Yılın en heyecanlı zamanları…
Asgari ücret, emekli maaşı derken son bir ayı tahminlerle geçirecek; 2025’e ‘merhaba’ diyeceğiz.
Tabii çok farklı rakamlar ortaya atılıyor; oluru-olmazı tartışılıyor.
2024 yılında temmuz gibi bir güncelleme yapılabileceği de iddia edilmiş ancak enflasyonu kışkırttığı gerekçesiyle yapılmamıştı.
Zaten normal şartlarda ‘asgari ücret’ kavramı şu demek:
“Bir işçinin bir ay boyunca tam zamanlı çalışması karşılığında alabileceği en düşük ücret miktarı.”
‘En düşük’ ifadesinin altını çizmekte fayda var.
Zira bu hep dediğim gibi ‘yaygın ücret’ hâline dönüştü.
Mesleğe yeni başlayanlara, deneyimsiz, kıdemsiz olanlara verilen maaş mantığından hızla uzaklaşıldı.
Bu nedenle gündemden hiç düşmüyor; nasıl bir güç ise belirlenecek zam oranı aynı anda kiraları, faturaları, meyveyi-sebzeyi de etkileyecek.
Yani öyle ‘asgari’ deyip geçmeyin…
***
Asgari ücretin belirlenmesi genellikle her yıl yapılan ilgili kesimlerin temsilcileriyle yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkıyor.
Peki, süreci neler etkiliyor?
Şöyle sıralayabiliriz: Temel gereksinimler, enflasyon, işçi sendikaları, ekonomik veriler ve sosyal adalet!
Temel gereksinimler için; konut, gıda, sağlık ve ulaşım gibi kişisel finans yönetimi unsurları dikkate alınarak, gereken maliyetler hesaplanıyor.
Asgari ücret belirlenmeden önce ekonomik istikrarın korunması, enflasyonun kontrol edilmesi ve çalışanların alım gücünün sürdürülebilir bir şekilde artırılması amacıyla detaylı bir analiz yapılıyor.
Bu analiz asgari ücretin güncel ekonomik realiteye uygun bir şekilde belirlenmesine katkı sağlıyor.
-Gerçi son duruma bakacak olursak çoğunluğun geliri realiteden uzak, alım gücü kalmadı.-
Sendikalar, işçilerin yaşam standartlarını koruyabilmek için taleplerini iletiyor. Her sene belirledikleri tutarda anlaşma olmazsa, masada bulunmayacaklarını belirtiyorlar. -Burada yorumu size bırakıyorum.-
Müzakere sürecinde sektörel farklılıklar, işletmelerin maliyet yapıları ve iş gücü piyasası koşulları detaylı bir şekilde inceleniyor.
Hatta şu anda bölgesel asgari ücretten bahsediliyor. Uygulaması zor görünse de akla yatıyor.
Çünkü sanayinin yığıldığı, nüfusun patladığı Marmara Bölgesi’nde bulunan büyük şehirlerde yaşamanın maliyeti çok yükseldi.
Asgari tutarla çalışan birinin tek başına kira ödemesi artık mümkün değil!
Keşke pilot uygulamalar yapılsa!
Ve en önemlisi: Sosyal adalet ilkesi.
Buna göre; toplumsal eşitsizliklerin azaltılması hedefleniyor.
Yaklaşık 13 milyon çalışan aynı ücreti aldığı için eşitlik sağlanmış gibi.
Ne dersiniz?
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son açıklamasında:
“Biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı ve Mayıs 2024'ten bu yana enflasyonda düşüş görüldüğünü, bunun gelecek aylarda da devam edeceğini belirterek:
“2025 yılında özellikle hem para politikasının gecikmeli etkisi hem maliye politikasında bütçe açığının azalması hem de fiyatları bir şekilde bütçe imkanları çerçevesinde enflasyon hedefi paralelinde oluşturmamız enflasyonu düşürmeye devam edecek” dedi.
Yani Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in;
“…Onlar yüzde 30 zam yapalım 21 liraya çıkartalım diyorlar. Yılbaşından bu yana yüzde 76 oldu enflasyon. Bizim teklifimiz 30 bin lira. Biz bunun altında yokuz” çıkışı karşılıksız kalacak gibi duruyor.
Piyasalarda ise; yüzde 25'lik zam oranı beklentisi güçlenmiş durumda.
İş dünyasındaki ağırlıklı görüş asgari ücretin 22-23 bin lira civarına çıkarılması yönünde.
Yabancı kuruluşların raporlarında da beklentiler yüzde 25-30 aralığında şekillendi.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, emekli ve asgari ücret için farklı rakamlar üzerinde durdu:
“IMF'nin önerisine göre yüzde 14'lük bir artış yapılırsa 17 bin TL olan asgari ücret 19 bin 383 olur. Hedeflenen enflasyona göre olursa 20 bin TL olur. Benim görüşüm asgari ücretin 20 bin TL ile 21 bin 250 TL arasında olacağı. Yapay zekâya da sordum. Yapay zekâ da 24 bin ile 25 bin TL arasında olacağını söylüyor. En düşük emekli aylığı 12 bin 500 TL. Bunun da 15 bin TL olacağını görüyoruz yüzde 20'lik bir artışla. Bundan sonra yüzde 49'lar 50'ler olmaz; yüzde 20'ler civarında artışlar olur diye düşünüyorum.”
***
Uçuk tutarlarla dans etmenin manası yok.
Şartlar ortada.
Ya sizin tahmininiz ne?