Hava Durumu

Suriye’de Türkiye etkisi

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2024 00:05

Suriye'de Esad rejiminin çöküşünün ardından yaşanan anlık gelişmeleri tüm dünya yakından takip ediyor. HTŞ ve onu destekleyen Suriye Milli Ordusu'nun zaferi ile sonuçlanan yönetim değişikliği ile Türkiye'nin bölgesel güç olarak önemi daha da öne çıktı.

Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın'ın sürpriz bir şekilde yaptığı Şam ziyareti, Emevi Camii'ne giderek namaz kılması ve bu sırada HTŞ lideri Ahmet Şaraa'nın (Muhammed el Colani) aracın şoförlüğünü yapması, Baas rejiminin ortadan kaldırılmasında Türkiye'nin en büyük etken olduğunu bariz bir şekilde gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2012 yılında "Esad rejimi ortadan kalkacak, Süleyman Şah Türbesi'nde dua edip, Emevi Camii’nde namaz kılacağız” sözleri bir şekilde gerçeğe dönüşmüş oldu. İbrahim Kalın'ın ziyaretinin önemli bir noktası da Esad'ın devrilmesinden sonra Suriye'ye yapılan ilk resmi temasın Türkiye tarafından gerçekleştirilmiş olması.

Gelişmeler bize "Olması gereken oluyor" dedirtmekte. Suriye ile 911 kilometre kara sınırımız mevcut, 2011'de başlayan iç savaş sonrası milyonlarca Suriyeli topraklarını terk ederek ülkemize geçiş yaptı, bunlardan kaynaklanan insani görevimizi kusursuz yerine getirdik. Diğer bir yandan da sığınmacılardan kaynaklanacak siyasi ve güvenlik sorunları da göze aldık. Türkiye, Suriye'de ki gelişmeler karşısında bu kadar büyük bir riske girmiş iken, 10.000 kilometre öteden Amerika Birleşik Devletleri'nin 3.000 kilometre yukarıdan Rusya'nın ve Suriye ile arasında Irak isimli başka bir ülkenin bulunduğu İran'ın bölgedeki etkisi Türkiye'nin fedakârlıkları ve girdiği riskler karşılığında aleyhimize bir dengesizlik yarattı.

Bugüne baktığımızda, tam olmasa da büyük oranda Suriye politikamızın istediğimiz şekilde yürüdüğünü hissediyoruz. Esad yönetimi devam ederken, Suriye'nin kuzeyinde bulunan PKK/ PYD terör örgütüne karşı yaptığımız askeri operasyonlar sonrasında bölgeye getirdiğimiz huzurla birlikte bir Türkiye modeli de oluşturduk.

Belediye hizmetleri, eğitim kurumları, askeri hizmetler, polisiye tedbirler ve diğer kamu hizmetlerinde Türkiye'nin kurduğu sistem, Suriye'nin yeni yönetimi tarafından örnek alınıyor. Türkiye'nin oluşturduğu güvenli bölgenin geçici Başbakanı Abdurrahman Mustafa "Şam'da Türkiye modelini uygulayacağız. Türkiye'deki gibi seçimlere girip kim kazanırsa onunla devam edeceğiz" diyerek burada kazandığımız yönetim başarısını teyit etti. Yıllar boyu muhalefetin yaptığı tüm eleştirilere rağmen, bugünkü neticeye baktığımızda ülkemiz Suriye'de istediğini almış görünüyor. İran'a bağlı gruplar bu coğrafyadan eline çekip, Rusya donanmasını Suriye limanlarından kendi kara sularına doğru hareket ettirmişken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in ani Ankara ziyareti ile Türkiye ve ABD'nin bölgesel aktörler olarak Suriye halkının iyiliği, bütünlüğü, egemenliği için Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya gelmesi bizim açımızdan diğer bir pozitif gelişme.

Sırada aşılması gereken iki önemli problem var. Önceliğimiz sınırımızda bir terör devleti kurulmasını engellemek. Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini elinde tutan PKK/PYD'nin etkisinin kırılması, kullandıkları doğalgaz ve petrol yataklarının tüm Suriye halkının ortak zenginliği olarak eşit olarak paylaşılması önemli. Diğer bir mesele de terör devleti İsrail'in fırsatçılık yaparak Suriye'nin güneyini işgal etmesini önlemek. Fidan ve Blinken, kapalı kapılar ardında diplomasi olarak neler konuştu tam olarak bilmiyoruz. Fakat Türkiye'nin istekleri belli.

Esad rejimi devrilerek işin zor olan kısmı halledildi. Bundan sonrası Türkiye-ABD arasında adeta bir bilek güreşi şeklinde cereyan edecek. 20 Ocak 2025'te başkanlığı devralacak olan Trump, şu ana kadar yaptığı açıklamalarda Suriye konusunda Biden gibi şahin bir politika izlemeyeceğini söylüyor.

Suriye için "Orada işimiz yok çıkmamız lazım" diyen Trump'a CENTCOM (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) baskı yaparak bu düşüncesinden vazgeçirmez ise işimiz daha da kolaylaşacak. Fakat şu anki duyumlar, ABD'nin Afrika'dan Orta Asya'ya kadar uzanan bir alanda güvenlik çıkarlarını korumak için faaliyet gösteren bu komutanlığın Suriye'de askeri varlığını devam ettirerek PKK/PYD'ya destek vereceği yönünde.

Durumu toparlayacak olursak, artık Esad rejimi, Rusya ve İran sahada yok. Türkiye ile iş birliğine hazır yeni bir Suriye yönetimi ve buna müteakip yıllarca Türkiye'de kalıp Türkçe'yi öğrenmiş, bizimle sıcak bağlar kurmuş, bir elinde Suriye'nin yeni bayrağı diğer elinde Türk bayrağı olan ülkesine göç etme yolunda milyonlarca Suriyeli var. Durum böyle olunca önümüzdeki dönemlerdeki gelişmeler de Türkiye'nin istediği gibi şekillenecek. Ortadoğu'da barış istikrar ve demokrasi ne kadar hızlı gelişirse o kadar daha az kan akacak bu da tüm Ortadoğu halklarının dolayısıyla bizim menfaatimize olacak.

SAĞLICAKLA KALIN…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.