Vahapoğlu: Atatürk tarihten, Cumhuriyet'ten, gönüllerden silinemez

MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, Başrol Kafe'de düzenlenen toplantıda Bursa basını ile buluştu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı... Toplantıya MHP İl Başkanı Cihangir Kalkancı ve ilçe yöneticileri katıldı...

Bursa'daki seçim çalışmalarına atıfta bulunan Vahapoğlu, "3 haftadır Bursa'dayım. Bir ara verdik, 7 ile gittik. Gördüğümüz ilgi Cumhur İttifakı'nın hedeflenen oyun üzerinde alacağını gösteriyor. Mutfak bazlı propaganda geçerliliğini yitiriyor" dedi...

Yerel seçimlerin son günlerde genel seçim atmosferine dönüştüğüne yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Eğer bir ülkede bir şeyler başarmak isteniyorsa, iç güvenliği hedef almak lazım. İlk adım siyasi istikrar ve uyumdur. Cumhurbaşkanlığı idari sisteminin de alt sistemi mahalli idarelerdir. Uyumlu olursa başarı gelir.

Genel Başkanımızın da dediği gibi Türkiye'nin zamana ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı sistemi karşısında bloklaşan kesimin yeniden parlamenter sisteme geçme talebi var. Bu durumda doğacak sıkıntıyı düşünmek bile istemiyorum..."

'BAŞKANLIK DEĞİL CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ'

İki partili başkanlık sistemi hakkındaki soruyu şöyle değerlendirdi:

"Başkanlık sistemi deniyor. Ama Cumhurbaşkanlığı sistemidir. 1982 Anayasası'nda Cumhurbaşkanlığı yürütmenin başındaydı, ama yetkileri kısıtlıydı. Biz 11 Ekim 2016 tarihinde cumhurbaşkanlığı sistemini gündeme getirdik; 'Meclis'e getirin, destekleyelim' dedik. Bazı kanallar başkanlık sistemi dese de Türkiye cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetiliyor... Seçimle gelen cumhurbaşkanı kabineyi oluşturuyor...

ABD'de 100'e yakın parti var, ama bunları bir şekilde sistemde eritiyorlar ve Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti öne çıkıyor. Ancak Türkiye gibi ülkelerde farklı siyasi kanaati olanlara Meclis'te temsil izni verilmeli. Yeni ittifakla birlikte Meclis'te 2, 3 partili bir yapı yok. Bu ittifakla Meclis'te 9 siyasi parti var. Bu bir imkândır, ama gelişmeler nereye götürür, bilemeyiz..."

'ÖZELLEŞTİRİLEREK DEVREDİLMİYOR'

Tank palet fabrikası konusundaki görüşleri şöyleydi:

"Tank palet önemli bir kuruluş. Türkiye'de insanların ne yaptığından haberdar olmadığı tesisler var. Tank palet de Silahlı Kuvvetler'de atölye olarak başlayan ve üretime geçen bir fabrika. Sadece tank palet parçaları üretilmiyor. Gece görüşlü dürbünlü tüfek dâhil pek çok şey üretiliyor.

Tesis özelleştirilerek devredilmiyor. Özelleştirme sebebi sermaye ve teknoloji artırımı. 25 yıllığına işletme yetkisinin devri söz konusu. Savunma Sanayi Müsteşarı ile görüştüm; 'Biz bu yolla yeni bir pazar oluşturacağız. Yurt dışına açılacağız' dedi. O tesis diğer özelleştirmeler gibi komple bırakılmış bir tesis değil... Teknolojiyi geliştiremediğiniz sürece bilgi size bir yüktür."

"Biz 15 Temmuz'a kadar ne dediysek o" diyen Vahapoğlu, AK Parti iktidarının hatalarından sorumlu olmadıklarına değindi ve "Ancak bir yangın var. Genel Başkanımız, Türkiye'ye karşı sorumluluğumuz var. Türkiye varsa siyaset var" diyor. Hataların sorumluluğunu alma yükümlülüğümüz yok. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin bayrağı asıldığında en sert açıklamayı yapan parti de biz olduk" dedi.

'BEYİN VE FİNANS TAKIMI?'

FETÖ ile mücadele konusunda ise şunları söyledi:

"Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hakkında işlem yaptığı kişi sayısı 511 bindir. Yurtta Sulh Konseyi'nin siyasi ayağı nerede? Darbe girişimi varsa eli silah tutanı ortalıkta görürsünüz. Beyin takımı nerede? Siyasi ayağın ortaya çıkartılması gerekir. Beyin takımına, finans takımına ulaşılması gerekir. MHP iktidarda olsaydı, beyin takımını çözerdi. FETÖ Türkiye'de örneği görülmemiş bir istihbarat kurmuş. FETÖ ile mücadelede basının rolü de önemli."

Çanakkale'de Atatürk'ü yok sayanlara karşı bir albayın tepki göstermesi ve soruşturma açılması hakkındaki görüşleri soruldu, şu yanıtı verdi:

"Tarihi şahsiyetler yapar. Dünkü tarihi şahsiyetleri yok sayarsanız, yarın sizi de yok sayarlar! Atatürk'ü Türk tarihinden, Cumhuriyet tarihinden silemezsiniz. Gönüllerinden silemezsiniz. Yok sayarak Çanakkale Zaferi'ni anlatamazsınız. 

Yok saymak bir tür ideolojik akımların yüzeye çıkmasıdır. Tepkiler demokratik olarak yerine getirilir, o albayın yaptığı doğrudur. Üniformalı olarak davranışı ise Silahlı Kuvvetler bünyesinde bir tepki doğurur. Bu da kendi iç işleyişinden, kurallarından kaynaklanır. Tahkikat açılması doğaldır."

'İTHAMLAR SEÇMENE DEĞİL SİYASET YAPANLARA!'

Son günlerde dili çok sertleşen siyasetin topluma yansıması hakkındaki soruya ise şu yorumu yaptı:

 "Sayın liderlerin, Sayın Erdoğan'ın, Sayın Bahçeli'nin Sayın Kılıçdaroğlu'nun ithamları seçmene yönelik değil. Bu ithamlar siyaset yapan gruba yöneliktir..."

HDP'nin 2014 yılında 550 belediye başkan adayı çıkartırken, 2019'da 267 aday çıkarttıklarını söyleyen Vahapoğlu "HDP eş başkanı 2 metropoldeki CHP adayları için, 'Burada seçilecekseniz, bizi yok sayamazsınız' dedi. 'Batı'da kaybettireceğiz, doğuda kazandıracağız' diyorlar. Başka partilerin, CHP ve İYİ Parti'nin belediye meclis üye listelerinden seçime giriyorlar" dedi.

'GÖREVİNİ SONRADAN HATIRLADI'

FETÖ'nün Türkiye'de böyle bir terör örgütlenmesindeki sosyolojik etkenlere yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Din bir realite. İnsanlar ilk çağlardan itibaren inanır. En katı rejimlerde bile din var oldu. Sovyet döneminde bile engellenemedi. Atatürk Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında Genelkurmay Yasası'ndan önce iki yasa çıkartıldı. Biri Basın Yasası'dır, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine yöneliktir. Diğeri ise Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. O da halkın İslam ile ilgili doğru bilgilendirilmesi içindir. Bana göre Diyanet İşleri Başkanlığı görevini yapamadı. Diyanet'in boşalttığı alanı tarikatlar doldurdu. Mehmet Görmez, darbe ile Cumhurbaşkanı hedef alınınca görevini hatırladı, FETÖ gerçeği ile ilgili kitabı yazdırdı. Bana göre Milli Eğitim de görevini yapamamıştır..."

Bu arada unutmadan, toplantıya MHP Genel Merkez MYK üyelerinden Kadir Çitil ile Fevzi Zırhlıoğlu da katıldı.