Hava Durumu

Böyle giderse tadını unutacağız

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2024 17:50

Hızla artan et fiyatları karşısında vatandaşın et almak için eti budu yetmez oldu. Kasap dükkânına girdiğimizde kendimize adeta kuyumcu dükkânına girmiş gibi hissediyoruz nasıl ki bir zamanlar yatırımlık ya da düğünlerde takmak için aldığımız çeyrek altınlar yerine artık gram veya yarım gram altın alıyoruz. Hal böyleyken kıymayı ve diğer et çeşitlerini de kilo yerine 100-200 gram alır haldeyiz.

Sebep belli, et fiyatlarındaki artışın hızına yetişemiyor olmamız. 2023 yılı Kasım ayında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yaptığı açıklamaya göre son bir yılda kırmızı et fiyatları dünya genelinde yüzde 16 civarı gerilerken, Türkiye'de tam tersi ciddi bir yükseliş trendinde. Ülkemizde kişi başı kırmızı et tüketimi maalesef Avrupa'nın altıda biri civarı yani bir Avrupalı yılda ortalama 75 kilo civarı kırmızı et tüketirken bizdeki rakam 13-14 kilo civarında.

İnsan vücudunun ana protein kaynağı olan et özellikle gelişme çağında olan çocuklarımızın en büyük ihtiyaçlarından bir tanesi, çocuklarımız yeterince et ve ürünleri yiyebildikleri takdirde beden ve beyin gelişimleri daha sağlıklı olacak, bedenen daha güçlü, zihni daha kuvvetli bir nesil yetiştirmiş olacağız ama et fiyatlarına bakınca bunun artık imkansıza yakın bir durum olduğunu görüyoruz. Dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırdığımızda gelir durumu bizden çok daha iyi olan ülkelere göre bile et fiyatlarının biz de çok daha yüksek olduğu meydanda yani bu konuda maalesef ters bir orantıya sahibiz.

1980  yılında nüfusumuz 43 milyon civarıydı 2024 itibarıyla nüfus sayımız ikiye katlanmış iken ülkemizdeki kesimlik hayvan sayısı azalmış durumda, küçük bir örnek daha vermek gerekirse 1991'de 51 milyon 200 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017'de 44 milyon 300 bine düşmüş, istatistik olarak rakamlar durumu bize anlatıyor, ülkemizde hayvancılık adım adım bitme noktasına geliyor. Bu soruna bulunan çözümlerden bir tanesi et ithalatı. Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu bu dönemde Dolar ile et ithal etmek çok da mantıklı değil. İlkokul yıllarımızda öğretmenimizin söylediği bir cümle hala aklımda. "Ülkemiz gıda yönünden kendine yeten 7 ülkeden biridir." Bu cümle artık nostaljik bir hal aldı. Konumuz et olunca neden bu hale geldik diye kendi kendimize soruyoruz, ortaya çıkan cevaplardan bir tanesi mera alanlarımızın azalması 1975 yılında 21 milyon hektar olan mera alanı 2021 yılında 11 milyon civarına gerilemiş bulunuyor. Bunun yanında yem fiyatlarının yüksek olması da direkt olarak kasaptaki et fiyatına kaçınılmaz olarak yansımakta. Köyden kente göç, kırsal kesim nüfusunun azalması hayvancılıkla uğraşan ailelerin sayısını gerileterek et fiyatlarının yükselmesine sebep olan diğer bir durum. Tabii bu mesele sadece et için değil direkt olarak süt ve süt ürünleri için de geçerli.

DAHA ÇOK DESTEK LAZIM

Nüfusuna yetecek kadar gıdayı kendi topraklarında üretebilmek, bu alanda başkalarına muhtaç kalmamak dünyadaki tüm ülkeler için önemli. Hayvancılık sektörüne devletimizin verdiği destekleri inkar etmek mümkün değil fakat anlaşılıyor ki bunlar yeterli gelmiyor. Büyük şehirlere göçün önlenmesi, gıda fiyatlarında istikrarın korunması ve konumuz olan ete halkın daha rahat ulaşabilmesi için acilen ciddi tedbirler alınması gerekli. Bu şekilde devam edersek önümüzdeki aylarda bir kilogram et için 1000 lira civarı etiketleri görmemiz çok da uzak değil. Gıda ve enerji yönünden kendine yeten toplumlar dünyadaki tüm platformlarda başı daha dik durur. Gelecek nesillerin etin tadını bilip yeterli derecede protein alarak büyümesi devletin bu konuya daha kapsamlı bir şekilde el atmasıyla mümkün olur.

SAĞLICAKLA KALIN…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.