Hava Durumu

Yakan ne renk?

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.06.2024 16:25

Gençlerin en büyük isteği iyi bir işe girerek geleceklerini garantiye almak, yüksek gelire sahip olmak, kendilerini güvende hissetmek. Bu doğrultuda en iyi üniversitelerde eğitim alarak, aldıkları diplomalarla hayata atılmak peşindeler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymuyor, üniversitelerde farklı bölümleri bitirmiş yüz binlerce genç gönüllerinde yatan işi bulamıyor. Ya bitirdikleri bölüm ile alakalı iş yok ya da genel olarak üniversite mezunlarına hitap edecek yeterli iş alanı mevcut değil.

TÜİK tarafından son açıklanan işsizlik oranlarına baktığımızda geniş tanımlı işsiz sayısı kadınlarda 4 milyon 810 bin, erkeklerde ise 5 milyon 52 bin, yani ortalama iş aramakta olan 10 milyon insanımız var. Yine 2024 yılı nisan ayında açıklanan işsizlik oranımız %8,5 civarında. Bir taraftan bu kadar işsiz varken diğer taraftan da aradığı elemanı bulamayan binlerce firma mevcut.

Üniversite bitirmek maalesef ki gençlerin geleceğini maddi yönden garanti altına almıyor. Atama bekleyen on binlerce öğretmen, mühendislik fakültelerini bitirip düşük maaşla bile olsa iş arayan binlerce genç, hukuk fakültesini bitirmiş fakat önceki mezunların sayısının çok olmasından dolayı boşta kalan avukatlar ve daha birçok örnek mevcut. Toplumun mezuniyet seviyesinin yükselmesi elbette ki memnun edici.

80'li yıllardaki okuma yazma öğretme seferberliklerini dün gibi hatırlıyoruz. O yıllarda okuma yazmayı bile bilmeyen milyonlarca vatandaş, devlet tarafından açılan kurslara giderek kendini geliştiriyor iken yüzbinlerce üniversite mezununun işsizlik yaşadığı bir döneme geldik. Üniversiteyi bitiren gençler beyaz yakalı olarak iş arıyor ama yetersiz iş deneyimi, yüksek rekabet, talep eksikliği gibi nedenlerle boşta kalıyor. Türkiye'nin üniversite sayısı da son yıllarda ciddi bir artış gösterdi, 129'u devlete ait olmak üzere ülke genelinde yayılmış 208 üniversitemiz var ve yenileri de açılmaya devam ediyor. Yükseköğretim kurumlarında eğitim gören 7 milyon civarı da öğrencimiz mevcut. En yüksek sayıda üniversite öğrencisi barındıran ilimiz Eskişehir iken en az üniversite öğrencisinin olduğu kentimiz Hakkari.

Üniversitelerin sağlık ile ilgili bölümlerini ki özellikle tıp fakültesini bitiren gençlerimiz çok daha kolay iş bulurken bunu eczacılık, veterinerlik, mimarlık ve tekstil mühendisliği gibi bölümler takip ediyor. Bu bölümlerde gençlerin iş bulma rakamları ortalamanın üzerinde fakat genele baktığımızda üniversite mezunu gençler iş konusunda büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.

Beyaz yakalı olarak tarif ettiğimiz bu kitle, umduğunu bulamazken Türkiye'de ciddi bir mavi yakalı istihdam açığı var. Öğretmenimiz, avukatımız, mühendisimiz ve üniversitelerin farklı bölümlerinden diploma almış gençlerimiz iş bulamazken mavi yakalı diye tabir ettiğimiz marangoz, mobilya ustası, oto tamir ustası, elektrikçi, sıhhi tesisatçı, özel güvenlik, turizm otelcilik, reyon görevlisi, konfeksiyon işçisi, garson ve satış elemanı gibi alanlarda çalışacak kişi bulunamıyor.

Türkiye'de gençler son yıllarda emeğin yoğun olduğu işlerden kaçar, önünde bilgisayarın olduğu masa başı işlere yönelir hale geldi. Bunun en büyük sebebi de eğitim seviyesinin yükselip üniversite mezunlarımızın sayısının çoğalmış olması ve onların "ben üniversiteyi fabrikada işçi olarak çalışmak için bitirmedim" demeleri. Birçok sektörde işçi açığımız var, inşaatlarda çalışacak amele ve usta yok, fayans döşeyecek kalifiye eleman çok az, farklı sektörlerde üretim yapan fabrikalar çalışacak işçiyi bulamıyor. Hatta durum öyle bir noktaya geldi ki birçok firma yetiştirilmek üzere vasıfsız eleman almaya bile razı fakat o da bulunamıyor. Durum öyle gösteriyor ki ilerleyen yıllarda kapımızın kilidi bozulduğunda onu açacak çilingir, otomobilimizi boyatmamız gerektiğinde boya yapacak usta, evimizin su tesisatında meydana gelecek arızayı giderecek, giyim imalatı yapan tekstil makinelerini kullanacak, fırında ekmek üretimi yapacak, çiftçilik ve hayvancılık yapacak kimse kalmayacak.

Demek ki bir yerlerde bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Gençlerin tamamının üniversiteyi bitirmesi yerine, farklı mesleklere yönelerek daha kolay iş sahibi olmalarını teşvik etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde 70'li ve 80'li yıllarda Almanya'nın yaptığı gibi çalışacak işçiyi yurt dışından ithal etmemiz gerekecek. Şu an bile bazı sektörler Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacılar olmasaydı biz ayakta kalamazdık diyor. Beyaz yakalı potansiyelimiz doldu taştı, ülkemizin geleceği için ihtiyaç olan mavi yakalılar, eğitim sisteminin de bu yöne evrilmesi büyük önem taşıyor.

SAĞLICAKLA KALIN.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.