Size bir ev sahibi ve kiracısı arasında yaşanmış skandalı aktaracağım.
‘Ben ne kadar ücret talep ediyorsam, evimin değeri o’dur’ mantalitesi ile hareket eden ev sahiplerini ne yazık ki uygulanan kira artış sınırı dahi engelleyemiyor.
Yasal haklarından bahsederek konuya başlayan kiracıların ilk duyduğu cümle:
‘Derhal evimi boşalt’ olurken; klasik bahane ise ‘Almanya’dan oğlum gelecek, onu bu eve yerleştireceğim.’
Gerçekten alacakları kira bedeli ile yaşamını sürdürenler olduğu gibi bunu zenginleşmek için kullananlar da mevcut!
Suç mu, değil ama enflasyon oranına göre hesaplanmış zam miktarını katbekat aşmak ahlaksızlık!
Hiçbir yasak, kanuni düzenleme aç gözlülüğe engel olamazken, bugün aktaracağım gerçek olayla işin vahameti gözler önüne serilecek…
Parantez açayım:
Bursa Emlak Müşavirleri Esnaf Odası Başkanı Erdal Çelebi’ye danışarak vakayı işledim!

***
Göreve yeni başlayan bir polis memuru, evlendikten sonra ailesinin düğün hediyesi olarak bir yıllık kirasını karşıladığı daireye taşınıyor.
İkinci yıl için ev sahibi yine bir yıllık kirayı tek seferde talep ediyor.
-Başkan Çelebi:
“Mülke taşınırken, imzalanan kontrata bakılması gerek. Eğer sözleşmede böyle bir madde yoksa ev sahibinin böyle bir talep hakkı yok!”-
Müzakere sürecinden sonra 7 bin lira ile kapısı açılan daireye 17 bin isteniyor ve 6 aylık tutarı tek seferde ödeyebileceğini belirten kiracıyla yeniden el sıkışılıyor.
Yılın ortasında yine bir kriz çıkıyor; ev sahibi kalan 6 ay için kirayı 25 bin lira yaparken yine tek seferde ödenmesi için diretiyor.
-Başkan Çelebi:
“Yılın yarısında bu zammı yapmaya hakkı yok. Biz her iki taraf içinde sözleşmenin esaslarına uyulması gerektiğini vurguluyoruz. Elbette mülk sahibi kendi menkulünden elde edeceği kârı artırabilir ancak bunun kriterleri var. Tavsiyemiz iyi niyet kriterinin unutulmaması ve enflasyon artış oranının baz alınması!-
***
Ve olay çıkıyor, tartışma büyüyor.
Biraz önce bahsettiğimiz ‘iyi niyet’ rafa kalkıyor; ev sahibi emniyete gidiyor ve ‘kiracısının polis olduğunu, istediği zammı vermemek için kendisine silah doğrulttuğunu’ iddia ediyor.
Farkındaysanız, bu karşı tarafın meslekten ihracına kadar gidebilir!
Neyse ki tartışmanın yaşandığı yerde kameralar var ve görüntülerin izlenmesi sonucu olayın böyle gerçekleşmediği kanıtlanıyor.
Kulağımıza küpe olsun; ne zaman başımıza ne geleceği hiç belli değil. Bu tip durumlar için yaptıklarımızı, söylediklerimizi kanıtlayabilir olmalıyız.
-Başkan Çelebi:
“Ev sahibi yalan beyanda bulunmuş. Maalesef her iki taraf içinde konuşuyorum, iyi niyeti esas almayanlar çıkabiliyor. Devletin belirlediği zam sınırına uyanlar da uymayanlar da var. Bu yapılan zorbalıktır. Toplumun geneline bakınca istisnalar dışında mülk sahiplerinin çoğu yıllık enflasyon oranlarını baz alıyor. Ancak art niyetli olanlar kiracılarına baskı kuruyor, ezdirme politikası uyguluyor. Ev sahibi mahkemeye de başvursa kiracı evi boşaltmadığı sürece böyle bir hakkı yok! 5 yıllık süre zarfında kiracının hakları korunur ve tahliye talebi kanunen sınırlandırılır.-
Ek bilgi mevcut:
Eğer ev satılmışsa ve yeni mülk sahibi ‘evde kendisinin oturacağına dair’ ihtar çekmişse o zaman dava bir yıl içinde çözüme kavuşuyor.
***
Sonuç olarak polis memuru taşınıyor, dairenin yeni kira bedeli de 35 bin lira olarak ilan ediliyor!
Ben olayı dinlerken çileden çıktım.
Bir de yaşayanların halini düşünün…
Vaka hakkında görüşünü aldığım Başkan Erdal Çelebi’ye ilave olarak Bursa’nın en yüksek kira ortalamasına sahip 6. şehir olmasındaki sebepleri sordum.
-Ortalama kira bedeli sıralamasında birinci 36 bin 877 lira ile İstanbul iken altıncı sırada olan Bursa’da tutar 22 bin 550 lira.-
Başkan Çelebi:
“Güvenli sitelere talep çok arttı. Piyasanın darlığı, alternatifin olmayışı fiyatları yükseltiyor.
Başta Yıldırım olmak üzere Osmangazi ve Nilüfer’de hızlanan kentsel dönüşüm de mevcuttaki konutların kiralarının hızlı yükselmesine neden oluyor.
Ayrıca yatırımcılar gelir kaybına uğramamak için artışlarda bulunuyor.
3 ay önce kira rakamları düşmüştü.
Tayin dönemiyle kiralar fırladı. Bu aydan sonra stabil hale gelir ve o bantta gider. Ta ki Ramazan ayına kadar…”
***
Yine müjde veren, iç açan gündemimiz olmadı, olamadı.
Ama umudumuzu kaybetmiyor, danışmaya ve aktarmaya devam ediyoruz…