Uludağ Üniversitesi'nin dünya ligindeki düşüşü sürüyor!

Dün Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) tarafından Bursa Barosu, Bursa Eczacı Odası, Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, Bursa Tabip Odası ile TMMOB'a bağlı Bursa'da faaliyet gösteren 12 oda şubesinin imzasını taşıyan "Bilimsel ilerleme için demokratik ve özerk üniversiteler şarttır" başlıklı bir basın açıklaması yapıldı... Basın açıklaması BAOB Dönem Sözcüsü Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu tarafından iletildi.

Açıklamanın "Haber ayrıntıdadır" dedirten kısmına gelecek olursak...

Basın açıklamasında ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde 2009 yılında Türk ve dünya üniversitelerini akademik performanslarına göre sıralamak amacıyla kurulan URAP'ın 2Bi020-2021 dönemine ilişkin dünya sıralamaları da verilmiş...

Buna göre;

URAP 2020-2021 dünya sıralamasında ilk 500'de Türkiye'den sadece Hacettepe Üniversitesi var... Sonrasında ilk 1000'e girenler arasında İstanbul Üniversitesi: 632, İstanbul Teknik Üniversitesi 725, Orta Doğu Teknik Üniversitesi 751, Ankara Üniversitesi: 82, Ege Üniversitesi: 915, Gazi Üniversitesi: 924, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi: 960, Dokuz Eylül Üniversitesi 971'inci sırada yer alıyor...

1500'de yer alanlar ise Koç Üniversitesi 1021, Atatürk Üniversitesi 1052, Marmara Üniversitesi 1070, Yıldız Teknik Üniversitesi 1090, Boğaziçi Üniversitesi 1096, Erciyes Üniversitesi 1101, Selçuk Üniversitesi 1153, Karadeniz Teknik Üniversitesi 1187, Fırat Üniversitesi 1200, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa 1215, Bursa Uludağ Üniversitesi 1319, Çukurova Üniversitesi 1329, Akdeniz Üniversitesi 1356, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 1468, Çankaya Üniversitesi 1478, Sabancı Üniversitesi 1481...

9 YILDA 457 SIRA GERİYE DÜŞTÜ!

Eee... Şimdi Türkiye'nin ihracatta 2'nci; nüfus olarak 4'üncü büyük şehrinin Bursa Uludağ Üniversitesi 2020-2021 dönemi URAP sıralamasında ilk 1500'de yer alıp 1319'uncu olmuş diye sevinelim mi?

2011-2012 döneminde Uludağ Üniversitesi dünya sıralamasında 862'nci, Tıp Fakültesi ise 510'uncu sıradaydı...

Ancak Bursa Uludağ Üniversitesi, aradan geçen zamanda sürekli gerileyerek, dünya üniversiteleri sıralamasında 2018-2019 döneminde 2011-2012 dönemine göre 364 sıra geriye düşmüştü.

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ise dünya üniversiteleri 'Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakülteleri' sıralamasında 2018-2019 döneminde 2011-2012 dönemine göre 381 sıra geride yer almıştı...

2018-2019 dönemi URAP dünya sıralamasında 1226'ncı olan Bursa Uludağ Üniversitesi 93 sıra daha gerileyerek 1319'uncu oldu...

Bu tabloya göre; Bursa Uludağ Üniversitesi 2011-2012 dönemine göre, yani 9 yılda ise 457 sıra geriye düştü...

Gerçi Türk üniversitelerinin neredeyse hepsinde dünya sıralamasında kimisi az kimisi çok olmak üzere bir geriye gidiş var. Ama buna bakıp da "Hadi biz iyiyiz yine" demek de mümkün değil. Genel olarak YÖK ve üniversitelerin özelde ise Bursa Uludağ Üniversitesi'nin sorgulanması gereken bir durum!

Şehrin dinamiklerinin ise 'BUÜ dünyanın, Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden olsun' gibisinden bir tasası yok zaten!..

2002'DE 74 ÜNİVERSİTE İKEN ŞİMDİ 201!
BAOB'un açıklamada üniversite sayılarına dair şu bilgiler yer alıyor:

 "Türkiye'de 2002 yılında 1'i vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 74 üniversite varken bu sayı 2002-2017 yılları arasında açılan 61 devlet 46 vakıf üniversitesi ile 2017 yılında 144'ü devlet 47'si vakıf olmak üzere toplam 191'e yükselmiştir.

2020 yılı itibarıyla ise ülkemizde 127'si devlet 71'i vakıf üniversiteleri olmak üzere toplam 198 üniversite ve 3 tane de vakıf meslek yüksekokulu bulunmaktadır."

Vakıf üniversiteleri halk arasında özel üniversite olarak biliniyor. 2002'den bugüne 73 yeni vakıf üniversitesi açılmış...

BAOB'un basın açıklamasında üniversitelerin niteliğine de dikkat çekiliyor:

"Bu üniversiteler açılırken dünyada bilim alanında yaşanan gelişmeler ile geleceğe yönelik planlama ve projeksiyonlar dikkate alınmamış, üniversiteler bir bölgesel kalkınma aracı olarak görülmüştür!

Son yıllarda sayısı giderek artan vakıf üniversiteleri de dikkate alındığında bu gelişmenin ticari ve ekonomik boyutları olduğu da göze çarpmaktadır.

Plansız bir biçimde artan üniversite ve buna bağlı olarak eğitim programları sayısı mezun sayılarına da yansımış ve bunun sonucunda kısa vadede üstesinden gelinmesi olanaksız bir istihdam sorunu yaratmıştır.

Her ne kadar YÖK'ün yükseköğretimde kaliteyi artırma ve akreditasyona yönelik attığı olumlu adımlar olsa da iyi ve kaliteli bir eğitim sürecinin sonunda mezun olanlar ya iş bulamamakta ya da piyasada hak ettikleri saygıyı görememekte, ücreti alamamaktadırlar."

BAOB basın açıklaması şöyle sonlanıyor:

"Bizler aşağıda imzası bulunan Bursa Akademik Odaları olarak üniversitelerin çok hızlı bir biçimde kendi yöneticilerini seçebilecekleri demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturulmalarının gerek idari gerekse de akademik yönden şeffaf ve hesap verebilir olmalarının gerektiğine inanıyor, üniversitelerimizin rektör atamalarıyla değil uluslararası arenadaki başarılarıyla ülke gündemine oturmalarını yürekten diliyoruz."