Zaman gösterecek

Ülke siyasetinde büyük değişimler devam ediyor. İYİ Parti eski genel Başkanı Meral Akşener'in görevinden ayrılması sonrası AK Parti ile yakınlaşması ve bunun devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 yıl aradan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaptığı ziyaret ve genel başkan Özgür Özel ile kurduğu samimi diyalog yaşanan değişimi gözler önüne seriyor. Politika her zaman değişimlere gebedir, malum hedef, iktidara gelmek, tek başına olmasa bile iktidarın bir parçası olabilmek. Rahmetli Deniz Baykal'ın CHP genel başkanı olduğu dönemde CHP genel merkezine ziyarette bulunmuş olan Erdoğan 18 yıllık bir aradan sonra aynı binada Genel Başkanı Özel'e iade-i ziyaret gerçekleştirerek bir buçuk saatlik bir görüşmeyle ülke siyasetinde yumuşama ve işbirliği yapmanın bir adımını daha attı.

İki lider yaptıkları görüşme çıkışı tokalaşarak medyaya samimi görüntüler verdi. Ana muhalefet lideri Özel, asgari ücrete zam, emekli maaşlarının arttırılması gibi birçok ülke meselesini Erdoğan'a aktararak bunların acil çözülmesi gerekliliğini iletti. Görüşme sonrası AK Parti sözcüsü Ömer Çelik yaptığı açıklamada, "İki parti arasında yaşanan bu olumlu havanın heba edilmemesi gerekiyor, diyalog ortamının sürmesi memnuniyet verici" diyerek topluma olumlu bir mesaj verdi. Yaşanan bu gelişmeler her alanda Türkiye'nin gelişmesine elbette ki olumlu olarak yansıyacak.

SEBEP - SONUÇ İLİŞKİSİ

Yıllardır bir araya gelmeyen iki siyasi parti lideri ne oldu da böyle art arda bir araya gelir oldu? Düne kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Bay Kemal" ve sonrasında genel başkan olan Özgür Özel'e "Özgür efendi" diye hitap eden Erdoğan ile kendisine "diktatör" diyen CHP yönetiminde meydana gelen bu yakınlaşmanın önemli gerekçeleri var.

31 Mart yerel seçimlerinde ciddi bir kan kaybı yaşayıp, yerel yönetimleri büyük ölçüde CHP'ye kaptıran AK Parti muhtemelen geleceğe yönelik yeni ittifaklar kurmak isteyecektir. MHP ile sürdürdüğü Cumhur ittifakının yüksek oy potansiyeli, sürdürülebilirliğini kaybettiğini gösteriyor. Sebep şudur ki 2028 genel seçimlerinde AK Parti'nin yeni bir partnere ihtiyacı olabilir. Şu anki göstergelere göre de en uygun aday CHP. Adalet ve Kalkınma Partisi önümüzdeki genel seçimlerde de yıllardır sürdürdüğü iktidarı kaybetmek istemeyecek, oy potansiyeli yüksek yeni bir ittifak ortağına ihtiyaç duyacak.

Duruma Cumhuriyet Halk Partisi tarafından baktığımızda da yerel seçimlerde kazandığı başarı ile kendine olan güveninin yükseldiğini bariz olarak görüyoruz. CHP için de amaç, yereldeki bu başarıyı genele taşıyıp iktidara yürümek. Şu anki oy oranı ile ne AK Parti'nin ne de CHP'nin sistemin gerektirdiği %51'i yakalaması mümkün değil. AK Parti'nin kemikleşmiş oy oranını en kötü ihtimalle %30-35 olarak düşünürsek, buna CHP'nin %25-30 bandındaki oy oranına ilave edersek, bu iki parti birlikte ülkeyi yönetmeye talip olabilir.

MHP bu konuda nasıl bir tavır alır henüz bunu bilemiyoruz. Tek başına iktidara gelecek oy potansiyeline sahip olmayan Cumhuriyet Halk Partisi ve oyların da düşüş yaşayan ama iktidarı kaybetmek istemeyen Adalet ve Kalkınma Partisi… İki lider yaptıkları görüşmelerle şu an gelecekteki siyasi şekillenmenin temelini atıyor. Malum önce temel atılır sonra üzerine katlar çıkılarak bina oluşturulur. AK Parti ile CHP nasıl bir araya gelir de ülkeyi yönetir demeyelim. Bu tür ortaklıkları Türk siyaseti geçmişte defalarca yaşadı. Konu iktidara gelmek ya da iktidar ortağı olmak olunca dünün düşmanları bugünün kankası olabiliyor. Bir önceki köşe yazımın başlığında belirttiğim gibi "siyasette olmaz yok."

Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler bizi şaşırtabilir.

SAĞLICAKLA KALIN.