Hava Durumu

Japonya in, Türkiye out!

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2024 17:20

Hepimizin kâbusu, deprem!

Ancak korkmak, endişe etmek ve sarsıntı sırasında panik yapmak dışında başka bir çalışmamız yok.

Önlemek mümkün olmasa da güvenli yapı ve zemin ikilisini temin etme şansımız bulunuyor.

Bunun için gerekli zaman ise tükendi, ekonomisinden bahsetmiyorum bile.

Akıllanmamız için çok büyük felaketler yaşadık halbuki.

Tecrübelerin en korkuncu 6 Şubat tarihindeydi, onun da üzerinden neredeyse bir sene geçti.

Ne zaman aklımıza gelse, bilinçaltımıza süpürmeyi tercih ediyoruz.

Bir mucize olacak ve beklenen büyük Marmara depremi ihtimali ortadan kalkacak…

Neden olmasın?

***

Kendi yaşadıklarımızdan ders almadık, belki diğer ülkelerden alırız.

Japonya örneğini sunacağım bugün.

Yeni yıla yıkımla uyanan ülke bu sefer Japonya oldu.

Ishikawa eyaletinde 7.6 büyüklüğündeki deprem meydana geldi ve hemen peşinden tsunami alarmı verildi.

Bölgede bulunan bir nükleer enerji santralindeki su seviyesinin yaklaşık 3 metre yükseldiği bildirildi ve tedirginlik yarattı.

Santrale dışarıdan enerji sağlayan dönüştürücülerin borularının da hasar gördüğü ve bu durumun petrol sızıntısına yol açtığı kaydedildi.

Hasarın onarılması için çalışmalar sürüyor…

Bazı yerlerde zeminin, 4 metreden fazla yükseldiği ve 1 metreden fazla yanlara doğru hareket ettiği bildiriliyor.

Peki, can kaybı ve yıkımın boyutu ne oldu?

Tabii ki temennimiz dünyada hiçbir afette can kaybının olmaması.

Ancak kendi depremlerimizden yola çıkarak, Japonya için de ürkütücü bir bilanço çıkacağını düşünenler olmuştur.

Şu anda toplam can kaybı 84, yaralı sayısı 410 ve 79 kişiden haber alınamıyor.

Tahminler, can kaybının en fazla 100’e çıkacağını gösteriyor!

Hatırlatayım…

6 Şubat’ta olan ikinci depremin büyüklüğü de 7.6’ydı.

Ve tarihimizin en büyük kaybını yaşadık.

Tek bir ille sınırlı kalmadı yıkım, 11 şehre yayıldı.

Bugün hâlâ enkazdan çıkarılanlar ve kayıp insanlar var.

 

Demek ki onlar oyunu kuralına göre oynuyor ve halkını korumanın bir şekilde yolunu buluyor.

Zaten bunu bir sene boyunca tartıştık.

Herkesin yakından tanıdığı Yüksek Mimar ve Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori MORIWAKI ile de konuştuk.

Süreçte Türkiye’de seminerler vermeye, uyarılarda bulunmaya devam etti.

Japonya’daki depremi duyunca, bu defa ben de ‘geçmiş olsun’ dileklerimi iletmek için kendisini aradım.

Ve tabii ki Türkiye-Japonya kıyaslamasını sordum.

Aynı özellikli iki depremin sonuçları arasında uçurum var!

Bunu nasıl başardılar?

“Japonya halkı depremle yaşamaya alışkın” diyerek söze başlayan Yoshinori MORIWAKI; “Son yaşanılan 7.6’lık depremde 100 civarında ölü olması bekleniyor. 200’den fazla binada çökme var. Yıkım köy kesiminde olmuş. Tsunami nedeniyle kayıplar var. Bizim en büyük farkımız, projeler yüzde yüz ruhsatlı. Firmalarda hep ruhsat aranıyor. İnşaat yapılınca kontrol ediliyor. Tüm binalar için geçerli. Ama Türkiye’de sadece yönetmelik var. Bunun gereklilikleri ise yerine getirilmiyor. Ruhsat aramadan bina yapılıyor. Japonya’da yönetmelik değişimi 1981’de yapıldı. O tarihten beri depreme uygun yapılar inşa ediliyor. Türkiye’de 1999 depreminden sonra süreç başlamış ve 2001’den beri yönetmeliğe uygun yapılar oluşturulmuş. Buna rağmen kaçak yapılar konuşuluyor. Belediyenin, yapı denetimcilerin haberi yok binadan. Bazen de binalar sağlam ama zemin yanlış seçilmiş oluyor, yine çöküyor” ifadelerini kullandı.

Yıl 2024!

Maalesef yerelde ve ülke genelinde ‘kaçak yapılaşma’ başlığını kullanmaya devam ediyoruz.

Bunu neye bağlayacağız:

Cehalete mi, denetim yetersizliğine mi?

***

Türkiye-Japonya karşılaştırmalarında öne çıkanlardan biri de fay hatlarının konumları.

“Türkiye’de depremler karada gerçekleşiyor ancak Japonya’da okyanusun altında” deniyor ve ülkemizdeki yıkım buna bağlanıyor.

Yoshinori MORIWAKI bunun için şöyle açıklama yaptı:

“En güncel örnekten yola çıkalım. Kahramanmaraş’ta meydana gelen ikinci deprem ile Ishıkawa’daki deprem özellikleri ve büyüklüğü ile aynı. İkisi de karada oldu. ‘Türk deprem uzmanları, Japonya’da depremler hep denizde oluyor’ diyorlar. Ama böyle bir şey yok” dedi ve ekledi:

“Türkiye’de depremden sonra her yere gittim, seminerler verdim. Hep dedim ki, ‘Bina güvenli olmadıktan sonra yapılanlar hiçbir şey işe yaramaz.’ Japonya’da insanlar anaokulundan itibaren eğitiliyor. Burada ise, insanlar bilmedikleri için panik oluyorlar. Çocukların ilgisini çekmek, öğrenmelerini sağlamak adına bir ‘Manga’ hazırladık. Liselerin hazırlık sınıflarında okutulması adına da İngilizce’ye de çevirdik. Şimdi 2. kitabı hazırlıyorum. Oradaki evimi sattım ve ben de buraya yerleştim.

Japon deprem dede olarak sizinle birlikteyim…”

Durumun abartıldığını, farkındalığın hiçbir şey sağlamadığını düşünüyor olabilirsiniz.

Ama hep birlikte hazırlanırsak gelen afete, hasarın yüzde 70 azaltılabildiğini biliyor musunuz?

Şu anda hem zihniyet hem de tedbirler açısından üzülerek söylüyorum ki:

Japonya in, Türkiye out!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.