Enflasyon meslek grubu ayırt etmeksizin hepimizi etkiliyor.
Memur, işçi, emekli ve özel sektörde asgari ücretle ayakta durmaya çalışan tüm emekçileri sarsıyor, derin bir kaygıya sürüklüyor.
Market çalışanları gün aşırı raf etiketlerini değiştirirken, bizler ise kaybettiğimiz yaşam standardımıza hayıflanıyoruz.
Üstelik tek derdimiz yiyecek, içecek, kıyafet değil!
2023’ün sonuna hızla sürüklenirken ev sahipleri yeni dönem için kira zamlarına odaklanmış durumda.
Hükümet tarafından asgari ücrete, memur ve emekli maaşına yapılacak artışın oranı belli değilken, beklentisi bile yetiyor!
Bu tüm piyasayı şekillendiriyor.
Enflasyonun altında kalmayacak denilen maaş, ‘beklentiyle uygulanan zam’ karşısında yok olup gidiyor!
Bunları anlatmaya gerek de yok aslında.
Zaten cebindekini, harcamalarına denk getiremeyenler her şeyin farkındalar, ekonomiyi en iyi tüketici biliyor.
***
Son günlerde gündem olan 2024 maaş beklentilerine bir bakalım.
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, memur ve memur emeklilerinin ocak ayından itibaren alacağı maaşlarla ilgili açıklama yaptı.
Çalışmaların devam ettiğini belirten Bakan Işıkhan, “Bu grup için enflasyon hedeflemelerine göre Ocak 2024'te yapılacak artış yaklaşık yüzde 50'ye yaklaşacaktır. En düşük devlet memuru maaşı 22 bin 17 liradan yaklaşık olarak 33 bin lira seviyelerine çıkacaktır" ifadelerini kullandı.
Bakan Işıkhan, emekli maaşıyla ilgili de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği talimat doğrultusunda çalışmaların sürdüğünü kaydederek, "Çalışma tamamlandığında Cumhurbaşkanımıza sunulacaktır. İktidarımız boyunca emeklilerimizi, işçilerimizi, memurlarımızı enflasyona ezdirmedik. Bundan sonra da aynı anlayışla devam edeceğiz" dedi.
Tabii ki bu memur cephesinde yaşanan gelişmeye endekslenen ev sahipleri ve esnaf kolları sıvadı.
Sanki nüfusun hepsi kamu çalışanıymış gibi…
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın verilerine bakıldığında Mart 2023 itibariyle kamuda istihdam edilenlerin sayısı 5 milyon civarında.
Özel sektörde yani sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ise; 2023 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 arttı ve 14 milyon 625 bin 242 kişi oldu.
O halde piyasanın kriter olarak asgari ücreti baz alması gerekmez mi?
İşverenin korkulu rüyası asgari ücretin belirlenme zamanı ve o da yaklaşıyor.
Bunun için öngörülen rakamlar için ise şöyle bir açıklama geldi:
T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen gün katıldığı bir programda artık maaş zamlarının enflasyon beklentisine göre yapılacağını söyledi.
Bakan Şimşek, hedef enflasyona göre yapılacak zamlarla memur, işçi ve emeklilerin enflasyona ezdirilmeyeceğini yineledi.
2023 Ocak ayında 8 bin 507 TL seviyesinde olan asgari ücrete 2 bin 895 lira zam gelmiş ve maaş 11 bin 402 liraya çıkarılmıştı.
Orta Vadeli Program’da yer alan yıl sonu enflasyon tahminlerine göre asgari ücretin 15 bin 707 TL olacağı bildiriliyor.
Memur zammı kadar bir maaş zammı olması durumunda ise asgari ücretin 17 bin 41 lira olacağı belirtiliyor.
***
Özel sektör için en büyük eleştiri; asgari ücretin genel ücret oluşu.
Üniversite, lise ya da ilkokul mezunu olunması artık hiçbir şey ifade etmiyor.
Ayrım kalktı.
Eğitimli ve tecrübeli insanlar da asgari ücret alıyorlar.
Hükümetin buna da müdahale etmesi gerekiyor.
En başında belirttiğim gibi her iki grup da geçinemiyor ama kamu ile özel arasındaki bu ücret adaletsizliği gittikçe rahatsızlık uyandırmaya başladı.
Toplumun diktesi, Memur Cumhuriyeti yarattı.
Ancak kamu çalışanı olmamak yalnızca KPSS’yi kazanamamanın bir sonucu değildir.
Bir tercih meselesidir!
Hemen bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Türk-İş'in hesaplamasına göre, şu anda açlık sınırı 12 bin 198 TL, yoksulluk sınırı 39 bin 733,03 TL.
Yani memurum diye sevinmeyin, ücretli çalışanım diye yerinmeyin…