Gazapizm tartışması

29 Ekim günü kimse yerinde duramadı.

Sabah yapılan törenleri, akşam kutlamalar takip etti.

İzmir ve İstanbul’da havai fişek gösterilerine dronlar eşlik etti.

Gökyüzündeki şölen sosyal medyanın da gündeminde, herkes story paylaşıyor…

Gözümüz belki diğer büyük şehirlerde ama Bursa’da da durum farklı değildi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında düzenlediği etkinlikler, Tophane'deki Saat Kulesi önünde havai fişek gösterisi ile final yaptı.

On binlerce insanın toplanma noktası ise FSM Bulvarı’ydı, ben de oradaydım.

Sayıyı tabii ki veremeyiz ama azımsanamayacak kadar kalabalıktı.

Belki de son yılların rekoru kırıldı.

Havanın güzel olmasının etkisi muhakkak vardır.

İki konser birden olması coşkuyu katladı ve zamanda sarkmalar olmasına rağmen gece yarısına kadar kimse alanı terk etmedi.

Nilüfer Belediyesi’nin geleneği haline gelen 29 Ekim yürüyüşüne sadece Nilüferliler değil Bursa’nın pek çok noktasından insanlar akın ediyor hatta dün akşam başka şehirlerden gelenler de vardı.

İstiklal Marşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve 100. yıl için hazırlanan marşlar hep bir ağızdan söylendi.

‘Norm Ender’e ait ‘Parla’ya sıra geldiğinde sesler daha da yükseldi, çok beğenildiği belli!’

Gazapizm ve Teoman hayranları sahneyi daha iyi görebilmek için her imkânı zorladı.

Bir ara gayriihtiyari baktığım apartmanlarda balkonlar tamamen doluydu. Alanda da hoparlör taşıyan çelik kulelere tırmanarak hem kendilerini hem aşağıda duran insanları tehlikeye atanlar bulunuyordu.

Bunun dışında güvenliğe dair en ufak bir sorun yaşanmadı!

Zaten arama yapılmadan konser alanına kimse alınmadı.

Aksini iddia eden var mı, bilmiyorum.

Koreografiler için fosforlu bileklikler ve Türk Bayrakları dağıtıldı. Her şey organize edilmişti.

Gözlemlerime göre çok güzel bir kutlamaydı.

Ancak eleştiri mekanizması durur mu?

Hiç aklıma gelmeyecek sebepler üzerinden Nilüfer Belediyesi ve organizasyonda görevli olanlar şu anda topa tutuluyor.

Amacım herhangi bir kurumu, şahsı aklamak değil asla.

Diyorum ya, ben de oradaydım.

Eleştirilerin bazılarına yer vermek istiyorum burada:

“10/10 numara rezalet.

Yazara sonuna kadar katıldığım bir rezalettir.

Belediyelerin bu tarz etkinliklere davet ettiği kişileri seçerken özellikle dikkat etmesi gerekli.

Gazapizm nedir? Bursa'nın yetiştirdiği bir sürü yerel sanatçı var…”

Devamını merak edenler internette bulabilirler.

Bu arada Teoman için ‘yerel sanatçı olsaydı’ sitemi görmedim.

Gazapizm grubunu sevmek, dinlemek, şarkılarını bilmek zorunda değil hiç kimse.

Başka bir sanatçı seçilebilir miydi?

Belki.

Ama belediyeler arasında son dönemin en popüler isimlerini önemli günlerde sahneye çıkarma yarışı mevcut. Ve bu popüler isimleri araştırırsanız listenin üst sıralarında bu grubu görürsünüz.

Underground ve rock müzik gençler arasında hızla yayılıyor ve bunda yaşam şartları çok etkili.

İsyankâr, umutsuz, yaşamdan vazgeçmiş, yıkılmış, depresyonda şeklinde tanımlıyorlar kendilerini.

Bunu yansıtan şarkılara ilgi gösteriyor, ezberliyorlar.

Bu tarzın temsilcilerine de hayranlık duyarak toplumda kimlik kazanıyorlar.

Farkındaysanız kültüre dönüşmüş durumda.

‘Bu nedenle konsere nasıl ‘Gazapizm’ getirilebilir?’ diye tartışmadan önce ‘on binlerce gencin kendisini bu şekilde tanımlıyor olmasına ne yol açtı?’ bu soruya odaklanalım!

***

Benim de şikâyetçi olduğum şeyler var.

Mesela konser sırasında sahneyi görebilmek istiyorum.

Ama telefonlarıyla video çekenler nedeniyle hiçbir şey göremiyorum.

Canlı yayın yapanlardan, arkadaşını görüntülü arayarak şarkı dinletmeye çalışanların telefonlarından görüş açım tamamen kapanıyor.

Anı kaçırmak bu olsa gerek.

Üstelik bu sefer sınır daha da aşıldı ve yanımızda duranlar, ‘sohbet etmeseniz olur mu, kayıt alıyoruz’ dediler.

Yorumu size bırakıyorum!