Okullar mikrop yuvası olmasın!

“Maske, mesafe ve hijyen” kuralı yazın gelmesi ve yasakların kalkmasıyla unutuldu.

Koronanın etkisini kaybetmesi ile eski normalimize geri döndük.

Ancak hayatımızda tek var olan virüs bu değildi. Diğer hastalıkları bir süreliğine göz ardı etsek bile sonbahar kapıda ve okullar açılmak üzere…

Hava değişimi ve çocukların kalabalık ortamlara girmeye başlaması ile grip gibi hastalıklarda yayılmaya başlayabilir. Üstelik kışa doğru pandeminin yeniden başlama ihtimalinden ve yeni mutasyona uğramış virüslerden bahsediliyor. Durum böyleyken bazı veliler endişeli, çocuklarını nasıl koruyacaklarını düşünüyorlar.

Peki, öğrencilerin sağlığı için nelere dikkat etmek gerekiyor?

Her ne kadar bu konuda fikrimiz olsa da, her alanda olduğu gibi bunu da işin uzmanından öğrenmek gerek.

Bursa Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Enfeksiyon Uzmanı Dr. Ahmet Özkul “Çocuklarımız en kıymetlimiz, onların sağlığı için çok dikkatli olmalıyız” diyor. Pandemi döneminde çocuklar uzaktan eğitime geçtiler, okula gidemedikleri bir dönem yaşandı. Yüz yüze eğitimde birinci dereceden koruma gerekiyor. Özkul: “Biz sağlıkçılar olarak çalıştığımız sağlık ortamlarında maskeli duruşumuza devam ediyoruz. Maske takılması gerekiyor çünkü tamamen virüs ortadan kalkmadı!”

Bu sayede hem kendilerini koruyacaklar, hem de kendilerinde olan virüslerden çevredeki kişileri koruyacaklar diyen enfeksiyon uzmanı Özkul, bulaşın en aza inmesi için maskenin önemine vurgu yapıyor.

Ayrıca temizlik de çok önemli. Sadece korona için değil, genel sağlık için de, özellikle çocuklarda.

Ellerin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Okulların açılmasıyla birlikte sadece küçük yaştakiler değil, büyükler de etrafa ellerini değdirdikten sonra yüzlerine ve burunlarına dokunabiliyorlar. Bu da enfeksiyonlara davetiye çıkarıyor.

Diğer önemli nokta; aşılar. Genel sağlık için çocukların tüm aşılarının yaptırılmış olması gerekiyor.

Son yıllarda salgın hastalıklar için çocuğuna aşı yaptırmama akımına kapılan aileler var. Aşıların içerisinde olan maddeler tartışılıyor. Çocukların hastalıklardan korunması için üçlü aşılar gibi diğer aşılar da mutlaka yaptırılmalı diyen Ahmet Özkul; “devletin, sağlık sisteminin, aile hekimlerinin söylediği enfeksiyon hastalıkları için gerekli olanlar muhakkak yapılmalı” diyor. Bu algıya sebep olanın konu hakkında bilgisi olsun, olmasın açıklama yapanlar olduğunu söylüyor. Her gün televizyon ve sosyal medyada buna benzer açıklamaları görüyoruz zaten. Sağlıkçılar uyarıyor, özellikle sağlık başlığında açıklama yapacak kişilerin uzman olması, belli bir bilgi alt yapılarının olması lazım! Doktor bir rapor yazdığı zaman kişinin odaklanması gereken ana konu iyileşmek olmalı ama insanlar en olmadık yere takılıp, yan etkisi varmış diye verilenleri uygulamıyor. Bu durumun daha kötüleşmesine neden olabiliyor. “Aşıda, ilaçlarda şu mu var, bu mu var?” odaklanılması gereken asıl şey değil. Bunun için örnek veren Ahmet Özkul: “Çocuk felci aşısını yaptırmadığı için çocuğu hastalananları görünce içim parçalanıyor! Her ilacın yan etkisi olabilir. Doktorlar bunların fayda ve zararlarını karşılaştırır, dengeler. Faydası daha fazla ki hekim bunu vermiş. Lütfen güvenin ve uzman olmayan kişilerin dediklerine itibar etmeyin.”

Toplumda sağlık için bile ekoller oluştu, gruplar çıktı; maske takılsın takılmasın, aşı yapılsın yapılmasın. Üstelik konu kendi sağlığımız, canımız. Şüphecilik tarihe karışan kızamık salgınını bile son zamanlarda yeniden gündeme taşımıştı. Kronik hastalıkları olanlar, riskli yaş grupları, kalabalıklar arasında çalışmak zorunda olanlar var.

O yüzden hastanelerde maskeye önem veriliyor, Hayat Hastanesi’nde de kapıda hastalara maske dağıtılıyor.

Eğitim kurumlarında durum nasıl olacak henüz belirsiz.

Herkes dikkat etmeli, eskisinden daha da çok!

Önlemler alınsın ki okullar mikrop yuvasına dönmesin!