Kendimizle çok meşgulüz!
Ekonominin yarattığı stres hepimizi körleştirdi.
Günleri devirirken; akşamları tek konuştuğumuz şey fiyatlar.
Tabii bir de ‘Kara Cuma’ dayatması var.
İhtiyacımız yokken bile alma güdüsüyle paçamız tutuştu.
Geçen bir hesaplama yaptık arkadaşlarla:
Sinema bileti 250 lira olmuş –daha uygun olanları elbette var, 3D olanlar için konuştuk.-
Tost makinesi ise bin lira.
4 kişi film izlemek yerine kalıcı bir ürün satın alabiliyoruz. O halde sosyal etkinlikleri rafa kaldırabiliriz.
Bu şekilde herkes benzer hesaplamalar yaparak geziyor mağazalarda.
Mal ve hizmetlerin ederi ciddi şekilde tartışılmalı, düzeltilmeli.
Ama nasıl?
Uygulanan politikalar 2025’te bize gün yüzü gösterecek mi yoksa daha mı kötüye gideceğiz henüz bilmiyoruz.
Eğer yetkililer Adam Smith’ın ‘Görünmez Elini’ bekliyorsa işimiz yaş!
-Adam Smith, kapitalizmin babası olarak kabul edilen bir iktisatçıdır ve ekonominin müdahale edilmeden, kendi kendisine dengeye geleceğini savunmaktadır. Buna da ‘görünmez el’ denmektedir.-
Biz bunlarla boğuşurken dünyada da değişik gelişmeler yaşanıyor.
Savaş ya da küresel iklim krizinden bahsetmiyorum.
Ekonomi ile başladım öyle de devam edeceğim bugün…
***
Liderlik yarışında ülkelerin belirli kriterleri mevcut; teknolojideki yatırımlar, ihracat-ithalat dengesi, pazarlara hâkim olma kabiliyeti vb.
Ve aklımıza hemen Japonya ile Çin geliyor.
Ancak son gelişmeler ışığında bazı değişiklikler olmuş; kaçırmışız hepsini.
Fütürist Ufuk Tarhan’ın sosyal medyada yaptığı paylaşım dikkatimi çekti, ben de sizlerle paylaşmak istedim.
İşte geleceğin yeni lider ülkesi:
Hindistan!
Hindistan 2025'te Japonya'yı geçecek, 4. olacak.
Tarhan’ın paylaşımında yer alan ifadeler şöyle:
“Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, Hindistan 2025 itibariyle Japonya'yı geride bırakarak dünyanın en büyük dördüncü hatta 2026’da üçüncü en büyük ekonomisi olabilir.
Teknoloji sektöründeki patlama, genç ve dinamik nüfus ve cesur ekonomik reformlar, özellikle bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki atılımlar, Hindistan'ın küresel arenadaki etkisini her geçen gün artırıyor.
Çin, 17,7 trilyon dolarlık GSYİH ile ikinci sırada yer alırken, Hindistan 3,5 trilyon dolarla beşinci sırada.
Hindistan son yıllarda yüzde 6-7 bandında büyürken, Çin'in büyüme oranları yüzde 4-5'e geriledi.
Bu durum, Hindistan'ın önümüzdeki yıllarda Çin'e daha da yaklaşabileceğini gösteriyor.
Hindistan, ‘stratejik özerklik’ ilkesini benimseyerek dış politikada dengeli bir yaklaşım sergiliyor.
ABD ile savunma ve ekonomi alanlarında güçlü bir iş birliği içindeyken, Rusya ile enerji ve askeri alanda yakın ilişkilerini sürdürüyor.
Çin ile ise ekonomik ilişkilerine rağmen sınır anlaşmazlıkları nedeniyle zaman zaman gerginlikler yaşanıyor.
Hindistan'ın bu yükselişi, küresel güç dengelerini yeniden şekillendirirken bu durum, yeni fırsatlar ve zorluklar da doğuruyor. İş dünyası ve politika yapıcılar, Hindistan'ın artan etkisini dikkate alarak stratejilerini yeniden gözden geçirmek durumunda…”
***
Bu yükselişin, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisini ve uluslararası ilişkileri derinden etkileyeceği öngörülüyor.
Son rakamlara göre Hindistan’ın nüfusu 1 milyar 457 milyon.
Hem ekonomik olarak hem de nüfus olarak üstün olmaları dünyada dengeleri nasıl değiştirecek dersiniz?
Tarhan gönderinin sonunda; “Geleceğin fırsatlarını değerlendirenler, eğitim, teknoloji, küresel denge ve milli menfaatlere odaklananlar arasından çıkacak.
Bu değişimin farkında olan ve stratejilerini buna göre şekillendirenler, küresel rekabette avantaj sağlayacak.
Fırsatları değerlendirmek sadece uyum sağlamak değil, rekabetin önünde yer almak için harekete geçmektir” ifadelerini kullanmış.
***
Belki de söylendiği gibi önümüzdeki yıl geride bıraktıklarımıza hiç benzemeyecek.
Bazı kahincilik oynayanlar; “Bugüne kadar olanlar sadece fragmandı” derken haklı mı çıkacaklar?
Biz ülke olarak çevremizdeki savaşlarla uğraşıyorken, göçler nedeniyle zor durumda kalırken Hindistan neler yapmış öyle…