Bu hafta Bursa’da çok güzel, önemli ve ses getirecek bir organizasyon gerçekleştirildi.
Kadın basın mensuplarıyla buluşan Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın eşi Uzm. Dr. Dilek Didem Ayyıldız bir ilke imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin valileri her şehirde devleti temsil eder, korur, kollar, vatandaşa sahip çıkar!
Bugüne kadar teorik olarak bunu bilmekle birlikte kurumsal ziyaretler dışında basınla iletişime geçildiği anlar nadirdir.
Özellikle kadın gazetecilerle bir araya gelinmesi ise görülmemiştir.
-En azından benin meslek hayatımda bir ilkti!-
Sosyal medyada paylaştığımız fotoğraflardan sonra da çok sayıda telefon aldım.
Arayanlar;
“Müthiş bir gelişme.
Kim süreci düşünüp, planladıysa harika bir işe imza atmış.
Daha önce duymadık, görmedik; şaşırdık!” gibi ifadeler kurdu.
Konuşulan konular da bu buluşma kadar kıymetli elbette.
Sıra onlara değinmekte…
Tabii kamuyu doğru bilgilendirmek adına daha sonra kapsamlı bir yazı daha hazırlayacağım.
Çünkü işin içinde -kimsesiz- çocuklar var.
Dr. Ayyıldız’ın vurguladığı gibi onlara ‘kimsesiz çocuklar’ demek istemiyorum; onların anne-babaları yok ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti var!
***

Sohbete gazeteci olmanın güzellikleri ve zorluklarıyla başladık, ‘kadın’ olmak ve ‘kadın gazeteci’ olmak hakkında da konuştuk.
Erkek egemen dünyada ayakta kalabilmek için var gücüyle çalışan kadınların stres yüküne de uzman gözüyle değindi Dilek Hanım.
Ve şefkat, sevgi, vicdan, çoklu bakış açısı, ayrıntılı düşünme özelliklerimizi vurgulayarak ‘Koruyucu Aile Projesi’ni gündeme taşımamızın önemini belirtti.
Konu o kadar hassas ki ne zaman aklıma gelse yazdığım bir kelimeyi bile dakikalarca irdeliyorum.
Yine öyle yapacak; teknik bilgi üzerinden ilerleyeceğim.
Öncelikle ‘Koruyucu Aile’ tanımını paylaşayım:
“Çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları bir süre için sağlanamayan çocukların kendi aile ortamlarında eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunu kısa veya uzun süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde devlet denetiminde paylaşan, hissettikleri toplumsal sorumluluğu gösterebilen uygun aile ya da kişilerdir.”
Burada dikkat edilmesi gereken husus çocukların öz aileleriyle iletişim kurmaya devam etmesidir!
-Tabii ailenin şiddet vb. suçları bulunmaması gerek.-
Çünkü amaç korunma ve bakım altında bulunan çocuğun, karmaşık ve sorunlu olan dönemini örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır.
Koruyucu aile, kurumla iş birliği içinde; çocuğa, öz ailesi, okulu ve çevresiyle ilişkilerini devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı oluyor.
Dilek Hanım sistemi ne kadar önemsediğini defalarca belirtti ve
“Tek bir çocuk kalsa da ben bu projeyi yürütürüm.
Her çocuğun anne-babaya nazlanmaya ihtiyacı var. Herkes yaptığıyla mesuldür. Devlet her zaman çocukların yanında; büyürken, hastayken, okula giderken hiç yalnız bırakmıyoruz. Ama anne-baba olmaması demek hayattaki en büyük eksikliktir. Biz tüm sıfırları sağlıyoruz ama -anne-baba- sıfırların önündeki ‘1’ eksik olunca, olmuyor!” dedi.
Biz de bu vesileyle basın olarak belki duymayanlara, bilmeyenlere ya da cesaret edemeyenlere ulaşmış oluruz!
Hatırlatma:
Ülkemizde T.C. vatandaşı olup sürekli olarak Türkiye’de ikamet eden, 25-65 yaş aralığında bulunan, en az ilkokul mezunu, düzenli geliri bulunan, evli/bekâr veya çocuklu/çocuksuz herkes (çocuğun biyolojik anne-babası ya da vasisi dışındaki kişiler) koruyucu aile olabiliyor.
***

‘Gönüllü Aile’ olmak da diğer bir seçenek.
Bakım kuruluşlarında koruma ve bakım altında bulunan çocuklarla gönüllü aile olarak; kendi ilgi, yetenek ve eğitimleriniz doğrultusunda katkı vermek amacıyla, etkinlik ve çalışmalar yapabiliyorsunuz.
Ayrıca isteğiniz doğrultusunda ve uygun görülmesi halinde çocukları resmi tatil ve özel günlerde yatılı olarak evinizde misafir edebiliyorsunuz.
Koruyucu aile hizmetinde ise çocuk hakkında yeni bir hizmet modeli belirlenene kadar, çocuk sizinle birlikte ailenizin bir üyesi olarak yaşıyor!
Bunların ‘evlat edinme’ ile karışma olasılığı oldukça yüksek.
Temel ayırt edici kısım ise çocuğun evlat edinilmesiyle haklar ve yükümlülükler tamamen evlat edinen aileye geçiyor. Aile biyolojik anne-baba hükmünü taşımaya başlıyor.
***
Muhakkak cevaplanması gereken çok soru var.
Ayrıntı için T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın internet sitesini inceleyebilir ya da yaşadığınız ildeki ilgili kurumları ziyaret edebilirsiniz.
Yazıya Dilek Hanım’ın sözleriyle son vermek istiyorum:
“Bu çocuklar bizim geleceğimiz, onlara mutlu, umutlu yarınları birlikte hazırlayalım!”