MINDY’e dönüşmek

İnsanlık uzun bir yolculuğa devam ediyor.

Sürekli değişiyor, gelişiyor.

Yaşadığımız ortam farklılaşıyor. Tüm bu koşulların içinde sadece sosyo-kültürel, psikolojik, ekonomik dönüşümler olmuyor, fiziksel yapımız da baştan kodlanıyor.

Transhümanizmden bahsederken çok daha başka bir şekilde ele alındı insan bedeni.

Aslında kendimizden bunu biliyor, hissediyoruz. Hastanelerde en çok gidilen son dönemde ortopedi ve travmatoloji doktorları. Etrafımızda boynum, kolum, bacağım ağrıyor diye sızlananları görmeye alıştık, hatta eğer böyle bir şikâyeti olmayan varsa hayretle bakıp, kutluyoruz!

Teknoloji ve sandalyeye bağlı çalışma hayatı omurgamızın kan ağlamasına neden oldu.

Güne telefona bakarak başlıyor, son kez Instagram’da beğeni yaparak uyuyoruz.

Beyaz yaka zaten hep masa başında. Eskiden üretimde çalışanların uğradıkları iş kazaları daha çokken, artık masa başında çalışanların omurga problemleri ön plana çıkıyor. Bu meslek hastalığı kategorisinde özel incelenmesi gereken bir alan.

Çocuklar hele tüm aktivitelerini ekranda gerçekleştiriyor; ders, oyun, sosyalleşme. Üstelik çok iyi bir şey yapıyor gibi ilan ederek son çıkan teknolojik aletlerin modellerini alıyor, çocuklara hediye ediyoruz.

O nedenle bunlardan yola çıkarak yeni bir anatomi çalışması yapıldı ve insanların 2100 yılında neye benzeyecekleri paylaşıldı. Sosyal medyada epeyce gündem oldu. İnternete bakmaktan şekil değiştiren vücudumuzu gururla gene internetten paylaştık. Herkes birbirine gönderdi, güldü, eğlendi.

Ama neden olmasın ki! Hazırlık aşamasındayız tasvir edilen bedenin.

Modern teknolojinin insan vücudu üzerindeki etkileri birçok bilim insanı için hayranlık konusu oldu.  Ellerde uyuşukluk ve göz yorgunluğundan "teknoloji boynu" olarak bilinen duruma kadar, ileri teknoloji kullanımının olumsuz etkileri belgelendi. Bu bilimsel tahminlerin bazılarına dayanarak gelecekteki bir insanın 3D modeli yaratıldı, adı da “MINDY” oldu!

"Mindy" olarak adlandırılan 2100 insanı; ofiste bir bilgisayar monitörünün önünde saatlerce oturması ve telefona bakmak için boynunu çekmesi nedeniyle bir sırt ağrısına sahip.

Boyun kasları da monitör kullanımından kaynaklanan zayıf duruş nedeniyle oluşan hasarı engellemek için büyüyor. Beyni yayılan radyofrekans ve radyasyondan korumaya yardımcı olmak için; kafatası da kalınlaşıyor. Bazıları bu durumun ciddi sağlık etkileri olabileceğini düşünüyor. Tüm bunlar olurken maalesef beyin de küçülüyor. Sürekli elin içinde telefonu tutup tek elle gönderi, beğeni yapmaktan parmaklar uzuyor ve eller pençeleşiyor. Dirsekler doksan derece bükülüyor. İnsanların zamanla evrimleştiği ve bazı organlarının ortadan kalktığını söyleyen bilim insanlarına bir müjde geliyor. Ve kaybolduğunu söyledikleri ikinci kat göz kapakları geri geliyor. Teknoloji cihazlarından yayılan aşırı ışığı filtrelemek için oluşacağına inanılıyor.

Şu anda bu ışıklardan korunmak için özel filtreli gözlükler var. İşe yarayıp yaramadığı tartışılır. Ama gözlerimizin hızla bozulduğu da bir gerçek. Toledo Üniversitesi'nden Kasun Ratnayake, bu radikal evrimsel gelişimin gözlerimizin maruz kaldığı zararlı ışık miktarını sınırlayabileceğini öne sürüyor. "İnsanlar aşırı ışığa maruz kalmayı önlemek için daha büyük bir iç kapak geliştirebilirler veya göz merceği yeşil, sarı, kırmızı gibi diğer yüksek dalga boylu ışıkları değil gelen mavi ışığı engelleyecek şekilde evrimsel olarak gelişebilir" diyor.

Görüntü çok korkunç, inanılacak gibi değil ve rahatsız edici. Yavaş yavaş buna benzeme ihtimalimiz var mı bilmiyorum!

Ancak boynumuzun vuran ağrısı ve buna rağmen sosyal medyaya bakma hevesimizin sonuçları ağır olacağa benziyor.

Ne dersiniz, siz de benim gibi kendinizde Mindy’e dönüşme potansiyeli seziyor musunuz?