Hava Durumu

İsrail'den İran'a sabır testi

Yazının Giriş Tarihi: 03.08.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.08.2024 21:15

Ortadoğu'da sular durulmuyor. Her gün dünyayı geren haberler gelmeye devam ediyor. Gerginliğin sebebi de Amerika Birleşik Devletleri'ne sırtına dayamış olan terörist devlet İsrail. Geçtiğimiz günlerde Amerika'da yaptığı kongre ziyaretinde, 47 dakika alkışlanan İsrail lideri Netanyahu, hem ülkesinin iç siyasetine yön vermek, hem de büyük İsrail projesini uygulamak için pervasızca katliamlara ve çevre ülkelere saldırmaya devam ediyor.

İsrail'in baş düşmanı İran ve ona bağlı örgütlerin hedef alındığı saldırılar bölgedeki gerginliği adım adım yükseltiyor. 3 Ocak 2020'de Irak'ın başkenti Bağdat'ta ABD tarafından Bağdat uluslararası havaalanı yakınlarında öldürülen, Kudüs gücü komutanı Kasım Süleymani'nin ardından Hamas lideri İsmail Haniye İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikast ile hayatını kaybetti. İran'ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama yemin töreni için Tahran'da bulunan Haniye'nin suikaste kurban gitmesi İran başta olmak üzere Hamas'a destek veren ülkelerde şok etkisi yarattı.

İran'dan bu suikast ile ilgili derinlemesine açıklama gelmese de saldırı 31 Temmuz sabaha karşı saat 02.00 civarında, Haniye'nin kaldığı gaziler evinde gerçekleşiyor. Bunun saatler öncesi de İsrail jetleri, Beyrut'daki bir binaya nokta operasyonu yaparak Hizbullah askeri sorumlularından Fuad Şükür'ü öldürüyor. Şükür, Hizbullah'ın ikinci adamı, genelkurmay başkanı görevinde bulunan önemli bir isim. Terör devleti İsrail'in Lübnan'a yaptığı bu saldırı Hizbullah yönetim kadrosuna önemli bir darbe vururken, saldırının yapıldığı bölge itibariyle fazla şaşkınlık yaratmadı çünkü Lübnan, İsrail ve sınırdaş ülkeler, İsrail'in Lübnan topraklarına geçmişte de yapmış olduğu saldırılar mevcut.

İsrail aynı gün içerisinde hem Beyrut'ta hem Tahran'da saldırı ve suikastler ile düşman ilan ettiği iki örgütün birinci ve ikinci adamlarını vurdu. Fakat Hamas liderine İran'ın başkenti Tahran'da yapılan suikast çok farklı bir durumu meydana çıkartıyor. İran'ın yeni cumhurbaşkanının yemin törenine, dünyanın birçok yerinden Tahran'a gelerek katılan ve Haniye'ye düzenlenen suikast esnasında Tahran'da bulunan liderler mevcut.

Gazze'de ara vermeden soykırıma devam eden 40 binden fazla Müslümanın canını alan İsrail’in, Tahran’da Hamas liderini öldürecek kadar ileriye gideceği tahminlerin ötesinde bir suikast olarak tarihe geçti. İran'ın prestijine, iç güvenliğine, devrim muhafızları ve istihbarat örgütünün güvenilirliğine büyük darbe vuran bu saldırı, İsrail'in artık tamamen sınır tanımayan bir saldırgan haline geldiğini de bütün dünyaya göstermiş oldu. Molla rejiminden Haniye'nin nasıl öldürdüğüne dair yapılan net bir açıklama yok. Varsayımlar birbirinden farklı. İsrail’in sahip olduğu F35 uçakları ile yapıldığına dair söylemlerin yanında, İran dışından Haniye'nin kaldığı odaya füze atıldığı tahminleri de var.

F35 uçaklarının 1000 kilometre menzile sahip olduğu biliniyor ve İsrail'den kalkan bir F35'in Tahran'daki bu binayı vurması için gidiş dönüş 1500 kilometre yol kat etmesi gerekiyor. Bunun için de havada yakıt ikmaline ihtiyacı var. F35 uçakları ne kadar görünmez olsa da havada yapılacak yakıt ikmalinin İran radarlarına yakalanması büyük ihtimal. İran dışından füze ile yapılmış olması da gündemde. S-300 hava savunma sistemine sahip olan İran'ın başkentine en yakın mesafe olarak 300 kilometre öteden Azerbaycan ya da 200 kilometreden Türkmenistan'dan füze atılması ve çok ince bir nokta atışı ile Haniye'nin kaldığı odanın vurulması gerekli. Bu da zayıf bir ihtimal.

En olası ihtimal ise bu suikastın Tahran içinden yapılmış olması. Nişan alınarak yakın mesafeden atılan bir roket, bombalı bir drone veya daha önceden Haniye'nin kaldığı odaya yerleştirilmiş bir bombanın patlatılması ağır basıyor. Öyle ya da böyle yaşanan bir gerçek var ki, İsrail ezeli düşmanı olan İran'ın başkentinde yine düşman bellediği, Hamas liderini nokta atışı ile öldürebiliyor.

İran'dan gelen “intikam alınacaktır” açıklamaları dışında şu ana kadar ciddi bir askeri karşılık yok. Peki olur mu? İran, İsrail'e askeri karşılık verir mi? İsrail'in amacı baştan belli. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın desteğini almış olan bu terör devleti İran'ı kışkırtarak savaşın içine çekmek istiyor, İran, İsrail'e saldırdığı takdirde iki yüzlü batı tarafından İsrail'in yaptığı bunca adice katliam ve saldırılar görmezlikten gelinecek ve İran saldırgan devlet ilan edilecek. Ve yine batı Rusya ile savaşan Ukrayna'ya yaptığı askeri ve maddi yardımın kat kat fazlasını İsrail'e yaparak İran'a büyük darbeler vurmaya çalışacak, savaşa girmiş ve ekonomisi zayıf olan İran'da molla rejimi yıkılacak, ülke içinde bulunan farklı etnik kökenler bağımsızlık ilan ederek İran devleti parçalanarak yok edilmiş olacak.

Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip İran bu tuzağın farkında ve muhtemelen İsrail'le topyekün savaş yerine, himayesi altında bulunan örgütler ile karşılık verecek. İsrail duracak mı? Tabii ki durmayacak. Vadedilmiş topraklar olduğunu iddia ettiği alanlarda hüküm sürmek için, katliamlarına ve saldırılarına devam edecek. Ne zaman ki Müslüman coğrafyası aklını başına alıp, Amerikan uşağı olmaktan kendini sıyırır ki bahsettiğimiz Arap ülkeleridir, NATO benzeri ortak bir askeri güç grup İsrail'in karşısına dikilirse bu terör devletine dur denilmiş olur. Ama ne yazık ki Arap ülkeleri bu konuda hiç güven vermiyor.

SAĞLICAKLA KALIN

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.