400 bin kişiye kaliteli su!

Bu zamana kadar tüketim toplumu üzerine düşen vazifeyi layığıyla yerine getirmiş olacak ki bize kalan; kıtlık, kuraklık, afet, pandemi…

Ne dersiniz:

Doğanın sunduğu imkânların sonuna mı denk geldik?

Çeşitli araştırmalar ve teorilere göre dünyadaki yaşam sonlanırken, başka bir gezegene yeni bir hayat kurmak için yola çıkacağız.

Gerçi aynı mantaliteyle hareket ettiğimiz sürece sonuç hep aynı olacak.

Şu anda bu imkâna erişemediğimiz için de yerkürede geçirdiğimiz süreyi uzatmaya, kalitesini artırmaya çalışıyoruz.

Herkesin aynı gayreti gösteriyor olmasını temenni ediyor ve güvenli, erişilebilir su için Bursa’da hayata geçirilen tesis hakkında bilgi vermek istiyorum.

Yerel yönetimlerin en önemli görevi şehrin sorunlarını çözmek, etkili projeler üretmek ve var olana sahip çıkıp, onu bir üste taşıyabilmek.

Bu doğrultuda bir önceki yönetim döneminde başlayan ve nihayete eren Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan "Demirtaş paket içme suyu arıtma tesisi"nin açılışı gerçekleştirildi.

Adındaki ‘paket’ kelimesine takılmayın, asıl hedef slogandaki gibi:

Bursa’da su çeşmeden içilir!

Açılış öncesinde tesisi gezme fırsatımız oldu.

Aldığımız ön bilgiye göre; Osmangazi Demirtaş’ta bulunan 42 derin su kuyusu ile işletilecek tesis, günde 51 bin 840 metreküp suyu arıtarak 400 bin kişiye sağlıklı ve kaliteli içme suyu sağlayacak.

Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği 430 civarındaki kritere uygunluk an be an takip ediliyor.

Tabii insan şüphe etmeden duramıyor; arıtılmış olsa da şişelenmiş suları tüketmeye alıştık.

Hâlbuki Bursa su diyarıydı, çeşmeleriyle meşhurdu.

Belki bu şekilde eskiye dönüş başlar diyor ve ayrıntılarla devam ediyorum.

Açılış konuşmaları CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile başladı.

Milletvekili Kayışoğlu, “Yerel seçimlerden beri Başkanımız, seçim döneminde de dediğimiz gibi Bursa’ya katılımcı, sosyal demokrat bir anlayışla yoğun bir şekilde hizmet sunmayı sürdürüyor. Biz de gurur duyuyoruz. Bizim anlayışımız vatandaşın huzurunu sağlamak. Kuraklık, iklim krizinin dünyanın acil gündemi haline geldiği bu günlerde, bu tip tesislerin açılması doğa ve şehrimiz adına çok değerli” dedi ve “çok yoğun bir beş yıl geçireceğiz” ifadesini vurgulayarak hizmetlerin hız kesmeden devam edeceğini belirtti.

Zaten gündem o kadar dolu ki koskoca bir yıl nasıl tamamlanıyor anlayamıyoruz.

Yeter ki hizmet olsun, kimse yoğunluktan şikâyetçi olmaz!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise konuşmasına, “Bu tesisin yapımı ve bu zamana kadar yapılan çalışmalardan dolayı geçmiş yönetime teşekkür ediyorum. Bu bir hizmet yarışıdır. Başlayanları tamamlama sorumluluğu da bizdedir” ifadeleriyle başladı ve:

“Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak en önem verdiğimiz konulardan biri kentimiz için sağlıklı ve kaliteli içme suyuna ulaşmak. Nitelikli ve sağlıklı içme suyu sağlayan BUSKİ, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlemiş olduğu kriterleri tam olarak uyguluyor. Suyun çeşmeden içilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum, bu alışkanlığı edinmeliyiz.

Kuraklık konusu tüm dünyayı tehdit ediyor. Su kullanımında vatandaşların hassas olmasını, dikkatli kullanmasını istiyoruz.

Biliyoruz ki kentimizin bazı noktalarında özellikle Mustafakemalpaşa’da içme suyuna erişimde sorun yaşandığını biliyoruz. İlerleyen süreçte sorunların hepsinin çözülmüş olacağına inanıyorum.”

2060’a kadar Bursa’nın susuzluk yaşamayacağını da müjdeledi.

Tabii bu kaynakları har vurup harman savurabiliriz anlamına gelmiyor.

Su arıtma tesisinin açılışı tam da Uludağ'ın eteklerinde bulunan Kestel ilçesine bağlı Gözede Köyü’nde yaşananların ardından gerçekleşince haliyle Başkan Bozbey bu konuya da değindi.

Bazı basın kaynaklarında konunun abartıldığını dile getirdi ve bölgede içme suyu ile ilgili değil de sulama ile ilgili sorun oluştuğunun altını çizdi.

Zaten gün içinde gelen haberlerde konu için mutabakata varıldığı bildirilmişti. Ancak Gözede’de yapılan eylem sırasında kamu malına zarar verildiğini hepimiz gördük.

Bunun için Başkan; “Kendini bilmez bazı provokatör kişilerin yaptıkları kabul edilemez. Devletin, kamunun malıdır. Hepimizin parası ile yapılan tesisler bunlar, bu açıdan bakılması gerekiyor. Kanun, hukuk önünde hesabını vermek zorundalar!” diyerek tepkisini gösterdi.

Bir yandan hayatı iyileştirmeye çalışırken diğer yandan krizlerin de yönetilmesi gerekiyor muhakkak.

Konuyu daha da körüklemek yerine, sunulan iyi şeylere odaklanılsa daha güzel olabilir diye düşünüyorum ben de…