Bizim nesil koşarak büyüdü ama şimdiki çocuklar…

Hızlı artan nüfus, çarpık yapılaşma, araç sayısındaki artış, dar sokaklar, kaldırımları işgal eden otomobiller, sokak aralarında bile sıkışan trafik... Kısaca Bursa'ya tarif edelim desek aklımıza gelecek ilk kelimeler muhtemelen bunlar olacaktır. Bugün itibarıyla 40 yaş ve üzeri olup da çocukluğunu Bursa'da yaşamış olanlarımız şu anki çocuklara göre daha şanslıydılar. 1980'ler Bursa'sının nüfusu şu ankinin üçte biri kadar şehrin büyüklüğü buna keza yine üçte biri kadardı. 2024 yılında adını telaffuz ettiğimiz birçok mahalle şeftali bahçelerinden tarım alanlarından oluşmaktaydı.

80'lerin ilk yıllarını hatırlayanlar bilirler, Kükürtlü diye bir mahalle yoktu, Görükle köydü. Yine o yıllarda köy olan Beşevler'den kapalı çarşıya gelecek olanlar komşuların kapısını çalar, "Bursa'ya gideceğiz, istediğiniz bir şey varsa alalım" diye sorarlardı. 1980'lerden itibaren hızla göç alan Bursa adeta bir nüfus patlaması yaşarken buna paralel olarak da çarpık kentleşme aldı başını gitti.

Türkiye'nin dört bir yanından köyünü kasabasına bırakıp Bursa'ya yerleşen Anadolu insanı bu kentte yeni bir hayat kurdu. Verimliliği ile meşhur Bursa Ovası yeni açılan imar alanları ile birlikte hızla küçülerek yok olma aşamasına geldi. Çok eskiye gitmeye gerek yok, 10-15 yıl öncesine dönerek o yıllarda tarım alanı olan Demirtaş ve İsmetiye mahallelerinin, Gürsu ilçesinin, Yıldırım ilçesi Ankara yolu alt kısmının nasıl bir kentleşmeye sahne olduğunu görebiliyoruz.

Göçü engellemek, her kenti kendi çeperlerinde büyütmek, bölge insanını kendi topraklarında iş sahibi yapmak elbette ki mümkün fakat iktidara gelen hükümetlerin bu konuyla alakalı çalışmalar yapmamasından dolayı Bursa, Ankara, İzmir, İstanbul, Adana, Mersin obezite bir birey gibi sağlıksız olarak büyürken, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da birçok şehir de verdiği göçten dolayı hayalet kentlere dönüştü.

Bu sağlıksız yapılaşmadan dolayı Ykuşağı Z kuşağı dediğimiz nesil de çocukluğunu apartman dairelerinde geçirir oldu, oysa şu an kırklı yaşlarda olanlar sokaklarda oynamanın, mahalledeki boş arsalarda top koşturmanın, ağaçlara tırmanmanın keyfine vararak yani gerçek anlamda çocukluğunu yaşayarak büyüdüler. Çocuklarımızı apartman dairelerinden çıkartıp, anneleri babaları gibi özgürce koşup oynayabilecekleri ortamları yaratmamız ve bu konuda acele etmemiz elzem. Seçimlerin hemen sonrasında tekrar yeni başkanlara başarılar dileyerek iki önerim olacak.

Birincisi kapalı semt pazarları, bu pazarlar haftada bir ya da iki gün kullanılıyor diğer günler atıl durumda kalıyorlar. Hepsinin üzeri çatı ile kaplı aynı zamanda etrafı da kapatılarak korunaklı yapılmış pazar alanları. İlçe belediyelerine tavsiyem şudur; haftanın birçok günü boş olan kapalı pazar alanlarının uygun olan yerlerine basketbol potaları konulsun. Geçtiğimiz günlerde bir kapalı Pazar alanını inceledim. Kıyıya köşeye konulacak en az 10 basketbol potası için gayet uygun yerler mevcut.

Bu şekilde kapalı pazar alanlarının boş kaldığı günler için bulundukları mahallenin çocukları ve gençlerine basketbol oynayabilecekleri adeta kapalı spor salonları meydana çıkmış olacak. Diğer bir önerim de Bursa'mızda bulunan yüzlerce metruk ev ile alakalı. Gazetelerde her gün çeşitli mahallelerde belediyelerin yıktığı metruk evlerle alakalı haberler karşımıza çıkıyor. Bu evlerin arsaları şahıslara ait adı üzerinde metruk ev zaten yıllardır boş durmakta belediye tarafından yıkıldıktan sonra da arsaları olarak boş kalmakta.

Yıkılan metruk evlerin olduğu alanlar belediyeler tarafından sahiplerinden aylık 3-5 bin lira gibi rakamlarla kiralansın. Bu şekilde maddi yönden hem boş kalan arsanın sahibi tatmin edilmiş olsun hem de kiralama yöntemi ile belediyenin kullanımına geçen bu arsalara çocuk oyun parkları yapılsın. Hatta belki bazı arsa sahipleri yapılacak parka kendilerinin adının verilmesiyle kira bile istemeyeceklerdir. Bu metotla metruk evlerden kurtulmuş ve çocuklarımıza yeni oyun alanları açmış olacağız. Diğer türlü belediyelerin bunu yapmaları için yüksek istimlak bedelleri ödemeleri gerekli. Aynen bizler gibi çocuklarımızın da koşarak, oynayarak, spor yaparak gelişmesi gelecek nesiller için oldukça önemli.

SAĞLICAKLA KALIN.