Hatay’dan yapılan canlı yayını sanıyorum hepimiz gördük, izledik.
Haberlerde değil sadece sosyal medyada da hızla yayıldı video.
Kamera ışıkları kapatıldığı an; zifiri bir karanlık, cep telefonu ışıklarıyla yapılan arama kurtarma faaliyetlerine devam eden ekipler…
Saatler, günler geçtikçe umutlar azalıyor ama tükenmiyor.
Kurtarılan bebeklerle, çocuklarla yeniden hayata tutunmaya çalışıyoruz.
Ama durum kötü.
Bunun artık kelimelerle tarif edilebilir yanı kalmadı.
Söylediklerimizin, yazdıklarımızın hiçbir etkisi ve faydası yok deprem bölgesindeki insanlarımıza.
Ders alalım desek öyle bir durumu da çoktan geçtik.
Şimdiye kadar yaşanılanlardan ders alınmış olmalı, ona göre davranılmalıydı!
Buna vurgu yapan bir içerikle, Bursa Akademik Odalar Birliği’nde Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından 'Kaçak Yapılara Karşı Göreve Çağrı' konulu basın toplantısı gerçekleştirildi.
BAOB’da deprem sonrası kriz masası oluşturulmuş, hemen yardımlar toplanmış ve ilk tır gönderilmişti. Toplantı için gittiğimde aynı yoğunluğun devam ettiğini gördüm, açıklamaya değinmeden önce merak edenler için bildirmiş olayım!
Zaten bu duyarlılığın uzun bir süreye yayılması gerekliliği dile getiriliyor çünkü depremden kurtulan vatandaşların barınma, gıda, sağlık gibi pek çok alanda ihtiyaçları uzun bir süre devam ediyor olacak.
Unutmayalım!
***
TMMOB Koordinasyon Kurulu adına, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu'nun yaptığı konuşmadan bazı alıntılar ise şöyle;
“6 Şubat 2023 tarihinde AFAD verilerine göre Kahramanmaraş İli Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 ve Elbistan İlçesi merkezli 7.6 büyüklüğünde meydana gelen depremler Kahramanmaraş başta olmak üzere Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerini de kapsayan geniş bir alanda yıkıma neden olmuş Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin büyük bölümünde ve Iran, Suriye, Irak gibi komşu ülkelerde de hissedilmiştir. Yapılan tespitlere göre ne yazık ki büyük can kayıplarımızın ve yıkımların olduğu anlaşılmaktadır. 17 Ağustos depreminden sonra yaşananlar depreme bakış açısının değişmesinin gerekliliğini göstermiş ve yalnızca depremden sonra yapılacak müdahalelerin değil, deprem öncesi alınması gereken tedbirlerin önemini ortaya koymuştur. Bu bağlamda plansız-çarpık kentleşmenin, mimarlık ve mühendislik hizmeti almayan, üretimleri denetlenmeyen 'kaçak' yapıların ne kadar büyük tehdit oluşturduğu anlaşılmıştır.”
Aslında bu basın toplantısı deprem olmadan önce planlanmış ve kaçak yapılar, imar afları gibi önemli başlıklar için düzenlenecekti. Maalesef deprem ile birlikte asıl dikkat edilmesi gerekenin insan eliyle yapılmış olanlar olduğunu gördük. Bu sadece binalar değil, kurulan sistemler, hukuki süreçler ve en önemlisi zihniyeti içeriyor.
Rodoplu, “Ülkemizde çıkarılan tüm imar afları; seçim dönemlerinin ekonomik gelir ve oy elde etmek amacı ile gündeme getirilmiştir. 2018'de uygulamaya giren ‘İmar Barışı’ adı altındaki son yasayla bugüne kadar; afete maruz kalabilecek bölgelerde veya dere yataklarında olup olmadıklarına; kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilip edilmediklerine bakılmaksızın; 3 milyon 119 bin 947 kaçak ve imara aykırı yapı için 26 milyar 151 milyon 389 bin 263 TL yapı kayıt belge bedeli alınarak yurttaşlara riskli yapıları kullanma izni verilmiştir.
Genelde seçim dönemlerinde göz yumulan tüm bu yapı stoku üretimini yine seçim dönemlerine yakın kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edildiğine bakılmaksızın "Yurttaşların mağduriyeti" gerekçe gösterilerek gündeme getirilen "imar afları" ile yasal hale getirmek alışılagelmiş düzen olmuştur” dedi.
***
Toplantıda Bursa için de bilgiler paylaşıldı.
Tabii ki hiç iç açıcı değil bu veriler.
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak, Bursa’da tarım arazilerinin yüzde 15’i tarım dışına çıkarıldı derken Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Erkan Tekin Mutlu ise; “17 aktif 22 organize sanayi bölgesinden bahsediliyor. Kimyasal kullanımı var. Afet sırasında bunlar çok önemli. Şehrin kimyasal risk haritası çıkarılmalı. Ciddiye hiç alınmadık” ifadelerini kullandı.
En sert çıkışı ise Bursa Baro Başkanı Av. Metin Öztosun yaptı.
Tüm yaşanılanların sebebi hukuksuzluktur vurgusuyla, “Sistem yok. Her şey tek elden yürütülüyor. Bu binalara kim izin verdi? Bu bir cinayettir. Cinayetler engellenememiştir. 25 yıldır deprem vergisi ödüyoruz ama paralar rantsal dönüşüme gitti. Davalar açıyoruz. Yukarılarda bir yerlere takılıyor. Bu devam ettiği sürece hep aynı olacak” dedi.
***
Şu an dayanışma, yardımlaşma vakti.
Ama sonrası umarım doğru işleyen sistemler için çalışma zamanı olur.