır. Konjonktür ve yaşanan sıcak gelişmeler göstermiştir ki İsmail Gaspıralı'nın 'Dilde, fikirde, işte birlik' işaret ve ülküsünün tesisi yakın ve elzemdir."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.