Togg Teknoloji Kampüsü’nün açılış töreninden bu yana en büyük hayalim fabrikayı gezebilmekti.
Çünkü ‘araçlar İtalya’dan geliyor’ iddialarına karşı üretimi görmek istiyordum.
Marka olma sürecinde her şeyin sır gibi saklandığı Togg nihayet kapılarını yerel basına açtı ve cuma günü Togg CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş’ın bizlere eşlik ettiği kampüs turu düzenlendi.
Daha sürecin en başında CEO Karakaş, “Aslında bu bir araba değil ve yapıldığı yer de alışık olduğumuz bir fabrika değil. Togg akıllı bir cihaz, üretildiği yer de bir kampüs” açıklamasıyla farklılığı vurgulamıştı.
Zaten her seferinde aracın özelliklerini anlatırken buna dikkat çekiyoruz biz de. Alışılan otomobil çizgisinin dışında, dört tekerlekli bir bilgisayar olduğunu, içini yaşam alanına dönüştürmek adına tüm özelliklerin düşünüldüğünü, telefonda kullandığımız aplikasyonları araç içi ekrana yansıtarak istediğimiz gibi kişiselleştirebileceğimizi aktarmıştık!
Bugün sıra fabrikayı anlatmakta.
Merak edenler için hemen ayrıntılara geçiyorum…
***
Üretimin her aşamasını görmek heyecan vericiydi!
Kampüs dört ana binadan oluşuyor, her birim cam bölmelerle birbirine bağlanıyor. Ferah, alıştığımız fabrika görüntüsünün çok dışında, teknolojinin hayatla iç içe geçtiği bir üretim yeri.
Tur sırasında verilen kulaklıklarla bölümlerin yetkili kişilerinden bilgileri dinleyerek fabrikada ilerledik. Boyahane dışında araçlardan inmeyerek ağırlıklı makinelerin çalıştığı alanlardan geçtik. Çok fazla teknik bilgi aktarıldı elbette. Ama benim için önemli olan yalın üretimin hakkının verilmiş olmasıydı. Araçlar banttan hiç inmeden kaba iskelet halinden boyanana kadar ilerliyor. Boyahane bölümünde sıfır atıkla işlemler yapılıyor. En son kontrol yapılıyor ve test sürüşü pistine geçiliyor. Engebeli zeminlerin oluşturulduğu alanda araçların son hali denetleniyor.
En etkileyici olan ise; üretimde insan sayısının azlığı!
Cobotların 'kolaboratif robot' bu kadar etkin olduğu bir alanı görmek gelecek hakkında her şeyi gözler önüne seriyor.
Makineler taşıma, kaldırma, birleştirme, kaynak, boyama gibi pek çok işlemi gerçekleştirirken, çalışanlara bu akışı yönetmek kalıyor.
Kontrol ediyor, yönlendiriyor ve denetliyorlar.
Gürültüsüz, temiz, güvenli bir ortam.
Bazı noktalarda benimsenen felsefenin izleri bulunuyor. Panolarda büyük puntolarla şunlar yazıyor:
“Hatayı kabul etme, hatalı üretme, hatayı sevk etme – Do not accept make and pass a defect”
“Risk alma, önlem al – Don’t take risks, take precautions”
Yani kampüs, yalın üretim ve onun tüm araçları ‘tam zamanında üretim, sıfır hata, Deming döngüsü, kalite çemberleri, PUKO, makineler/atölyeler arası senkronizasyon’ var diye bağırıyor!
Bir parantez açıp belirteyim yalın üretim; yapısında hiçbir gereksiz unsur taşımayan, hata, maliyet, stok, işçilik, geliştirme süreci, üretim alanı, fire, müşteri memnuniyetsizliği gibi unsurların en aza indirildiği üretim sistemidir.
Bence üniversite öğrencileri için canlı bir deney alanı.
Sanki tüm o okuduğumuz kuramlar fabrikaya düzenli olarak yerleştirilmiş.
Togg’un kendisinden ve üretimin varlığından bile daha etkileyiciydi bu.
Çünkü olması gereken, ders kitaplarına konu olan, idealize edilen dünya gerçekleşmiş haliyle tam karşımızda.
Ülkemiz sanayisine örnek olmasını temenni ediyorum.
İş ve işçi sağlığı, güvenliği üst düzeyde.
Çalışanların standartları da çok yüksek. İmkân olsaydı keşke onlarla da birebir görüşebilseydik.
Ayrıca fabrikada kadın çalışan sayısının fazlalığı da dikkat çekici.
Togg’da 2660’ı aşkın personel var.
Toplam çalışanların yüzde 26’sı kadın ve bu oranın yüzde 30’a çıkarılması hedefleniyor.
***
Tabii ki bu gezinin sonunda bir sunum ve soru-cevap kısmı da yapıldı.
Togg CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş sunumunda Togg’un fikir aşamasından son safhasına kadar ayrıntılı bilgiler aktardı.
Dünyada bazı değişimler var. Dönüşümlerin yaşandığı sektörlerden biri de otomotiv diyerek söze başlayan Karakaş, kullanıcıların hayattaki beklentilerinin değiştiğine değindi ve “Her yanımız akıllı cihazlarla dolu. Akıllı bir yaşamın parçalarını birleştiriyor” dedi.
Dijitalleşme hızlı yatırım gerektiriyor. Bu da değişimi tetikliyor.
Bunun için sektörde oyuncu değil oyun kurucu olmak şart!
Togg yeni bir marka diyen Karakaş, “Yeni nesil araçlarda teknolojiye hâkim olanlar ve geliştirebilenler önümüzdeki dönemde oyunun kuralını değiştirecek olanlar. Dünyada en başarılı akıllı cihaz üreticilerine bakınca cevap onlar değil. Yüz senedir yaptıklarının dışına çıkmak onlar için kolay değil. Bizim avantajımız kuruluştan beri yenilik içinde olmak. Anadolu’da doğmuş büyümüş insanların diğer ülkelere göre büyük özellikleri var. Doğunun misafirperverliği, esnek yaklaşımını görüyoruz. Birlikte yaşamayı biliyoruz. Batıya dönünce sanayileşme var. Yeni teknoloji şirketlerinin ikisini birleştirmeleri gerek. İki dünyayı birleştiren, kullanıcıyı merkeze alan bir yapı bizde var. Kullanıcıyı anlayabilmek için DNA’ da bu özelliklerin olması lazım” ifadelerini kullandı.
Çok tartışma yaratan, siyasete konu olan ‘milli ve yerli olma’ konusuna da açıklık getirdi. Karakaş, “Bir şirketin her şeyini yapacağı devir kapandı yeni nesil dünyada teknoloji bir şirkette değil” dedi ve “Togg milli bir proje. Fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait olan ve bu bakış açısıyla da doğal olarak yüzde 100 yerli bir proje. Günümüzde yerliliği kullandığınız parça sayıları değil, mülkiyet hakları belirliyor! Kullanılan parçaların yerli olma oranı ise yüzde 51’ e karşılık geliyor. Togg’un hedefi gelecek üç yıl içinde yüzde 68’lik bir yerlilik oranına ulaşmak!” açıklamasıyla tartışmalara son noktayı koydu.
Elbette aracın hızı, gücü, üretim miktarı gibi kamuda çokça dile getirilenler de konuşuldu.
Ama benim merak ettiğim ilerleyen süreçte Togg Kampüsü’nün karanlık fabrikaya dönüşüp, dönüşmeyeceğiydi.
Hedefin bu olmadığı belirtilse de gövde üretiminde yüzde 90 otomasyon var. Boyahanede yüzde 70’lik bölüm karanlık. Togg’un önde olduğu nokta kullanıcı odaklı olma ve sürdürülebilirlik.
Karanlık fabrikaya evrilme iddiaları yok ama gelecekten kaçmak mümkün değil!
Sunum ve soru-cevap kısmından sonra test sürüşü imkânı sunuldu.
Sanıyorum Togg turunda herkesin en çok beklediği an buydu. Kullanıcı olmak yerine yolcu olmak bence daha keyifliydi. Konforuna, kullanım kolaylığına, hızına ve fren sistemine diyecek yok.
Tabii alamadığımız gerçeğine bir motto ile teselli buluyoruz:
İllaki bir Togg’a a sahip olmanız gerekmiyor, deneyime sahip olabilirsiniz!
***
Unutmadan, sosyal medyadan paylaştığım fotoğraflara ısrarla ‘üretim yok, hazır Togg’ları paylaşıyorsunuz’ yazanlar var. Kabul edersiniz ki tüm aşamaları tek tek fotoğraf karesine sığdırmamız mümkün değil.
Fabrika gezisi boyunca çok sayıda video çekimi yaptık.
Ancak sanıyorum hâlâ muhalefet olmayı yapılan iyi şeyleri de eleştirmek olarak düşünenler var.
Bu durumda zaten yazdıklarımızın, paylaştıklarımızın bir önemi kalmıyor.
Siyasetten arındırılmış bir gerçeklikle:
Togg şahane!