Hava Durumu

En temel ihtiyaç

Yazının Giriş Tarihi: 08.05.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.05.2024 17:27

İnsanoğlunun en temel iki ihtiyacı beslenme ve barınma. Var olduğumuzdan beri önce karnımızı doyurmak, ardından da sığınacak bir çatı aramak ilk amaçlarımız oldu. Dünya üzerindeki insan nüfusu arttıkça da bu temel ihtiyaçları karşılamak günden güne zorlaştı. Geçmiş yıllarda kırsal kesimde yoğunlaşan yaşamlarda beslenme ihtiyacı sahip olduğumuz topraklar ve hayvanlardan daha kolay bir şekilde karşılanıyor, barınma ihtiyacımız için de çok düşük maliyetli olan toprak ve saman karışımıyla yapılan kerpiç evler yeterli oluyordu. Her ailenin kendine yetecek kadar toprağı, bu topraktan aldığı mahsulü ve yine etini, sütünü, yumurtasını karşılayacak büyükbaş küçükbaş ve kanatlı hayvanları ile gıda enflasyonu nedir bilmeden nesilden nesile hayatlar devam ediyordu.

Fakat günümüzde durum çok farklı, devir değişti. Beslenmek için gıdaya, barınmak için de ev sahibi olmak ciddi anlamda sorun olmaya başladı. Artık geriye dönüş imkânsız. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, köy sakinlerinden şehir halklarına dönüştük. Özellikle nüfusu kalabalık gıda fiyatlarının yüksek, kiraların el yaktığı kentlerde yaşayanlar bir yolunu bulup köylerine dönme peşindeler, ancak bu çoğu kez hayalde kalıyor. Kalabalık kentlerde kurulan iş ve okul düzenleri, kariyer planları, büyük şehirlerin sağladığı modern imkanlar bu isteğin önüne set çekiyor. Bu niyet ya emeklilik sonrasına kalıyor ya da hiç gerçekleşmiyor. Mahsun Kırmızıgül'ün şarkısında olduğu gibi "Yıkılmadım ayaktayım dertlerimle baş başayım" misali hayat mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan aileler ve emekliler için bu mücadeleyi vermek daha da zor.

Sabit kalan  maaş karşısında her gün yükselen gıda fiyatlarına karşı verilen bir savaş var. Bu savaşın tek sebebi de karnımızı doyurabilmek. Son zamanlarda ülkemizde en çok iş yapan lokantalar tabldot usulü çalışmakta olanlar. Geçmiş yıllarda gidebildiğimiz kebapçılar, balık restoranları artık bizlere çok uzak. İşin gerçeğine bakarsak çoğumuz bunlardan çoktan vazgeçtik, markete gidip evimizin temel ihtiyaçlarını karşılamak bile sıkıntılı bir hale gelmişken dışarıda yemek yemek aklımızdan pek geçmiyor. Zincir marketlerde, pazarda, manavda her gün yükselen gıda fiyatları başımızı döndürüyor. Buna ister fırsatçılık, ister stokçuluk, ister tekelleşme diyelim, gıda alışverişi yapmak istediğimizde fiyatlar bize ne diyeceğimizi şaşırtıyor.

DÜNYADA DÜŞÜYOR, BİZ DE ARTIYOR!

Küresel gıda fiyatları endeksine baktığımızda son iki yılda dünya çapında gıda fiyatlarında düşme var. Et, süt, Ayçiçek yağı, tahıl fiyatları dünya genelinde gerileme içerisinde. TEKGIDA-İŞ sendikasının yaptığı açıklamaya göre, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GIDA VE TARIM ÖRGÜTÜ’nün (FAO) açıkladığı rakamlar, dünya genelinde gıda fiyatlarının son bir yılda 'un üzerinde düşmüş olduğunu söylüyor.

Ülkemizde ise durum tam tersi. TÜİK rakamlarına göre 2023 Şubat-2024 Şubat ayları arasında 1 yıllık periyot içerisinde gıda fiyatları %72 arttı. Diğer bir deyimle de dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye'de 42 aydan beri aralıksız artıyor ve gıda enflasyonu genel enflasyondan daha yüksek çıkıyor. Vatandaşın derdi, Akdeniz'de Ege'de tatil yapmak, İstanbul Boğazı'nda yemek yemek, lüks markalarla giyinmek, 3-5 yılda bir araba değiştirmek değil. Asgari ücretli ve emekli karnını doyurma peşinde. Yüksek gıda fiyatlarının sebebi odur, budur ya da şudur, buna çözüm bulacak olanlar oy vererek seçtiklerimizdir. Bizler işçiyiz, memuruz, esnafız, çiftçiyiz, ekonomist değiliz. Var olduğumuzdan beri ilk amacımız olan karnımızı doyurmanın peşindeyiz. Tarımsal ve hayvansal üretimin artırılması ve marketlerde sıkı fiyat kontrolleri ile bir an önce buna bir çözüm bulunması isteğindeyiz. Türkiye gibi verimli topraklara sahip bir ülkeye bu hal vaziyet hiç yakışmıyor.

SAĞLICAKLA KALIN.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.