Hava Durumu

Gözler kalbin, anketler halkın aynasıdır

Yazının Giriş Tarihi: 26.06.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2024 17:04

Emel Sayın'ın yıllardır eskimeyen "gözler kalbin aynasıdır" şarkısını bilmeyenimiz yoktur. Dil yalan söylese de bakışlar insanı ele verir. Halka soru sorularak yapılan anketler için de aynı durum geçerli. Onlar da halkın düşüncelerinin aynası, yeter ki herhangi bir siyasi partinin güdümünde değil bağımsız ve dürüst olarak yapılsınlar.

Seçimlerden önce yapılan anketler çok daha yoğun oluyor. Birçok anket şirketi taraftarı olduğu siyasi partiyi ön plana çıkartan sonuçlar açıklıyor. Elbette içlerinde dürüst olanlar da var, onları bir kenara ayırıyoruz fakat geçtiğimiz günlerde yapılan bir anket yalan söylemeyen gözler gibi gerçekleri önümüze serdi. Bu anketin iki ana konusu var, sığınmacılar ve ekonomi. Mayıs ayının sonunda yapılmış 2503 kişi katılmış. Anket sonuçlarına geçmeden önce değerli okurlarımızın geçmiş Kurban Bayramı’nı kutluyorum. Bayram tatilinde, Bodrum, Marmaris, Antalya ya da Yunan adalarına gitmeyip, Bursa sahillerinde birkaç saat nefes alalım deyip de hüsrana uğrayan hemşehrilerimizin bayramını daha da çok kutluyorum.

Dokuz günlük tatili fırsat bilip çoluk çocuk Mudanya, Kurşunlu, Gemsaz, Kumsaz sahillerine giden Bursalılar yine tanıdık manzaralarla karşılaşıp moral bozukluğu ile geri döndü. Başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacıların kendilerinden çok daha erken davranıp kalabalık gruplar halinde sahilleri kaplamış olduklarına şahit olup ilkokul yıllarında öğrendikleri "orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür" şarkı sözlerinin artık geçerli olmadığını fark ettiler. Artık, o köy bizim köyümüz değil, Bursa sahilleri Bursalıların değil. Sığınmacıların oluşturduğu kalabalık sebebiyle Bursa'nın sembollerinden Kültür Park’tan çoktan vazgeçmiş olan Bursa'lılar şehrimizin sahillerinden de vazgeçme aşamasında.

Kültürpark deyince dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Geçmiş yıllarda çim alanların üzerinde "çimlere basmayınız" tabelaları vardı ve bizler çocukluğumuzdan beri orada bu tabelaları okuyarak büyüdüğümüz için Kültürpark'a gittiğimizde çimlere basmamaya özen gösterir, bu hatayı yaparsak da annemiz babamız tarafından uyarılırdık. Bu terbiye ile büyüyen bu şehrin insanları son yıllarda Kültürpark'a gittiklerinde bırakın çimlere basmamayı, 10'ar 20'şer kişilik gruplar halinde çimlerin üzerine yayılıp hayatın tadını çıkarırken yüzlerce sığınmacı ile karşılaşıyor. Bu gibi durumları da sosyal medyada paylaşan ve "memleket ne hale geldi" diyenlerin sayısı da hızla artıyor.

Gelelim mayıs ayı sonunda yapılan ankete. Sorulardan bir tanesi şu; Türk halkı, Suriyeli mültecileri kendi güvenliği için bir tehdit olarak görüyor mu? 2023 yılında “evet” diyenlerin oranı % 62 iken 2024 yılında bu rakam % 73'ü geçmiş bulunuyor. Yani her 4 kişiden üçü durumdan kaygılı. Anketlere çok güvenmem, birçoğunu taraflı bulurum fakat bu anket bana gayet dürüst geldi. Sebep de kendi izlenimlerim ve çevremin yaşananlarla ilgili yorumları. Her toplumun kendi içinde geliştirdiği örf, adet kuralları vardır. Türk toplumunun bunlar hakkında ki hassasiyeti de oldukça yüksektir. Biz de özellikle gecenin belli bir saatinden sonra bırakın sokağı, evimizin içinde bile yüksek sesle konuşmak ayıp sayılır, çünkü komşularımızı rahatsız etmek istemeyiz. Buna mütakip evimizdeki çöpleri bina önlerindeki çöp bidonlarını atarız, rastgele sokağa atmak bize aykırıdır. Sahillere bekar genç grupları olarak çadırlar kurmayız çünkü biliriz ki oralara aileler de geliyor. Bunu yaparsak onlar rahatsız olur.

EĞİTİM ŞART

Başta Suriyeliler olmak üzere ülkemizde sayıları ciddi anlamda artmış olan ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasına göre sadece İstanbul'da 2,5 milyonu bulan sığınmacıların, ülkemize uyum sağlamaları için sıkı bir eğitimden geçirilmeleri şart. Biz onlara uyamayacağımıza göre onların bize uyum sağlamaları için yapılması gerekenler var. Türkiye, Osmanlı'nın son döneminden itibaren medeniyet anlamında Avrupa'yı örnek alıp bu doğrultuda ilerleyen bir ülke. Elbette ki Ortadoğu'dan milyonlar halinde gelip ülkemize yerleşen sığınmacılardan kısa bir sürede bize uyum sağlamalarını bekleyemeyiz. Ne kadar din kardeşi olsak da Ortadoğu'nun kabile kültürü ile bizim kültürümüz arasında büyük farklar var. Ülkemize yerleşen sığınmacılar için vakit kaybetmeden Türkçe dil kursları açılmalı bununla birlikte Türk toplumu için önemli olan hassasiyetler de öğretilmeli.

SAĞLICAKLA KALIN!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.