Kimine göre kötülüklerin anası kimine göre haberleşmenin ve bilgi almanın en büyük kaynağı sosyal medya için sık tartışma konusu olan bir durum mevcut:
Herhangi bir paylaşım hakkında derinlemesine bilgiye sahip olsun-olmasın herkes yorum yapıyor.
Üstelik sahte veri de çok yaygın; dezenformasyon aldı başını gidiyor…
Ayrıca hiç ummadığınız şekilde paylaşımlarınıza hakaret dolu mesajlar da alabilirsiniz; ne yazık ki önüne geçmek zor.
Çünkü toplum bu kanalları kendi mutsuzluklarını yansıtmak için kullananlarla dolu.
Elbette linç kültüründen ekmek yiyenler var; ne kadar etkileşim o kadar kazanç mantığıyla hareket edenler anlamsız içeriklerle özellikle gençleri zehirliyor.
Geçtiğimiz dönemde fenomen olarak nitelendirilen ve hayatlarını bu şekilde kazananların karanlık yüzleriyle tanıştık.
Gerçi bir şey değişmedi!
İnsanlar ‘ahlaksızlık’ karşısında tepkisizliğini sürdürdüğü sürece de bazıları ihya olmaya devam edecek.
Bugün asıl değinmek istediğim ise Çin’de uygulamaya konan yasak!
***

Ulusal basında yer alan haberlere göre;
“Çin’de sosyal medya içerik üreticilerine yönelik yeni düzenleme yürürlüğe girdi. Buna göre, tıp, hukuk, finans ve eğitim gibi toplumda ‘ciddi ve etkili’ konular üzerine görüş bildirmek isteyen kullanıcıların üniversite diploması, mesleki lisans ya da uygun sertifika gibi resmi nitelikleri belgelemeleri gerekecek.
Düzenlemede ayrıca bu şartlara uymadan yayın yapanları platformlar belirleyip ceza uygulayabilecek.
Yabancı kaynaklarda “100.000 yuan’a (yaklaşık 590 bin TL) kadar para cezası” olabileceği de belirtilirken, bu cezanın resmi hüküm olarak netleştirilmiş olup olmadığına dair detaylar henüz bilinmiyor.
Çin hükümeti, bu adımı ‘yanlış bilgilendirmeyle mücadele’ ve ‘eğitimli içerik üretimi’ hedefine bağlarken; eleştirmenler bunun çevrimiçi ifade özgürlüğüne yönelik önemli bir kısıtlama olduğunu savunuyor.
Popüler platformlar, içerik üreticilerinin niteliklerini doğrulamak ve yayınlarda kaynakça ve uyarıları zorunlu kılmak gibi yeni yükümlülüklere tabi olacak!
Bu yasağın sosyal medya içerik üretiminin Çin’deki yol haritasını değiştirebilecek bir adım olacağı belirtiliyor.”
Evet, yeni gelişmeyi nasıl buldunuz?
Hadi biraz tartışalım…
***
Instagram başta olmak üzere sosyal medya platformları kullanıcı deneyimine dayalı videolarla dolu.
Yalan yok çoğumuz yeni çıkan ürünleri almadan önce internette aratıyor, kullanıcıların yorumlarını okuyoruz.
Böylece yanlış alışverişin önü kesilmiş oluyor.
Ya da diğer açıdan bakarsak; bize hiç uygun olmayan bir kozmetik ürününü sırf videoda övüldüğü, muhakkak kullanılması gerektiği vurgulandığı için koşup alıyoruz.
Bu nedenle cilt sorunları yaşayanlar mevcut.
Küçük yaşta makyaj yapan, pahalı markaların sunduklarını alabilmek için aileleriyle kavga edenler olduğu da çevremden duyduklarım arasında.
Ülkemizde denetim denilince aklımıza ilk gelen:
Vergi kaçırılıp-kaçırılmadığı.
Eğer ödemelerde hata, eksik vb. yoksa kişilerin toplumu nasıl yönlendirdiğinin bir önemi yok.
Bu özgürlük, serbest piyasa ekonomisi ya da sosyal medya kullanım şekline saygı mıdır?
***
Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ve sonuçları çok ağır olabiliyor.
Mesela kanser hastaları için ‘onu yapın, şunu yapmayın’ yönlendirmelerinin yanı sıra çeşitli ilaç isimleri, bitki çayları, şifalı olacağı iddia edilen uygulamalar paylaşılıyor.
Sanki çaresizlik fırsata çevriliyor ve prim elde ediliyor.
Tabii insanın içine kurt düşüyor:
Ya işe yararsa; denemekte fayda var…
***
Eğitimli insanların paylaşım ve yorum yapabilmesi bizim gibi ülkelerde ütopik duruyor.
‘Demokrasi’ ve ‘Özgürlük’ kavramları o kadar içi boşaltıldı, anlamından saptı ki toplumun ne için nasıl tepki vereceğini kestiremiyoruz.
Bir parantez açayım:
Türkiye’de diploma sahibi olmak, konular hakkında yorum yapılabilir yeterliliğine sahip olmak demek değil!
Olur, bizde de Çin’deki gibi yasak devreye girerse sınırların çok doğru çizilmesi gerek…
Yorumlarınız bekliyorum!