Hava Durumu

Biz her türlü ölürüz!

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2025 00:05

Geçen hafta ‘Türkiye’de tablo ne olurdu?’ başlığı altında Amerika’daki yangını ele almıştım.

Yazının sonunda şu ifadeleri kullanmış ve tepki görmüştüm:

“Böyle geniş çaplı, korkunç bir yangın, Türkiye’nin başına gelse hâlimiz ne olur?

Yazın artan orman yangınları ile sınava tabi tutuluyor; ciğerlerimizi kaybediyoruz.

Büyük şehirlerde böyle bir felaketin boyutu ne olur?

ABD’de can kaybı 11. Bu sayının artacağı ön görülüyor. Kabul edelim ki bu bir başarıdır.

Deprem kadar gerçek başka afetler de var hayatta.

Bize uğramaması en büyük temennimiz ama hiçbir şeye hazır olmayışımız endişe verici!”

Aldığım eleştirileri özetleyecek olursam:

“Ülkemizde yapılar ahşap vb. yanıcı malzemeden değil, yangın çıkmaz!

Yangın çıksa da bunu depremle karıştırıyorsun; bizim halkımız kaçar, ölü sayısı az olur.

Yangınla mücadelede dünyada bir numarayız…”

***

Amerika’da yanan alanın anlaşılabilmesi için Bursa’dan Balıkesir’e kadar olan bölgeyi tahayyül edin deniyor.

Kabul, maddi zarar ve süreç yönetiminde sınıfta kaldılar ama son veriye göre can kaybı 28.

Bizim ölmemiz için şehirlerin yok olmasına ihtiyacımız yok.

Bolu Kartalkaya’da otelde saatler içinde 76 kişi hayata veda etti!

Evet, biz yangın ülkesi değil, ihmaller ülkesiyiz.

Risk yönetimi yok.

Afetlere karşı önlem yok.

Otele dair iddialara göre; yangın merdiveni yok, alarm sistemi yok…

Yok’ları saymaya tahammül edemiyorum.

Ama son bir vurgu:

Toplumsal vicdan ve ahlak da yok.

Zira otelden alevler yükselmeye devam ederken, hemen yanı başında pistte kayak yapanları görmezdik!

Son bir senede nerelerde öldük?

Depremde, selde, asansör kazasında, yenidoğan bebek ünitesinde, tacizde, tecavüzde, kadın ve çocuk cinayetinde, maganda kurşununda…

Duyarsızlıktan, denetimsizlikten, adaletsizlikten, sistemsizlikten öldük!

Başsağlığı dilemeye yorulduk, ‘geçmiş olsun ve bu son olsun’ demekten yıldık.

***

YASAL ZORUNLULUK ŞART!

Tabii sezon gereği ve okulların tatil olması nedeniyle akın edilen Uludağ’da otellerin hâli merak ediliyor.

Burkon Turizm ve Kongre Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Eker’den konu ile ilgili görüş aldım.

Eker; “Şu gösteriyor ki: Bakanlığın paylaştığı belge, 2007’nin belgesi. Demek ki pek çok otelde belgeler güncel değil. Turizm Bakanlığına bağlı olan tüm otellerde belgeler güncellenmeli. Aslında asansör yönetmeliğinde olduğu gibi yangın yönetmeliği olup, profesyonel şirketlerden ‘kırmızı-yeşil-sarı’ sertifikasyon hizmeti alınmalı. Yıllık da standart raporlama şartı getirilmeli; kanunla veya yönetmelikle yasal zorunluluk olmalı” ifadelerini kullandı.

76 canı kaybettiğimiz otelde yangın merdiveni bulunmaması üzerinde durulurken bunun için de Eker:

“Otellerde bir değil belirli aralıklarla birden fazla yangın merdiveni olmalı. Bir köşeden diğerine ulaşmak zor. Mimarisi buna göre tasarlanmalı. Görsellik değil, güvenlik ön planda olmalı. Yurt dışında görüntü çirkin bile olsa yangın merdivenlerinin titizlikle yapıldığını görüyoruz. Ayrıca sık sık kapalı duman ara kapıları var. İnsanlar ateşten değil, dumandan ölüyorlar. Dumanı bölme mekanizmaları her kat ve koridorda olmalı. Ve her yıl denetlenmeli, işletmelerden sertifika istenmeli!

Ayrıca bu uygulama yalnızca otelleri değil yüksek katlı tüm yapıları kapsamalı. Yangın yönetmeliği aşırı rüzgârlı hava baz alınarak tasarlanmalı. Ben yangınlara şahit oldum; normal bir havada, bulunan yer yanıyor ve söndürmek için zaman oluyor. Fakat rüzgâr olan bir havada saniyeler içinde her yeri kaplıyor.”

Hasan Eker son olarak:

“Şirket olarak çalıştığım otellerden güncel yangın tedbir belgelerini istedim. Herkes çalıştığı otellerden bunu isterse farkındalık da artacaktır!” çağrısında bulundu.

TEDBİR VE DENETİM ÇOK DEĞERLİ!

TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu da Uludağ işletmeleri hakkında içimizi rahatlattı.

Saraçoğlu; “Uludağ, Türkiye’nin en kurumsal turizm destinasyonu. Kış ve kayak turizmi Uludağ ile başladı. Yılların tecrübesi ve birikimi var. İşletmecilerde bu hassasiyetle hareket ediyorlar. Güvenlik anlamında, vatandaşlar rahatlıkla tatil yapabilirler. Önlemlere bakarsak; 5 itfaiye aracı Uludağ’da hazır bekliyor. Biri oteller tarafından alınmış, dördü de belediyeye bağlı olarak hizmet veriyor.

Denetim olmadan son hâlini bilemeyiz ama önlemler açısından kendimizden emin konuşabiliyoruz. Denetim görevi Turizm Bakanlığı’na ait.

Olumsuzluklar herkesin başına gelebiliyor ama tedbir ve denetim çok değerli. Denetim biriminin görevini düzgün yapması işletmelerin kendilerini kontrol etmesini sağlar. Kartalkaya’daki olay sonrası turizmde daha sıkı denetim olacak ve standartlar da farklılaşacak diye düşünüyorum.”

Aslında herhangi bir önlem alınıp, alınmadığının bir önemi kalmadı.

Biz her türlü ölürüz…

Nasılsa alıştık!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.