Hava Durumu

'Zor bizi yıldıramaz!'

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2020 06:00

Osmangazi Ülkü Ocakları iki yıl önce Alemdar Mahallesi Sadık Ahmet Caddesi'ndeki hizmet binasına taşındı. Dışarıdan bakıldığında küçük gibi gelse de içini gezdiğinizde oldukça geniş bir yerle karşılaşıyorsunuz. Toplantı salonları, idari birimlerin olduğu iki katlı bir hizmet binası. Daha önce Ülkü Ocakları İl Başkanlığı'nın düzenlediği bir etkinliğe gitmiştim. Fatih Rüştü Sütçü'nün başkanlığı dönemindeydi. Bu ikinci gidişim... Osmangazi Ülkü Ocakları Başkanlığı'nı üstlenen Fatih Düzenli geçmişte Balıkesir İl Ocak Başkanvekilliği, İstanbul Küçükçekmece Ülkü Ocakları Yöneticiliği, Bağlarbaşı Ülkü Ocakları Yöneticiliği ve Başkanlığı, Bursa İl Ocak Yöneticiliği, Nilüfer Ülkü Ocakları Başkanlığı gibi görevlerde bulunmuş. Osmangazi Ülkü Ocakları Başkanlığı'nda ikinci senesi... Kendisiyle ve oradaki gençlerle oldukça sıra dışı bir söyleşi gerçekleştirdim.

'BİZ ZORA TALİBİZ"

Başkan Fatih Düzenli'ye "Hizmet binası olarak neden Alemdar Mahallesi'ni tercih ettiniz?"  sorusunu yönelttim... Şöyle yanıtladı:

"Daha merkezi, her yere hâkim, ulaşımın kolay bir mahalle olduğu; Ülkü Ocakları'nın amaç ve faaliyetlerine uygun olduğu için."

Ardından da Ülkü Ocakları'nın amaç ve gayesini açıkladı:

"Türkiye'nin son 35 yılına damgasını vuran 2Milli, İslami, Antiemperyalist' bir düşünceye sahip olan Ülkücü hareketin efsanevi gençlik teşkilatı Ülkü Ocaklarıdır. Bizim esas gayemiz, Türk gençlerinin amaç ve ülküsü, Türkiye Cumhuriyeti'ni daha doğrusu Türk milletini muasır medeniyetler topluluklarında en üst seviyeye çıkartmaktır..."

Osmangazi Bursa'nın en büyük ilçesidir. Alemdar da Osmangazi'nin sıkıntılı mahallelerindendir! Sosyal dönüşümün göz ardı edildiği Kamberler kentsel dönüşümüyle mahalledeki torbacılar; Meydancık, İncirli, Hacıvat, Alemdar, Çukurca, eski Bursalıların Demiryolu altı gibi pek çok bölgeye dağıldı. Uyuşturucu satıldığı bölgelerde kendini silkeler, yani çocuk ve gençlere bulaşır. Alemdar çok zorlu bir mahalleydi; uyuşturucunun hem satışı vardı, hem de çocuk ve gençler arasında kullanımı da yaygındı. Beyaz zehir adeta mahalleyi esir almıştı. Aileler çaresiz kalmıştı. Bu konuda ne diyecekti?..

Verdiği yanıt aslında çok anlamlıydı; "Daha önce buralar sıkıntılı bölgelerdi!" Yani onların Osmangazi Ülkü Ocakları'nı Alemdar'a taşımasından önce!..

GENÇLİĞİN EN BÜYÜK SORUNU: ÖZENTİ!

Fatih Düzenli şunları söyledi:

"Buradaki sıkıntılar milli davamızın bir parçasıdır. Zor bizi yıldırmaz. Türk'ün inanışında zora talip olmak hep vardır. Biz Ülkücüyüz. Biz bir yemin ettik, bu kapitalistlerin, siyonistlerin ülkemizde oynadıkları oyunlara sonuna kadar karşı duracağız."

"Kaç kişiyi uyuşturucudan kurtardınız?" sorusuna ise Fatih Düzenli farklı bir bakış açısı sundu:

"Şu anda sayı vermek afaki olur. Hepimizin evladı var. Bizler kendimizi buradaki gençlere adadık. Rahmetli Alparslan Türkeş'in dediği gibi 'Bu yol zorlu, ayağını seven bizimle yola çıkmasın'.  Bizim için en önemli olan vatanın bütünlüğü, bekasıdır ve gençliğe sahip çıkmaktır. Biz uyuşturucudan kurtardığımız çocuk ve gençlerin takipçisiyiz. Aileleriyle görüşüyoruz, işleriyle ilgileniyoruz. Biz sadece uyuşturucuya, sokağa, mafyavari insanlara özentiyle uğraşmıyoruz... İlgilendiğimiz yetimlerimiz var, gençlerin bütün sorunlarıyla ilgileniyoruz. Bugün günümüzün en büyük sıkıntısı özentidir. Gençler ortaokul son sınıfta, lise 1'de rol model arıyor, orada kim baskınsa onu model seçiyor. O olguları yıkmak için uğraşıyoruz. Geleceğin ordu ve emniyet mensuplarının, mühendislerinin, doktorlarının, bilim insanlarının yetişmesi için çaba gösteriyoruz. Bunun çok örneği var. Eğitimi düzgün verebilirsek, cehaleti bitirebilirsek, insanların uyuşturucuya, dışarıdaki etkenlere yönelmeleri imkânsız. Aklı başında, melekeleri yerinde olan insanın uyuşturucu ya da devlet düşmanlığı gütme gibi bir yaklaşımı olamaz. Bizim için önemli olan cehaletin önünü almaktır..."

'GENÇLER KİMLİK ARIYOR'
1997 yılında Sokak Çocukları Derneği'ne bir haber yapmak için gitmiştim, sonrasında derneğin gönüllüsü olmuştum. O dönemde sokaklarda yaşayan ve madde bağımlısı olan çocukların kurtulmasının ne kadar uğraşı gerektiren bir durum olduğunu yaşayarak öğrenmiştim. Bir başarı hikâyesi varsa bütüncüldür; çok yönlü çaba gerektirir. Bu yüzden salt uyuşturucuyla mücadele ile anılmak istemeseler de ısrarcı oldum;  uyuşturucudan kurtulanlar için "5 kişi mi?" diye sordum; bu bile büyük bir başarıydı. Yüzlerinde beliren gülümsemeyle birlikte sayıyı artırdım; sonuçta zor da olsa çift sayılı hanelere ulaştıklarını öğrendim. Bununla öne çıkmak ya da övünmek derdinde değillerdi. Fatih Düzenli ve arkadaşları için, bu ilke ve inançlarının, Ülkücü hareketin bir gereğiydi.

Başkan Fatih Düzenli şunları söyledi:

"Uyuşturucuya bir hastalık gibi bakamayız. Başlama yaşına, özentiye, tüm çevresel faktörlere bir bütün olarak bakıyoruz. Mahalledeki serseriliğe özentinin önünü kesiyoruz. Ana baba denetiminin olmadığı, başıboş kalmış gençliğin dalından kopan yaprak gibi rüzgâr önünde savrulmasına müsaade etmiyoruz.  Uyuşturucuyla koltukta oturup mücadele edemezsiniz! Uyuşturucuyla mücadelede sahalara inmeniz gerekiyor. Biz bire bir sahaya inip mücadele ediyoruz. Çocuk belli bir yaştan sonra kendisine kimlik arıyor. Biz bunları kendi aramıza alıp eğitici faaliyetlerde bulunduğumuzda; Ocak'ta kimlik buluyor. Lider, doktrin teşkilatı olarak biz bunları boş bırakmıyoruz. Bataklığı kurutmadıkça, ne kadar sinek öldürürseniz öldürün o bataklık yine sinek ve hastalık üretecektir! Bizim derdimiz bataklığı kurutmak. Kolluk güçlerimiz uyuşturucunun arzı konusunda ellerinden geldiği kadar müdahale etmektedir."

TİYATRODAN ŞİİRE; SPORDAN SATRANCA

Peki, Osmangazi Ülkü Ocakları olarak mahallenin gençlerine ya da Osmangazi'deki gençlere yönelik ne gibi faaliyetlerde bulunuyorlardı? Başkan Fatih Düzenli anlattı:

"Biz iki yıldır Alemdar'dayız. Ama Osmangazi'nin tümünü kapsayan faaliyetlerimiz var. Mesela psikolog bir hocamız gelir, gençlerle konuşur. Gönüllü öğretmenler, gençlere üniversite sınavına hazırlığa yönelik ders verir. Perşembe akşamları Kuran'ı Kerim öğretici ve Türk-İslam ahlâkı ve fazileti üzerine seminerler verilir.  Hafta sonu piknikler yaptık. Uludağ'da doğa yürüyüşleri, futbol turnuvaları, yüzme, satranç gibi çok sayıda spor ve zihin etkinliği gerçekleştirdik. Okuma yarışmaları düzenliyoruz. Her ocağın Tiyatro grubu vardır.  Geçen sene gençlerimizin hazırladığı Oratoryo, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde sahnelendi. 30 Ağustos'ta kovid-19 salgını elverirse yine sahneleyeceğiz. Açık havada hem şenlik havasında olacak, hem de Türk dünyasıyla alakalı şiirler okunacak. Kendi ortaöğretim grubumuz oratoryo gösterisi düzenliyor. Genellikle konuları Türk dünyası, Türk tarihi, Türklerin ne kadar kahraman oldukları, dünya tarihine nasıl yön verdikleri, 5 bin yıl nasıl hükmettikleri gibi konulardan seçiyoruz.

Bizim kamplarımız oluyor, bu kamplarda eğitimler devam ediyor. Hafta içi belirli okullarda gençlerin kendilerine ait programları var; o konularda uzman arkadaşlar gelir, seminerler verir. Seminerlerde Ülkücü hareket anlatılır; Türk tarihi, eski çağlardan beri köklü bir maziye sahiptir. Türk dünyası ile neler yapabiliriz, konusunda beyin fırtınası yapılır. Ülkücülük, Türk'ün cihana nizam verme ülküsünün vecizleşmiş ifadesidir. Türk milletine duyulan karşılıksız sevgi Türk kültürü ile bire bir yaşanır. İrfan çeşmesinden abdest almışların yürüdüğü yol olup Allah rızası için yürünen kutlu bir yoldur. Yani peygamberlerimizin izinde kat edilen bir mesafedir. Şehitlerimizin hatıraları karşılıksız sevgi bayrağımızı dalgalandıran bir rüzgârdır. Tehlike anında milleti müdafaada hiç gözünü kırpmadan şehadet şerbeti içecek nezih bir milletiz..."

Fatih Düzenli, kovid-19 salgını sırasında çok sayıda aileye erzak ve sıcak yemek dağıttıklarını, 20 yetimi giydirdiklerini gençlerin, dışarıya çıkamayan yaşlıların market dâhil tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını anlattı.

GENÇLER NE DEDİ?

Osmangazi Ülkü Ocakları Başkanı Fatih Düzenli ile söyleşiden sonra salondaki gençlerle buluştuk; özellikle de liseli gençlere "Neden buradasınız? Ailenizle ilişkiniz düzeldi mi? Dersleriniz ne yönde etkilendi? Ne olmak istiyorlardı?" gibisinden çeşitli sorular yönelttim, onlar da yanıtladılar:

 Lise 3. sınıf öğrencisi Ayberk şöyle yanıtladı:

"Geçmişimi daha iyi öğrenebilmek ve geleceğe daha emin adımlarla ilerlemek, kendime bir şeyler katmak için buradayım. Okulun bana öğretemediği, geçmişimle ilgili bana öncü olacak şeyler öğrendim. Başta tarih dersim olmak üzere diğer derslerim de ailemle ilişkilerim de düzeldi. Ders çalışma konusunda ailemle sorun yaşıyordum. Ocak'a geldikten sonra bu sorunlar çözüldü. Fizik mühendisi olmak istiyorum."

Lise 2. sınıf öğrencisi Koray ise tabir caizse çakı gibi bir genç; takım elbiseli, kravatlı, o da şunları anlattı:

"Şu anda 10. sınıfa geçtim. Fatih Başkan okulla ilgili çok destek verdi. Ocak'a geldikten sonra hayata bakışım değişti, derslerime katkısı oldu. Ders çalışmaya başladım. Daha çok kitap okumaya teşvik edildim. Hevesim arttı. Ülkücü hareket ateşten gömlektir, sürekli bir hevesle yaklaştık Ocak'a. Gelecekte polis olmak istiyorum."

Lise 3. sınıf öğrencisi olan Emirhan ise kendini şöyle ifade etti:

"Benim konuşmamda bozukluk vardı. Burada düzeldi ve toplum içerisinde konuşabilmeyi öğrendim. Ocak bana kitap okumayı aşıladı. Türk tarihini anlamamı sağladı. Daha önce okullarda şiir okumakta çekinirdim. Burada toplum içinde şiir okumaya başladım. Okulda özellikle tarih ve edebiyat derslerinde notlarım yükseldi. Geçen sene sınıfta kalmıştım, bu sene iyi bir puanla sınıfı geçtim. Buradaki tertip ve düzeni evimde de gösteriyorum; ailemle ilişkilerim daha iyi oldu. Annem, 'Oğlum odanı topla' derdi. Artık odamı topluyorum. Çocukluğumdan beri polis ya da asker olmak isterdim, bir de tarih öğretmeni olmak istiyorum."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.