Hava Durumu

Müsilaj: Sonun başlangıcı…

Yazının Giriş Tarihi: 16.01.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.01.2025 00:05

Hiçbir şeyin dönüşü yokmuş gibi bir his var içimde.

‘Dünyanın sonu’ konseptli filmlerde o meşhur sonun bir başlangıcı vardır;

Yangınlar artar, iklim krizi sertleşir, içme suyu bulunamaz, tarım arazilerini toz kaplar, insanlar ağır hastalıklarla mücadele eder ve sonunda yaşanılabilecek yeni bir gezegen bulunur.

Tabii başka bir dünya ihtimali şu anda sadece senaryolarda yer alıyor!

Şimdi başımıza gelenleri benzer sahnelerle özdeşleştiriyorum.

Dünyanın dört bir köşesinde anormallikler hâkim.

Yanardağlar püskürüyor, yeni salgının başladığı iddia ediliyor, Amerika’daki yangın da sönmüyor.

Düşününce…

Ülkemizde güvendeyiz.

Tabii şimdilik…

Kapımızda bekleyen depremi ve buna karşın bir türlü başlayamayan kentsel dönüşümü,

Sanayinin kirlettiği havayı,

Yeraltı sularının yok oluşunu ve peşinden oluşan obrukları,

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin dört bir yanının kirlendiğini saymazsak!

***

Bursa için Nilüfer Çayı’nın hâli gündemden düşmezken; son açıklamalarda Marmara’daki müsilaja dikkat çekildi.

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi'nde tekrar görülmeye başlanan müsilaj tehdidini vurguladı.

Gemlik Körfezi'nde incelemelerde bulunan Başkan Bozbey, atık yönetimi konusunda ciddi bir strateji geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi!

Geçtiğimiz yaz nispeten daha temiz olan Marmara’nın akıbeti bu sezon nasıl olacak belli değil?

Havanın ısınmasına daha vakit var ama denizin yüzeyi tabakayla kaplanmaya başlamış durumda.

Evsel atıklar ve sanayi atıkları nedeniyle Marmara Denizi'ndeki ekolojik dengenin ciddi şekilde bozulmuş durumda olduğunu bir kez daha ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, tüm kurumların da üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerektiğini, Gemlik Körfezi’nde gerçekleştirdiği incelemeler sırasında hatırlattı ve

“Bilim insanları, acil tedbirler alınmazsa 25 yıl içerisinde Marmara Denizi'nde canlı yaşamının neredeyse tamamen yok olacağını belirtiyor. Bu yüzden önlemler alınmalı. Bu ciddi tehdit, sadece denizimizin ekosistemini değil, aynı zamanda bölgesel ekonomimizi ve insan sağlığını da tehlikeye atıyor. Bu sorunun önüne geçebilmek için, deniz kirliliğiyle mücadelede etkin ve kapsamlı bir yaklaşım sergilenmeli, atık yönetimi konusunda güçlü bir strateji geliştirilmelidir” dedi.

Bilim insanları uyarıyor, vatandaş söyleniyor, basın zaten hep teyakkuzda.

Ancak olumlu bir gelişmeyle henüz karşılaşamadık!

Bu nedenle sonun başlangıcında olduğumuzu düşünüyorum.

Günleri, ayları hatta yılları sorunların tespiti ile harcarken belki de yetkililer yapılması gerekenleri bilemiyor, o ilk adımı atamıyor.

Topyekûn kabullenişe geçmek gerekli, ya sizce?

***

Başkan Bozbey, Marmara Belediyeler Birliği’nin bu krize karşı hızlı ve etkin adımlar atmak için derhal harekete geçtiğini belirtti:

“Müsilaj konusunu, halk sağlığı ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından da ele aldık. Bilim insanları, belediye yetkilileri, bakanlıklar ve ilgili paydaşlarla birlikte güçlü bir iş birliği süreci başlattık. Marmara Denizi Eylem Planı, 2021 yılının haziran ayında 22 madde olarak ilan edildi ve bu eylem planı Marmara Denizi’ne ilişkin neredeyse tüm başlıkları kapsıyor. Marmara Belediyeler Birliği olarak, bu kararlı ruhu hiçbir şekilde kaybetmeden aynı ciddiyetle çalışmayı sürdürüyoruz.”

Konu başlığı her ne olursa olsun yasalarla, kanunlarla ilgili bir sıkıntımız yok.

Sorun uygulanabilirlikte…

2021 yılında 22 madde ile ilan edilen eylem planı ne kadar dikkate alındı?

Buna odaklanmak gerek ve işe yaramıyorsa güncellenmesi de şart.

Tabii ki bu görev belediyelerin sırtına yüklenmemeli.

Daha önce de dediğimiz gibi süreçler iş birliği gerektiriyor.

Başkan Bozbey de benzer ifadelerle:

“Unutmayalım Marmara Denizi uzun yıllara dayanan bir kirlilik yükü ile karşı karşıya. Merkezi yönetim, belediyeler, özel sektör, akademi ve sivil toplum el ele vermeliyiz. Merkezi yönetim yer tahsisi ve finansman konusunda kolaylık sağlamalı. Yerel yönetimler ileri biyolojik arıtma tesislerini bir an önce kurarak kentsel kirlilik yükünü kesmeli. Özel sektör ise endüstriyel atıksularını Marmara Denizi’nin hassas yapısını dikkate alarak ilgili standartlara uygun bir şekilde arıtmalı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da mevcut denetim programını sıkılaştırarak, belediyeleri de denetim operasyonlarında etkili bir paydaş olarak görmeli” dedi.

Ama toplum sağlığını ve doğanın geleceğini siyasi ranta kurban edeli epeyce oldu…

Bundan sonra yapabileceklerimiz sadece farkındalık yaratmakla sınırlı; zira doğa elini eteğini çekti insanoğlunun akıllanmasını beklemekten de vazgeçti!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.