Hava Durumu

Zeytin üreticileri kan ağlıyor!

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2021 06:00

Marmara bölgesinde olduğu gibi Bursa'da da hafta sonunda hava sıcaklıkları çok düştü. Bursa ve civarı eksi 12 dereceleri gördü...

Kar yağsa bir sorun, yağmasa başka bir sorun! Kar yağdı, barajlar dolmaya başladı... Sorun da yaşanmaya başladı; en başta da ulaşımda!..
Bir başka önemli sorun ise hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyrederken aniden düşmesiydi...  Bu düşüş, çiftçilerin emeklerini heba eden don olayının yaşanmasına neden oldu.
Bursa'da zeytinlikler büyük hasar aldı. Özellikle de yamaçlardakiler!
Orhangazi'de İznik Gölü'ne yakın Keramet köyü vardır. Ilıcası ile meşhurdur. Çocukluğumdan beri bildiğim bir köydür. Oradaki akrabalarım 4, 5 nesildir zeytincilik ve tarımla geçimini sağlar.

Eğitim oranı yüksektir. Şu anda çiftçilik yapan 4'üncü nesillerin hepsi de en az lise mezunudur. Keramet'teki akrabalarımla görüştüm. Halen atalarından kalan zeytinliklerde üreticilik yapan O.G. son yaşanan don olayından yamaçlardaki zeytinliklerin etkilendiğini söyledi...

ZATEN MALİYETLER ÇOK YÜKSEKTİ!

O.G.'nin küresel ısınma ile ilgili görüşü biraz farklıydı:

"Çocukluğumda babamlar, dedemler zeytincilik yaparken, her yıl kar yağardı. Zeytin bir yıl olursa, ertesi yıl olmazdı. Şu anda da kar aslında olması gerektiği gibi yağıyor. Aile büyüklerimiz de her kış kar yağdığını, uzun süre de kalkmadığını anlatırdı.

Bu karı en son Orhangazi'de 2003 yılında görmüştük. Yamaçtaki zeytinliklerimizde yüzde 50 oranında hasar var. Havalar düzeldiğinde zararın seviyesi netleşecek. Ama gölün karşı kıyısında zararın çok olduğunu duyduk. Mudanya ve Gemlik'te hasar çok fazlaymış" dedi. 

Ardından da zeytin üreticiliğinin sorunlarına dikkat çekti:

"Önümüzdeki sene zeytin üreticileri için sıkıntılı geçecek. Yedi sekiz yıl önce işçilik 50 liraydı, şu anda 150 lira! Zeytin 7,8 yıldır 5, 6 liraydı. Şu anda 7, 8 lira oldu. Zeytinin tenekesine zam geliyor, tüccar hemen alıma yansıtıyor, fiyatı aşağı çekiyor. Gübre, ilaç, işçilik, mazot hepsinin fiyatı katlanarak arttı. Köylünün ürettiği mahsulün değeri artmıyor. Sadece zeytin için demiyorum arpa, buğday, sebze, meyve de öyle. Bu sene fasulye ektim, kâr etmem gerekiyordu. 40 bin lira zararla kapattım. Tepede Boyalıca'da hal var, götürdüğüm mala 2 ya da 2,5 lira fiyat biçildi. Zaten işçilik maliyeti o kadardı?"

'TAŞ DÖŞESİNLER, AMA BENİM GİBİ ÇİFTÇİ OLMASINLAR!'

Bir daha fasulye ekip ekmeyeceğini sordum; "Mecbur ekmem gerekiyor. Ekeceğim. Çoluk çocuğun rızkı için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Ama batacağız, ama çıkacağız, yine ekeceğiz. Tek başına zeytinciliğe güvenemiyorum çünkü..."

Ardından da iç acıtan şu sözleri söyledi:

"Zamanında babamın, atamın malına güvenip de köyde kaldığım için çok pişmanım. Açık söyleyeyim; yaşadığım için bile pişmanım. Atatürk zamanında 'Köylü milletin efendisidir' demiş ya, şu anda öyle değil! Değeri hiç bilinmeyen bir insan topluluğu şu anda. İki oğlum var, gitsinler taş döşesinler, ama benim gibi çiftçi olmasınlar..."

John Berger'in Avrupa'da köylülüğü anlattığı üçleme aklıma düştü. Berger köylülerin yüzyıllara meydan okuyan varkalmacılığını, toprağa, üretime her şeye karşın nasıl tutunduklarını anlatıyordu...

Varkalmacılık tam da O.G.'nin dediği gibi bir şey olsa gerekti. Ama görünen o ki, köylerde son kuşak üretimde var kalmaya çalışıyor. Böyle giderse, tarlada, zeytinliklerde, meyve bahçelerinde çalışacak nesil yok olmasa da çok azalacak. 1980'li yılların sonuna doğru neoliberaller "En büyük KİT köylü" diye desteklerin kaldırılması için homurdanıp duruyorlardı. Üreten tarım ülkesiyken artık tarım ithal eden ülkeye dönüştük sayelerinde!..

TİRİLYE MUHTARI SÜLEYMAN ALKIZ

Tirilye Muhtarı Süleyman Alkız ile de görüştüm.

Alkız da Tirilye'de dağ kesiminde, sırtlarda olan zeytinliklerin etkilendiğini söyledi ve "Genel olarak zeytincilik sıkıntıdaydı zaten" diyerek sorunlara dikkat çekti; "Tirilye'de belli bir bölgemizde, dağ bölgesinde dondan dolayı donma var. Sıcakların artışı ile biz göz yanığı olup olmadığını göreceğiz. Havalar ısınmadan net bir şey söyleyemiyoruz. Ama Tirilye'nin belli bir kesimi etkilendi. Genel olarak zeytincilik sıkıntıda. Yevmiyeler çok yüksek. Bizim burada da şu anda bıçkı yevmiyeleri 150 ile 180 lira arasında. İşçi bulmakta zorlanıyoruz. Şartlar böyle giderse zeytincilik biter. 10 kilo bakırlının (tarım ilacı ) fiyatı 500-520 lira... 6 kilo, 7 kilosunu bir ton depoya kullanıyor... Maliyete vurduğunuzda sadece masrafları çıkarmaya kalksak sadece işçi ücretlerini yansıtsak bile yetmiyor. Yağlık zeytin desek fiyatı çok düşük... Mazot, gübre, ilaç pahalı. Biz kendi emeğimizi saymıyoruz bile. Masraflara vurduğunuzda bir şey kalmıyor. Kâr olarak baktığınızda elimizde yiyeceğimiz zeytin ve yağ kalıyor. Karın tokluğuna çalışır olduk.

 Ata, ana baba toprağı olduğu için sağ olduğumuz sürece bu zeytinciliği sürdüreceğiz. Ama bizden sonraki nesil zor yapar..."

'AĞACA DEĞİL ZEYTİNE AFET DESTEĞİ VAR!'

Ardından don nedeniyle yanan ağaçlardaki ana soruna dikkat çekti:

"Eğer dibe kadar yanmışsa, dipte yoz piçlerin bırakılması ve 5, 6 sene sürekli bakım yapılması gerekiyor ki yeniden ürün alınabilsin. Bu kadar yıl ürün alamayacağınızı bile bile masraf yapmanız gerekiyor. 1986, 1987 yılında yaşamıştık. Tirilye'deki ağaçlar tamamen kurumuştu, 7,8 yıl kimse ürün alamadı. Afetlerde destek veriliyor ama ağaca değil, ürüne. Tarım Müdürlüğü'nden gelip Tarsim yapıyorlar. Ağaç darbe yedi, Tarsim yaptırsam ne faydası var. O ağaçtan 5, 6 yıl ürün alamayacağım... Yasanın değişmesi lazım... Zeytin üreticisinin durumu gerçekten çok kötü..."

Mustafakemalpaşa'da görüştüğüm zeytin üreticisi S.T. ise  "Benim zeytinliğimdeki tüm ağaçlar zarar gördü. Birkaç yıl hiç ürün alamam. Birkaç yıl sonra ürün alabilmek için bile zeytinliklere sürekli bakım yapmam gerekiyor. Bu da masraf demek. Zaten sıkıntılıydık. Maliyetler çok yüksekti. Artık olmayacak zeytin için bakım, ilaçlama, sürme işlemlerini bile yapmıştık. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bittik biz" dedi. 55 yaşındaki koca adam ağlamaktan konuşamadı bile... Hepsinin de beklentisi devlet desteği...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.