Hava Durumu

Ölçemediğimizi yönetemeyiz

Yazının Giriş Tarihi: 18.02.2023 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.02.2023 16:42

Deprem Bölgesi olarak ilan edilen il sayısı Elazığ’ın da eklenmesiyle 11 oldu.

Arama-kurtarma çalışmaları ikinci haftaya girerken de sürüyor.

Ancak hoşumuza gitmese, içimize sinmese de “Hayat kaldığı yerden devam ediyor.”

En başından beri dile getirdiğimiz sorunların başında sağlık ve eğitim var.

Tekrar belirteyim, bölgeye gönderilen seyyar duş ve tuvalet sayısı yeterli değil. Salgın hastalıkların önüne geçilmeye çalışılıyor.

Bölgeye giden gönüllü doktor ve eczacılar müdahale etmeye devam ediyor, kurulan seyyar eczaneler ile gerekli ilaçlar dağıtılıyor hatta üniversitelerin sağlam olan sınıfları da bu doğrultuda ilaç deposuna çevrilmiş durumda.

***

Diğer sorun eğitim ise, çok tartışılıyor, yazılıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor.

Depremzedelere, orada bulunan okullara, üniversitelere sadece televizyon ekranlarından bakıyoruz.

‘Gerçekler başka’ diyenlerin görüşlerini de almak gerekiyor.

Afeti yaşamış bir akademisyen ile görüşebildim ve oturduğu yerden ‘Okulları hemen açın!’ diyenlere karşı farklı bir bakış açısı sundu bizlere:

Ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz. Bu bir kuraldır. Biz bunu atladık.

Elimizde henüz sağlıklı bir veri yok.

Yalnızca ölü-yaralı sayısı ve yıkılan-hasarlı bina sayısı var. 

Ancak okulların, kampüslerin durumu net değil. Kaç üniversite öğrencisi, akademisyeni, idari personeli kaybettik ya da hala enkaz altında o da belli değil.

***

Şimdi bir hesap yapalım.

11 ilde toplam 18 üniversite bulunuyor!

Gaziantep’te 4, Kahramanmaraş’ta 2, Hatay’da 2, Malatya’da 2, Adıyaman’da 1, Osmaniye’de 1, Adana’da 2, Diyarbakır’da 1, Kilis’te 1, Şanlıurfa’da 1, Elazığ’da 1 üniversite, dağılım bu şekilde.

İçlerinden bazılarını seçip, bakalım.

Şehrin yaklaşık yüzde 80 oranında yıkıldığı belirtilen Hatay’da, Mustafa Kemal Atatürk Üniversitesi’nde 13 fakülte ve Antakya Devlet Konservatuvarı dâhil olmak üzere 25 bin, İskenderun Teknik Üniversitesi’nde ise 13 bin 686 kayıtlı öğrenci olduğu bilgisi var.

Türkiye’nin en kalabalık 8’inci şehri olan Gaziantep’te ise 4 üniversitede yaklaşık 60 bin öğrenci bulunuyor. Kentte bulunan öğrenci sayısının nüfusa oranı yaklaşık yüzde 4 olarak hesaplanmış. Gaziantep Üniversitesi 38 bin öğrenci, bin 490 öğretim üyesi ve bin 290 akademik personeliyle en büyük olanı. Bu şehirler diğer illere öğrenci gönderiyor ve oralardan da öğrenci alıyor.

Bağımsız, kendi içinde kalan bir sistemden bahsetmiyoruz!

Bu örneklerden yola çıkarak bir tablo oluşturmaya çalışalım.

Bölgede sadece üniversitelerde yaklaşık 300 bin öğrenci, 15 bin akademisyen mevcut!

İlk ve ortaöğretim de ise 4 milyon öğrenci okuyor ve 200 bin öğretmen görev alıyor.

Verilere dayanarak gözümüzde canlandırmayı deneyelim; ilk kademeler 20 Şubat’ta bir şekilde eğitime başlayacak ancak online olması kararı verilen yüksek öğretim nasıl olacak?

Kim nerede, yaşıyor mu, ders dinleyebilecek durumda mı ve akademisyenler ders anlatabilecek haldeler mi? Belli değil!

KYK yurtları boşaltıldıktan sonra gelen tepkiler nedeniyle acele kararlar verilerek eğitim online ilan edildi. Ancak görüşünü aldığım uzman hocamızın dediği gibi bu pandemiye benzemiyor. Korona döneminde herkes evindeydi.

Bilgisayarı, tableti, internet bağlantısı bir şekilde hazırdı. O zaman da sıkıntılar olmuştu elbette ama yaklaşık 15 milyon nüfuslu bir yer enkaz altında kalmamış, travma yaşamamış, günlerce yeme-içme, barınma, temizlik, güvenlik sorunlarıyla baş etmemiş, evladını, ailesini kaybetmemişti.

Haliyle online eğitimi verecek kişilerin de akıbeti belli değil. Belki çadırda belki de hastanede yoğun bakımdalar.

Akademik sistemler yoklama düzenine bağlı, sınav notlarıyla başarının belirlendiği kurumlar. Tüm bu insanlar nasıl çalışacak, nasıl sonuçlar elde edecekler?

***

Bu soruları cevaplamak üzere YÖK Başkanı Erol Özvar'dan üniversiteler ile ilgili açıklama geldi. Özvar, uzaktan eğitimin 20 Şubat itibariyle başlayacağını ve nisan ayı başında ise hibrit eğitimin de değerlendirileceğini kaydetti.

Ayrıca, "Talep edenlerin bahar döneminde kayıtlarının dondurulması ve bu sürenin azami öğrenim süresinden düşülmemesine karar verildi" ifadelerine de yer verdi. Özel öğrenci uygulaması da yapılabilecek.

Depremin etkilediği illerde bulunan bir kısım üniversiteler de ortak çalışmalar yapmak üzere eşleştirildi.

Bazıları şöyle:

“Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi-Gazi Üniversitesi ile,

İnönü Üniversitesi-Ankara Üniversitesi ile,

Malatya Turgut Özal Üniversitesi-Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ile,

Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi-Erciyes Üniversitesi ile,

Adıyaman Üniversitesi-Atatürk Üniversitesi ile,

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi-Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ile,

İskenderun Teknik Üniversitesi-Necmettin Erbakan Üniversitesi ile,

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi-Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile eşleştirildi.”

Özel öğrencilik ile ilgili de bir takım kararlar alındı. Depremden etkilenen illerde veya birinci dereceden yakını bu illerde yaşayanlar talep etmeleri halinde birinci derecedeki yakınının bulunduğu ikamette veya bulunduğu illerdeki üniversitelerin eş değer bölümünde özel öğrenci olabilecekler!

***

Nisan ayının başında durum tekrar değerlendirilecek.

Talep edilen biraz sağduyu.

İstenen, beklenen sadece biraz zaman!

Tanınacak sürede herkes neyin ne olduğunu anlayacak, kendisini toparlayacak, program oluşturacak. Henüz olayın şoku atlatılabilmiş değil üstelik hala daha artçı depremler devam ediyor ve insanlar ciddi şekilde psikolojik de sorun yaşıyorlar.

Yani orada yaşayanların okullar ne olacak telaşından başka dertleri var.

Önce veriler görülecek sonra gerekli değerlendirmeler yapılacak ve yola çıkılacak.

Gerekirse yaz tatili süresi kısalacak, geç başlasa da doğru bir şekilde eksiksiz eğitim sürdürülecek.

O yüzden akademisyenlerin de ricası ayrıştırmacı olunmaması yönünde.

Amaç çocukların cahil bırakılmaya çalışılması değil!

Toplumda yaratılmaya çalışılan yanlış düşüncelerin önüne geçilmesi gerekiyor.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.