Hava Durumu

Hangimiz Jet-Lag değiliz?

Yazının Giriş Tarihi: 15.12.2022 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2022 22:17

İstekler sınırsız, imkânlar kısıtlı!

Burada istekler kelimesine dikkat edelim, ihtiyaçtan bahsetmiyorum, yeni dünyanın sunduklarına; sahip olma çabasının altını çiziyorum.

Para az, onu kazanmak için emek çok, zaman yetersiz, yetişme çabası ise sonsuz!

Bir tatil günü var eğer çalışıyorsanız, bir işiniz varsa tabii. Yirmi dört saate neler sığdırmalısınız? Uyumak istersiniz aslında o gün ama tüm hafta zorla uyandığınız erken saatte, tatil günü alarm çalmadan kalkar, oturursunuz.

Aileyle aktivite, özlenilen ve şehir dışından gelen arkadaşla buluşmak, spor yapmak, film izlemek, kitap okumak, alışverişe gitmek…

Daha sayabiliriz ama hangilerini yapabiliriz?

Peki, bir işiniz yok ise ve işsizliğin stresiyle kıvranıyor zamanında uyuyamıyor ve sabah olunca yataktan ayrılmak istemiyorsanız.

Her iki senaryo için, ‘başka başka örnekler de oluşturulabilir’ ters giden şeyler var. Çeşitli zaman uyumsuzluklarının neden olduğu sosyal ve biyolojik saatimiz arasında meydana gelen farklılık, dengesizlik hâli. Buna: SOSYAL JET-LAG deniyor! Günün belirli bir saatinde daha aktif ve verimli olunurken belirli periyodunda fiziksel ve zihinsel işlevlerde yavaşlama oluyor. Bu ritmin dışarıdan zorlamalarla değiştirilmesi uyumsuzluk tablolarına neden oluyor. Bu arada kavrama da yabancı değiliz aslında. Farklı saat dilimindeki ülkelere yapılan uçak yolculuğu sonrasında çıkan jet-lag durumundan esinlenilmiş.

Zorunlu şekilde karşımıza gelen zaman sorunları, vardiyalı çalışma gibi unsurlarla ortaya çıkıyor. Herkesin tatil yaptığı gün çalışıyor olmak, çoğunluğun uyanık olduğu saatte uyuyup, standart sosyalleşme saat aralıklarında uykuda oluşumuz hepsi birer etken. Bu sosyal jet-lag yaşam kalitemizi epeyce etkiliyor. Ne kadar yorgun olursak olalım vücudumuzu peşimizden sürüklüyoruz çünkü hayattan geri kalmak asla istemiyoruz. Kaçan zaman geri gelmiyor o yüzden de fiziki yorgunluk ikinci plana atılıyor ve birikerek ileri dönemde önemli rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor.

Araştırırken karşılaştığım bazı ihtimaller şunlar; Tip-2 diyabet, obezite, kalp hastalıkları, uykusuzluğa bağlı hafıza ve idrak kaybı, el göz koordinasyonunun bozulması, bağışıklık sistemi, hormon salgıları ve vücut ısısı gibi yaşamsal alanlarda yaşanan sorunlar, yorgunluk ya da olumsuz ruh durumu!

Aslında zihnimden şu soru hep geçmiştir; bedenimiz saatin kaç olduğunu nereden biliyor?

Biliyor ve nasıl da şu anda uykuda olman lazımdı diyerek cezalandırıyor!

Bazı uzmanlara göre sosyal jet-lag kendisi bir rahatsızlık çeşidi. Bununla mücadele ise bireysel farkındalıkla mümkün olabiliyor. Önemli olan gün ışığından olabildiğince daha fazla faydalanabilmek! Uyku düzensizliğinin bir sonucu olarak meydana gelen jet-lag için uyku süresi gibi kalitesi de ön plana çıkıyor. Zihnin boşaltılması, kâbuslardan sıyrılması, tertemiz huzur dolu bir uyku!

Hastayken akşam belli bir saatten sonra ateş yükselmeye başlar. Sanki bilir, gardını düşürür ve insanı yatağa deviriverir.

Akıllı dediğimiz sistemlerin en başında insan vücudu geliyor tartışmasız. O halde işi kuralına göre oynamamız gerekiyor. Bir dengeyi yakalamak oldukça zor kabul ediyorum. Üstelik her şey bu kadar peşinden koşturduğumuz bir durumdayken. Ne zaman sabah oluyor, gün nasıl çabuk bitiyor ve tüm işler bitti huzurunu yaşayacakken yenisi yükleniyor.

Rahatsız edici olan dünyanın düzenine uyma zorunluluğumuz. İstediğimiz gibi yaşamak ne güzel olurdu, kulağa hoş geliyor öyle değil mi?

Maalesef elimizdeki olanaklara göre düzene uyması gereken bizleriz.

Halimiz yok, enerjimiz az. Bir sosyal jet-lag olmamız eksikti diyebilirsiniz, haklısınız da!

Son dönemde her durumun bir kavramı var. Olur duyarsınız, biri size böyle bir teşhis koymaya kalkar, fikriniz olsun istedim. Yoksa hangimiz sosyal jet-lag değiliz?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.