Dönem dönem çeşitli akımlara kapılıyoruz.
Sonra hiç hatırlamayacak şekilde vaz geçiyoruz.
Ancak uzun süredir modası geçmeyen Kore Kültürü gençler arasında hızla yayılıyor.
“Hatta belki buna Asya Etkisi de diyebiliriz.”
Saçların şekli, kıyafet tarzı, yiyecekler, atıştırmalıklar hatta kitaplar ve müzik bile.
Özellikle 12 yaşından 18’e kadar bu akım hükmünü sürüyor.
Bursa Görükle’de kafelerde çalışan öğrencilere dikkat edin en azından saçlarıyla ele verecekler kendilerini.
Taktıkları şapkaları görünce dizilerde belli karakterlere benzediklerini fark ediyorum.
‘Kitap oku diyen’ veliler çocuklarının elinde Japonca çizgi roman anlamına gelen Mangaları görüyorlar. Bununla yetinmeyen çocuklar Mangalara paralel olarak Animeleri izliyor.
Sonra bununla ilgili aralarında yorumlar yaptıkları sosyal medya grupları kuruyorlar.
Müzik desek…
K-POP, tüm gün kulaklarından çıkmayan kafa kulaklıklarında çalıp duruyor zaten.
Bu, Güney Kore kökenli bir pop müzik türü.
İnternetle, YouTube videoları, Instagram paylaşımlarıyla geniş kitlelere ulaşmış durumda.
Çoğumuz aslında buna yabancı değiliz. Bir döneme damgasını vuran herkesin dansını yapmak için uğraştığı ve yetenek yarışmalarına bununla katıldığı “Gangnam Style” şarkısını hatırlarsınız. Bu bir K-Pop ürünüydü.
Yayılmacı çeşit sadece bir müzik türü değil aslında bir alt kültür.
Gençlerin arasında bu şekilde yayılıyor olmasını sağlayan şey bu.
Tam olarak benliğini bulmaya çalışan, aidiyet duygusuyla kendisine bir yer arayan gençleri alıp sürüklüyor. Onlara bir temsiliyet sağlıyor.
Liseli bir öğrenciyle bunun hakkında konuşma fırsatım olmuştu.
Yüzünün bir Koreli’ye benzemesi için yaptıracağı estetikleri planlıyor ve on sekiz yaşında olmayı bekliyordu.
Ana derslerinin hepsi zayıf olmasına karşın Korece öğrenmeyi başarmıştı.
Biz okullarda gördüğümüz sonra kurslarına gittiğimiz İngilizce’yi hala konuşamıyoruz.
Gençler internetten ücretsiz eğitimlerle, izledikleri dizilerle Korece, Japonca öğreniyorlar ve oralar gidip yaşamak istiyorlar!
Estetik yaşını beklerken de makyajla zaten benzemek için ellerinden geleni yapıyor, onların kullandığı makyaj malzemelerinin markalarına ulaşmaya çalışıyorlar.
Bu iş başlarda kulağımıza sempatik geliyor olsa da bazılarında takıntı haline gelmiş durumda.
Haliyle ailelerde endişe duyuyor çünkü şarkılarda ne anlatılıyor, dizilerde neler var bilmiyorlar.
Ya da bilmediklerini sanıyorlar!
Çünkü bugün televizyonda her akşam bir başka diziyi takip eden bizler çoğunlukla Kore dizilerinin senaryolarının taklit edildiği konuları izliyoruz.
Bazılarında replikler, sahneler, kişilerin kıyafetleri bile aynı.
Benimsiyor, onlarla ağlıyor, onlarla gülüyoruz.
Bilinçaltımızı işgal eden bu senaryolar tek kalıba da sığmıyor üstelik. Romantik komedi, polisiye, dram, aşk hatta aile teması bile ithal!
***
Peki, tehlike nerede başlıyor?
K-Pop tarzı müziklerle ilgili çeşitli iddialar var.
Akım 12-18 yaş arasında etkili olurken, “cinsiyetsizliği” yaydığı düşünülüyor.
Bu türün grupları 3-5-7-13 kişili erkek veya kadın sanatçılardan oluşuyor.
Hatta sayıları daha da fazla olabiliyor.
Sahne showları, renkli değişik şekillerde saçları, albenili kıyafetleriyle aslında gerçek değilmiş gibi duruyorlar.
Bazen görüntüler hepsinin bilgisayarda kurgulanmış yapay insanlar olduğunu düşündürüyor.
Aile bağlarının zayıfladığı, çocukların yalnızlaştığı söyleniyor.
Bu tabii ki bilimsel olarak tespit edilmiş değil, bazı uzmanların gözlemlerine dayanıyor.
Çevremde ben de çok görüyorum, duyuyorum.
En büyük hata aslında gün içinde çocuklarıyla en çok vakit geçiren annelerde başlıyor.
“Ne olduğunu anlamıyorum tamamen bizden farklı” söylemiyle kendi haline bırakıyorlar çocukları.
Belki dinledikleri grupları tanımaya çalışsak, şarkıların anlamlarını irdelesek bu şekilde bir endişeye gerek kalmayacak.
Onlarla ortak dil bu kültürden geçiyor.
***
Tekrar altını çizmek istiyorum:
Avrupa’nın ya da Amerika’nın popüler kültür oluşturmada etkisi azalırken Asya etkisine girdik.
Burada incelenmesi, sorgulanması gereken şey bence bu olmalı.
Bunu nasıl başardılar?
Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı bölümünden Prof. Dr. Sırrı Göksel Türközü, “Devlet politikasıyla film, dizi ve müzik sektörünü geliştirdiler” diyor.
Dünyayı ele geçirmek için enerji kaynakları, teknoloji devleri ileri sürülüyor ama birileri işin sırrını çözmüşe benziyor.
Ortak bir alt kültüre tüm dünya gençliği bağlanıyor ve tek tip insan üretiliyor!