Hava Durumu

‘Çok kriz gördük ama bu başka!’

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.12.2024 00:05

Ortalık yangın yeri.

Herkes 2025’e hazırlanıyor.

Daha doğru bir ifadeyle:

Kriz ortamında hayatta kalabilmek için önlemler alıyor.

Ne yazık ki bunların arasında firmaların; iş akitlerini sonlandırması da var!

Son endişe verici gelişme TOFAŞ’ta yaşandı.

Haberlerde süreç hakkında her ayrıntı paylaşıldığı için, firma adı vermekte bir sakınca görmedim.

Başlıklar genelde şöyle:

‘TOFAŞ küçülmeye gidiyor! 700 işçi çıkarılacak.

Otomotiv devinde neler oluyor?’ vb…

700 kişi tek başına bir çoğunluk ifadesi değil; işten çıkarılan kişileri aileleriyle birlikte düşünmek gerek.

Hatta konuştuğum bir yetkili; ‘yan sanayi çalışanlarını da unutmayın’ dedi.

Her kapatılan birim için dışarda parça üreten yan sanayi işletmeleri mevcut. Haliyle onların da işine son verilmiş oluyor.

Böyle düşününce rakam gittikçe büyüyor, gelecek korkusu, 2025 kaygısı katlanıyor.

Ancak durumu sadece işçilerin gözünden değerlendirmek doğru olmaz.

Bu batmakta olan gemide toplum olarak hepimiz varız.

‘Bana ne, benim işim var’ demek yalnızca bir gaflet!

Türkiye ekonomisinin gidişatı tüm sanayicileri, esnafı, üreticiyi etkiliyor ama en çok tüketicinin cebini yakıyor.

***

Haklı olarak şu anda tepkilerini çeşitli eylemlerle dile getirmeye çalışan 700 işçinin hedefinde bağlı oldukları sendika da bulunuyor!

Kamuoyunda geniş yankı uyandıran olayın detayı şöyle:

“Bin kişinin işten çıkarılacağı iddialarının gündeme geldiği otomotiv devi açıklama yaparak personel oranının yüzde 13 azaltılacağını duyurdu.

Açıklamada iş akitleri sonlandırılan işçilere 330 milyon lira tazminat ödeneceği belirtildi.

Yeni başlayan bazı işçilere ise mevcut alacakları olan tazminatın üstünde bir ödeme vaat edilerek kendiliğinden işten ayrılmaları teklif ediliyor.

İlk etapta 700 kişinin çıkarıldığı TOFAŞ'ın güncel çalışan sayısı 5 bin 300'den 4 bin 593'e düştü.

Emekliliği gelenler de tazminatları ödenerek TOFAŞ'tan çıkarılıyor.”

‘Tazminatların ödeneceği’ ibaresinin altını çizmekte fayda var.

Herhangi bir haksız fesih bildirimi yok.

Elbette kimse işsiz kalmamalı.

Fakat bu mağduriyetin sebebini doğru tespit etmek gerek.

Görünen o ki ne firmayı suçlayabiliriz ne de sendikayı.

Korkarım ki bu bir başlangıç.

Çeşitli iddialar arasında; işçi çıkarma yalnızca bir firma ile sınırlı kalmayacak, genele yayılacak.

Asgari ücretin artacak olması da işverenleri harekete geçirmiş olacak ki, yeni yıla az kala bu şekilde kararlar alınıyor.

Pek çok işletmenin sürece dahil olmasıyla, işsizlik rakamları tırmanacak.

Hepimizi zor günler bekliyor…

***

Bir diğer konu; işten çıkarılan çalışanların Türk Metal Sendikası'na tepkili olması.

Hakların kazanımı konusunda hiçbir katkısının olmadığı işçiler tarafından çeşitli mecralarda dile getiriliyor.

Görüştüğüm bazı sendika yetkililerinden öğrendiğime göre;

Bir hafta dolu, bir hafta boş şekilde istihdamda tutulan işçilere maaşlarının yüzde 76’sı ödenmiş.

Yani bir hafta çalışıp, bir hafta dinlendirilen çalışanların ücretlerindeki kesinti minimuma indirilmiş.

Ne işvereni ne de sendikaları savunmak değil derdim.

Kabul edelim ki bu sendikalı olmanın vermiş olduğu bir güç.

Ülke gerçeklerine bakınca bu tip haklara sahip olmak mucize gibi.

Tazminatlar kısmında da şu anda bir sıkıntı yok gibi duruyor.

-Günümüzde zaten bir işletmede sendika varsa orası ‘kurumsaldır’ diyoruz.-

O halde asıl mesele ülke ekonomisinin gidişatı!

Yıllardır sahada pazarlama, satış, kurumsal iletişim gibi alanlarda çalışanlardan da işçi emeklilerinden ve sendika yetkililerinden de duyduğum şu:

Çok kriz gördük ama bu başka!

Böylesine derin bir çıkmaz görmemiştik; ne olacak, nereye varacağız? Bilmiyoruz.

Otomotiv sektörü tepetaklak oldu.

İşten çıkarılanlar bize geliyor ama yakında bize bağlı bulunan fabrikalar da işçi çıkartacak…

***

2025, yatırımcılar tarafından es geçiliyor; 2026 planları konuşuluyor.

Biz de mi öyle yapsak?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.