İnsan ne için çalışır?
Hayatını idame ettirebilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek, kendisine daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek, konforlu bir şekilde yaşayabilmek için vb…
Sebepleri artırmak mümkün ama geliri artırmak kolay mı?
Zam haberlerinin yağmur gibi yağdığı bugünlerde tüm sohbetlerin kapısı, ekmek kavgasına açılıyor.
Asgari ücretle karşılanamayan kiralar, market alışverişine her seferinde ödenen paralar gündemden düşmüyor.
Geçim kaygısı hepimizi sıkıştırıyor.
‘Bugün 20 lira olan yarın sabah ne kadar olacak?’ diye düşünmekten beyinlerimiz hesap makinesine dönüştü.
Zam gelmeden ‘şunu da alayım’ demekten kredi kartlarının limiti doldu.
Gelirimiz sabit ama karşılığında alabildiklerimizin değişkenliği sınırsız.
Canımız sıkkın!
Bunlara ilave Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar; “Haziran ayından itibaren işçinin, fırıncının mağdur olmaması açısından ekmeğin 10 TL olması şart” diye açıklama yaptı.
Piyasada 1 TL başta olmak üzere bozuk para da bulunamadığını anlatan Kolivar hem bu sorundan kurtulmak hem de ertelenen zammı yapmak için ekmeğin fiyatının 10 TL olabileceğini kaydetti.
Temmuz ayında işçi zamlarının da maliyetleri artıracağını dile getiren Başkan, fırıncının artık daha fazla beklemek istemediğini, 240 gram ekmeğin 6 TL’den satıldığını, 10 TL’ye satılacak ekmeğin de 260 gram olabileceğini aktardı.
10 TL olursa ve her gün bir ekmek aldığımızı düşünürsek ayda 300 lira yapıyor!
Ama bir ekmek bir aileye yetiyor mu?
Sizce bu normal mi?
Elini etten, balıktan, yumurtadan yani bir bireyin muhakkak tüketmesi gereken besinlerden çekenlerin ekmeğe yüklendiği dönemde o da 10 TL olacaksa durumun adı gerçekten de: Ekmek kavgası!
Bursa’da Büyükşehir Belediyesi BESAŞ ile Türkiye’nin en büyük 5 şehri arasında en ucuz ve kaliteli ekmeği halka sunuyor.
Zam oranından BESAŞ’ın ekmeği de nasibini alacak mı?
***
Daha asgari ücret belli değil.
Çeşitli tutarlar için iddialar mevcut.
500 dolarlık bir alım gücü kritik alt sınır olarak dikkat çekiyor. Yeni asgari ücretin refah payı ile belirlenmesi ve yüzde 20-23 aralığında 6 aylık beklenen enflasyon rakamları dikkate alındığında yüzde 30-35-40 zam formülü ortaya çıkıyor. Bu da BRÜT olarak 14.010 TL gibi bir rakama denk geliyor.
Dövizdeki artış devam eder ve asgari ücret için kriter 500 dolar olarak tutulursa o zaman rakamın daha da yükselmesi gerekecek.
Herkes hazırlığını buna göre yapmış olacak ki ‘maliyetler artacak biz de zam yapalım’ telaşı başladı bile.
İş sadece ekmekle de bitmiyor tabii.
Kira artışları da kapıda.
Zaten korkunç olan rakamlar daha da yükselirse alınan maaşların akıbeti:
Bir varmış, bir yokmuş!
***
Kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan karar 1 Temmuz'da sona erecek. O düzenlemenin süresinin uzatılması bekleniyor.
Fahiş artışları engellemek için yasal düzenleme de yolda.
Kira uyuşmazlıklarında diğer formüller de masada.
Haksız kazanç sağlayanlara 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi planlanıyor.
İki yıla kadar olan suçlarda tutuklu yargılama yapılamazken, üç yılla haklarında soruşturma açılan fahiş kira artışına sebebiyet verenler, mahkemenin takdiri ile tutuklu da yargılanabilecekler.
Bu düzenlemeye ilişkin çalışmanın kısa süre içinde Meclis Başkanlığı'na sunulması bekleniyor.
Arabulucuya gidilmeden de dava süreci başlayamayacak.
Kazancın yolunu kiracısını mağdur etmekte bulan ev sahiplerinin değişik yollara başvurduğunu görüyoruz bazen.
Mesela kiracısını zehirleyen, evde huzursuz olsun diye duvarı kıranlar var.
Artık bunu enflasyonla ilişkilendirmek yanlış oluyor, bu insanlıktan çıkışın bir göstergesi!
Hapis yolu görününce cayarlar diye düşünüyorum.
Belki fırsatçıları durdurabilirsek biraz olsun rahatlarız.
Peki, ‘ekmek ne olacak?’ derseniz…
Hep beraber beklemekteyiz…