Hava Durumu

Kendisini iyi tanırız

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2024 00:05

Dünyanın merakla beklediği ABD başkanlık seçimi sonuçlandı. Pek sürpriz sayılmayacak şekilde, önceki dönem başkanı Donald Trump, beklenenden daha yüksek oy farkı ile ABD'nin yeni başkanı oldu.

Amerika'nın içişleri bizi alakadar etmez ama; Trump'ın seçimi kazanmasında, Joe Biden'ın adaylıktan çekilmede geç kalması bu sebeple yerine aday olan Kamala Harris'in yeterli propaganda süresini bulamayışı, ABD halkının Biden döneminde alım gücünün düşmesi etkili oldu.

Bunun ötesinde Kamala Harris de süreçte Trump karşısında daha pasif kaldı diyebiliriz. Demokratların dönemi sona erdi ,başa tekrar Cumhuriyetçiler geçti.

Türkiye açısından bir şey fark edecek mi?

Buna birazdan bakalım!

Öncelikli konumuz ABD'de yapılan başkanlık seçimi neden bütün dünyada gündem oluyor?

Hangi sebeplerden dolayı hepimizi ilgilendiriyor?

Öyle ki Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinin TV haber kanalları bu seçimi, sanki kendi ülkesinde oluyormuş gibi eyaletler bazında canlı yayınladı. Her kanalda en az 4-5 yorumcu dakika başı ABD'de yapılan seçimleri analiz etti.

Konuya farklı bir gözle bakacak olursak dünyanın bir ucundaki farklı bir ülkede yapılan seçimin bizim gündemimizi bu derece işgal etmesi oldukça üzücü. Kaldı ki, ABD dediğimiz ülke, Türkiye'nin müttefiki görünen fakat dört bir yandan kuyumuzu kazmaya çalışan politikalar güdüyor.

Ve maalesef ki dünya ticaretinde en geçerli para birimi onlara ait. ABD doları tüm döviz işlemlerinin %90'ında ve Dünya ticaretinin yarısında kullanılıyor. Ülkemiz de dahil olmak üzere merkez bankaları döviz rezervlerini Dolar üzerinden açıklıyor, ithalat-ihracat rakamları Dolar üzerinden değerlendiriliyor. Bunların yanında, ABD'nin herhangi bir karşılık göstermeden sınırsız dolar basma imkanı var diğer bir deyişle TL karşısında oldukça değerli olan ABD doları bu ülke için sadece kağıt ve mürekkep giderinden ibaret. Tüm dünyada geçerli olan ve kontrolü ABD Merkez Bankası'nda bulunan dolar sebebi ile dünya ticareti esir alınmış durumda.

ABD'nin bu kadar gündem oluşturmasının diğer sebeplerinden bir tanesi de askeri gücü. Birçok ülkede asker bulunduran kendi toprakları dışında yüzlerce askeri üsse sahip olan yayılmacı ABD, dünyanın jandarması olduğunu iddia ederek istediği yerde pervasızca zulüm yapabiliyor. NATO, Birleşmiş Milletler gibi birçok örgütün kurucusu ve en büyük söz sahibi yine Amerika Birleşik Devletleri. Bu sayede tüm dünyayı yönlendirme kendi düşüncelerini kabul ettirme etkisine sahip.

Sevsen de sevmesen de, küresel bir güç olan atlantik ötesindeki bu ülke ekonomik, askeri, söz sahibi olduğu uluslararası örgütler sebebi ile gezegenimizi adeta bir örümcek ağı gibi sarmış durumda. Cumhuriyetçi Donald Trump, önümüzdeki günlerde ABD başkanlığını tekrar devir alacak ve kendi politikalarını uygulamaya başlayacak yani.

Trump Show tekrar başlıyor.

Ülkemizde Kamala Harris'ten daha çok Trump destekçilerinin olduğunu seçimlerden önce gözlemledik. Trump bir nevi kötünün iyisi olarak görülüyor. Daha önceki başkanlık döneminden dolayı kendisini biliyoruz, tanıyoruz ve ülkemiz için çok da olumlu tavırlar takınmayacağını tahmin ediyoruz. 2017-2020 yılları arasında ABD başkanlığını yürüten aynı zat-ı muhterem Türkiye ile nasıl uğraşmıştı bunlar birer birer aklımızda.

Rahip Brunson krizi, S-400 problemi, Cumhurbaşkanımıza yazdığı hakaret mektubu, devamında gelen CAATSA yaptırımları, PKK-PYD terör örgütlerine yaptığı maddi ve silah yardımlarını unutmadık.

Trump önceki başkanlık döneminde, özellikle CAATSA yaptırımları ile NATO müttefiki ilan Türkiye'yi hasım yani düşman ülke ilan etmiş biri liderdir. İkinci başkanlık döneminde savaşları durduracağım yeni savaşlar çıkmasına engel olacağım diyor, ama biliyoruz ki hem ülkemiz hem de dünya açısından güvenilir bir tarzı yok, gecenin bir vakti atacağı tweetlerle yine hepimizi şaşırtma ihtimali mevcut.

Sipariş ettiğimiz ve 2,5 milyar dolar da para ödediğimiz F-35'leri vermeyen ve paraya da çöken ABD, ikinci Trump döneminde ülkemiz ile iyi ilişkiler kurma yoluna gider mi sorusunun cevabı pek umut verici değil.

ABD'nin sağı solu belli olmayan yeni başkanına karşı had safhada dikkatli olmamız ve kendi ekonomimizi, askeri gücümüzü, dış politikamızı sağlama almamız en doğru yol olacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.