Hava Durumu

Yeşil Camii'nin 600. yılına armağan

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2019 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2019 06:00

Sanayici İrfan Demirdüzen tarafından yayımlanan "Bursa Yeşil Türbe" adlı eserin tanıtımı yapıldı. Mudanya Montania Otel'de gerçekleşen etkinlik Bursa iş dünyası ile akademisyenleri, Bursa sevdalılarını buluşturdu.

Toplantıda konuşan İrfan Demirdüzen kitabın yazılış amacını şöyle özetledi:

"Bursa Yeşil Cami kitabının hazırlanması fikri dünyanın birçok yerinden gelen iş konuklarım ile camiye yaptığım ziyaretler sonrasında gelişti.

Misafirlerimiz son derece entelektüel, dünyanın önemli sanat merkezlerini görmüş bilinçli birer sanat dostuydular.

Bu gezimiz sırasında onlara hayranlıkla izledikleri Yeşil Camii'ne ilişkin uluslararası düzeyde bir kaynak veremediğim için üzüldüm.

Daha sonra yaptığım araştırmalar neticesinde Yeşil Camii'nin Türk sanatı içinde Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camisi kadar değerli bir yere sahip olduğunu fark ettim. Böylece bu kitabın oluşması için çaba göstermeye karar verdim."

Bursa'yı çok iyi tanıdığını düşündüğü Mimar Mithat Kırayoğlu ile bu konuyu görüştüğünü ve Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ile tanıştığını anlatan İrfan Demirdüzen sözlerini şöyle sürdürdü:

"Görüşmemizin arkasından da onun önerisiyle tarihçi Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ile tanışma şansına sahip oldum.

Kendisinin bu konuya yakın ilgi göstermesi ve Yeşil Camii gibi sanat eserlerinin bina edildiği dönemden günümüze değin Bursa'nın sosyal ve kültürel ortamı hakkında derin bilgisi neticesinde bu kitap projesini uygulamaya koyduk."

Fotoğraf çekimlerinin kendisine ait olduğunu söyleyen İrfan Demirdüzen makaleleri ve araştırmalarıyla katkı sunan tüm bilim insanları ve araştırmacılara tek tek teşekkür etti.

 "Yeşil Camii"nin tanıtım toplantısında esere katkı sunanlar kısa birer konuşma gerçekleştirdi.

MOĞOLLARDAN KAÇAN SANATKÂRLAR

Mithat Kırayoğlu konuşmasında Osmanlının kuruluşuna atıfta bulundu:

"Bursa'nın fethinden 150 yıl sonra Osmanlı beylikten imparatorluğa dönüşmüştür. Burada bir mimari yaratıldığını bilmekteyiz.

 Fiziki mekân Bursa'dır. Evler, mahalle ve sokaklar, cami ve medreseler Bursa'da belirlenmiştir. Osmanlı çarşı yapmasını da Bursa'da öğrenmiştir.

Denenerek yaratılan Osmanlı mimarisi vardır. Selçuk camileri vardır, Anadolu'da Ulucami denir. Çok kubbeli camilerdir. Yıldırım Külliyesi ve camisi farklıdır.

 Yeşil Camii anıtsal yapı ve camilerde bir duraktır. Timur'un ordusundan, Moğol saldırısından kaçan sanatkârlar Yeşil Camii'nde buluştular. Tezyinatıyla büyük bir eserdir."

Etkinlikte Yeşil Camii İmamı Recep Uyar, İrfan Demirdüzen'e bir çini tabak hediye etti.

SON 10 YILDAKİ ONARIMLAR VE KAYBOLAN ÖZGÜN NAKIŞLAR

Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu "Böyle bir eserin Türk kültürüne, evrensel kültüre kazandırılması önemli bir çalışmadır" diyerek İrfan Demirdüzen'e teşekkür etti.

Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu'nu çok uzun yıllardan beri tanırım. Kendisiyle Bursa Defteri'nde birlikte çalışmıştık.

Üniversitenin şehirle bütünleşmesi yıllardır Bursa'da çok tartışılan hususlardan biridir. Prof. Dr. Oğuzoğlu, Bursa'da kent kültür ve tarihine önemli katkılar sunmuş bir bilim insanı olarak takdiri hak etmektedir.

Yeşil Bursa eserinde de görüldüğü üzere bilgisini kentle paylaşarak bu katkılarını sürdürmektedir...

Prof. Dr. Zeren Tanındı Yeşil Camii'ndeki tavandan tabana süslemelerin özgünlüğüne dikkat çekerek "İslam mimarisinde herhangi bir yapı böylesine tavandan tabana işleme ile bezenmemiştir. Ben yıllarca yapının çinileriyle ilgilendim, yazıya dökmedim. İlgi alanım, tezhip hat, minyatürdü. Duvar nakışlarıyla da ilgileniyorum. Zira tezhip ve hat yapanlar nakışlama da yapıyorlardı. Yeşil Türbe 15. yüzyıl başlarında yapılmıştır.

İbadet mekânıdır ama konut mimarisini de yansıtır. Sıva üzerine yapılan nakışlar çok hassastır. Birkaç kez onarım görmüştür.

 Son on yılda yapılan onarımlar ne yazık ki başarılı olmamıştır. Özgün renkler değildir. Duvara nakış yapanlar müzehheplerdir. 15. yüzyılda yapılan süslemelerde bir yaprağın dönüşü, çiçek nakışları özgündür.

Günümüzde Yeşil Camii'nde çok az yerde özgün çiçek vardır. Makalemde tadilat öncesi fotoğraflar da vardır."

PARVILLE'NİN HATIRA ÇİNİLERİ İNGİLTERE'DE MÜZEDE

Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar ise Yeşil Camii'nin pek çok tamirat geçirdiğini anlattı:

"En çok tamirat sebebi Bursa'nın meşhur lodosu, yağmur ve kar ile kentte yaşan depremlerdir. 'Küçük kıyamet' de denilen 1855 depreminde Yeşil Camii yok olma noktasına geldi.

1855-1862 yılları arasında tamir edilmiyor. Daha sonra Bursa Valisi olacak olan Ahmet Vefik Efendi bir Bursa ziyaretinde bu durumdan çok rahatsız oluyor.

Fransız mimar Leon Parville'yi çağırıyor. Yarık ve yıkılmak üzere olan kubbe demir çemberlerle çevriliyor ve arasına beton dökülerek tamir edilip yıkılmaktan kurtarılıyor.

Parville giderken biraz da hatıra almış. Torunlarının İngiltere Victoria Hall Müzesi'ne satmasıyla öğrendik. Halen Yeşil Camii çinileri müzede sergileniyor..."

YEŞİL CAMİİ ADLI ESERİN İÇERİĞİ

Kitapta yer alan makale ve araştırmalara gelince:

Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu "Yeşil Camii'nin İki Yaratıcısı: Sultan Çelebi Mehmet ve Hacı İvaz Paşa"

Sanat Tarihçisi Serap Tuba Yılmaz "Yeşil Külliye"

Mithat Kırayoğlu "Erken Dönem Osmanlı Mimarisi ve Yeşil Camii"

Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu "Bursa Yeşil Camii Çinileri"

Prof. Dr. Zeren Tanındı "Yeşil Camii'nde Sıva Üzerindeki Nakışlar"

Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar "Bursa Yeşil Camii'nin Geçirdiği Onarımlar"

Sanat Tarihi Uzmanı Dilek Yıldız Karakaş "Tablolarda Yeşil"

Sanat Tarihi Uzmanı Burcu Kurt "Seyahatnamelerde Yeşil Camii"

Fatih Alper Taşbaş "Zamanın Kırıldığı Yerde O Yeşil Zümrüt"

BİR NOT:

Babam Kenan Kolaylı eskinin adıyla Nafia'da çalışırken ayrılıp inşaat müteahhitliğine başlar. Haşim İşcan'ın valiliği döneminde Yeşil'den Atatürk Caddesi'ne dek cadde düzenleme ve asfalt işlerini yapar. Anlattığı iki anısı vardır. Birini daha önce yazmıştım.

Diğeri ise Yeşil Camii ve Yeşil Türbe ile ilgili olandır. Cami ve türbenin orada, Yeşil'de yol kazısı yaparken, yer altında içi çini dolu bir oda bulur. Ecdat, yıkılması halinde yeniden yapılması için çinileri geleceğe bırakmıştır. Babam Bursa'daki tüm matbaalardan, gazete bayilerinden bulabildiği kâğıtları toplar, çinileri kâğıtlara sardırır ve devlete teslim eder.

O çinilerin akıbetini bilemem, ama babamın işi bıraktığı dönemde, Tuzpazarı'ndaki yazıhanesini 1973 ya da 1974 yılında kapattığında kasasından çıkan belgeler arasında o teslimat makbuz ve tutanakları da vardı. Hatta göstermişti ve demişti ki "Ben bunu sakladım; "Olur da biri o çinileri sorar. Onlar çok eskilerden kalan tarihi eserlerdi" diye...

 O makbuz da eski evrakla birlikte miadı doldu diye atıldı gitti muhtemelen. Bugüne kadar o çinilerle ilgili herhangi bir bilgiyi hiçbir yerde okumadım, duymadım... Tarihe kayıt düşmek adına yazayım dedim!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.